Esas No: 2022/8109
Karar No: 2022/7025
Karar Tarihi: 19.09.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/8109 Esas 2022/7025 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/8109 E. , 2022/7025 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
KARAR : Mahkûmiyet
Bergama 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 04.10.2019 tarihli ve 2019/206 Esas, 2019/431 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, 87 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası ile 62 nci maddesi uyarınca 8 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmün, istinaf başvurusunun reddedilmesi suretiyle 26.01.2022 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca 20.06.2022 tarihli ve 2022/11136 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 07.07.2022 tarihli ve KYB-2022/92186 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyasının onaylı sureti Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 07.07.2022 tarihli ve KYB-2022/92186 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
"Bergama 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/06/2015 tarihli ve 2014/253 esas, 2015/382 sayılı kararını kapsayan dosya aslının, diğer sanık ... yönünden temyiz incelemesine esas olmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiş olması nedeniyle onaylı dosya sureti üzerinden yapılan incelemede,
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 50/3. maddesinde yer alan, “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, adli sicil kaydına göre, daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olan suça sürüklenen çocuk hakkında hükmolunan kısa süreli hapis cezasının, anılan maddenin 1. fıkrası bentlerindeki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde isabet görülmemiştir."
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin onbirinci fıkrasında; "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir."
5237 sayılı Kanun'un 50 nci maddesinin üçüncü fıkrasında ise; "Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte on sekiz yaşını doldurmamış veya altmış beş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir."
Şeklinde düzenlemeler mevcuttur.
2. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 20.11.2018 tarihli ve 2017/3-421 Esas, 2018/543 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; "CMK'nin 231/11. maddesine göre; mahkemenin, sanığın denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere bilerek aykırı davranması hâlinde hükmü aynen açıklamakla yükümlü olduğu, kendisine yüklenen yükümlülükleri elinde olmayan sebeplerle yerine getiremeyen sanığın ise durumunu değerlendirerek, cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşulların varlığı hâlinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar verebileceği anlaşılmaktadır.
Hükmün açıklanacağı sırada, seçenek yaptırımlara çevirme zorunluluğunun uygulanıp uygulanamayacağının ve ilk hükümde gerçekleşmesine rağmen uygulanmayan nitelikli bir hâlin açıklanan hükümde dikkate alınıp alınmayacağının, uyuşmazlık konusu olması nedeniyle ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir.
Kanun koyucu, 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesine, 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını düzenlediği 5-14. fıkraları eklediği aşamada 5237 sayılı TCK'nın 50/3. maddesindeki yasal düzenlemeyi ve zorunlulukları bilmektedir. Buna rağmen CMK’nın 231. maddesinin 7. fıkrasındaki düzenlemeyi yapmakla, açıklanması geri bırakılan hükümlerde 5237 sayılı TCK’nın 50. maddesinin üçüncü fıkrasındaki yaptırıma çevirme zorunluluğunun uygulanmamasını istediği yönündeki iradesini açıkça ortaya koymuştur. Aksi görüşün kabulü, daha önce hapis cezasına mahkûm olmamış çocuklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmaması suretiyle adli yönden lekelenmeme haklarının ellerinden alınması sonucunu doğurur ki, bu sonuç hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun düzenleniş amacına açıkça aykırıdır."
3. İncelenen dava dosyasından; suça sürüklenen çocuğun fiili işlediği tarihte on sekiz yaşını doldurmadığı ve mevcut adlî sicil kaydına göre daha önceden hapis cezasına mahkûm edilmemiş olduğu anlaşılmakla, suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, 87 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası gereği hükmolunan kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı Kanun'un 50 nci maddesinin üçüncü fıkrasındaki zorunluluk gereği 5237 sayılı Kanun'un 50 nci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen seçenek yaptırımlardan birine çevrilmemesi Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. Bergama 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 04.10.2019 tarihli ve 2019/206 Esas, 2019/431 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
19.09.2022 tarihinde karar verildi.