Esas No: 2021/1289
Karar No: 2022/3359
Karar Tarihi: 25.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1289 Esas 2022/3359 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1289 E. , 2022/3359 K.Özet:
Davalı bankanın, kredi sözleşmesine kefil olarak imza atan davacının ödediği bononun takibe konulması sebebiyle kendisine ödediği tutarın iadesi talebiyle açılan davada, mahkeme davacının borçlu olmadığına karar verse de bononun diğer kredi sözleşmelerindeki borçlar için de teminat olup olmadığı araştırılmadan karar verilmiştir. Bu nedenle, Yargıtay kararıyla mahkeme kararı bozulmuş ve dosya yeniden incelenmek üzere geri gönderilmiştir. Ayrıca, mahkeme tarafından faiz hesaplaması da yanlış yapılmıştır.
Kanun Maddeleri: Borçlar Kanunu madde 542, 549, 561, 593. Ticari İşlemler Hukuku madde 153.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ortaca 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 28.09.2020 tarih ve 2020/98 E. - 2020/389 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2006 yılına kadar S.S Dalaman Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifinde yönetim kurulu üyeliğini yaptığını, kooperatif başkanı iken 18.05.2006 tarihinde davalı bankadan kısa vadeli kredi çekildiğini, bu krediye kefil olduğunu, krediye teminat olarak bir adet bono imzalatıldığını, çekilen kredinin vadesinde ödendiğini, sonraki kredilerin hiçbirine davacının kefil olmadığını, davalının senetle kambiyo senetlerine özgü takibe giriştiğini, muhafaza işlemlerini durdurmak için müvekkilinden 11.022,36 TL tahsil edildiğini, krediden dolayı borcunun olmadığını, maddi ve manevi olarak zarara uğradığını ileri sürerek 1.000.- TL maddi, 5.000.- TL manevi tazminat ve haciz baskısı altında ödenen 11.022.36 TL’nin işlemiş faiziyle 16.030,00 TL olmak üzere toplam 21.030,00 TL’nin dava tarihinden itibaren başlayacak ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, 25.03.2009 ödeme tarihli 100.000,00 TL bedelli bononun davacı taraf ile diğer borçlular tarafından düzenlenerek müvekkil bankaya verildiğini, davacının söz konusu bonoyu kefil sıfatı ile imzaladığını, davacı tarafın maddi ve manevi tazminatlarının değerlendirilmesi için öncelikle davacının ödemiş olduğu bedelin haksız olduğunu ispat etmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; davacının dava dışı Kooperatifin kullandığı krediye kefil olduğu, ayrıca kredi borcuna teminat olmak üzere düzenlenen bonoyu da avalist olarak imzaladığı, kredi borcunun ödenmesine rağmen davalı Banka'nın bonoyu takibe koyduğu, 11.022,36 TL'yi davacının davalı Banka'ya ödemek zorunda kaldığı, kefalet sözleşme tarihi göz önüne alındığında dava tarihi itibariyle henüz zamanaşımı süresi dolmadığı, davacının borçlu olmadığı halde davalıya ödemek zorunda
kaldığı 11.022,36 TL’yi talep etmekte haklı olduğu, davacının maddi ve manevi zarar iddialarını somut deliller ile ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 11.022,36 TL alacağın ödeme tarihi olan 16/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine fazlaya dair talebin reddine, davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, dava dışı kooperatifin kullandığı kredi borcuna karşılıklı teminat olarak verilen ve ödenen bono bedelinin istirdatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, her ne kadar, davaya konu kambiyo senedinin, dava dışı Kooperatifin davalı bankadan çektiği 18.05.2006 tarihli krediye karşılık teminat amacıyla verildiği, davalının kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzaladığı ve 18.05.2006 keşide tarihli senedi de avalist sıfatıyla imzaladığı ancak kredi borcunun ödenmesine rağmen senedin takibe koyulduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de, davalı bankanın, dava dışı Kooperatif ile 18.05.2006 tarihli kredi sözleşmesinden başka kredi sözleşmelerinin imzalandığı ve bu sözleşmelere göre kredi kullandırıldığı, dava konusu senedin diğer sözleşmelerin de borçlarına karşılık teminat oluşturduğuna dair savunması değerlendirmediği gibi, bu konuda herhangi bir araştırma ve incelemede yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece, davalının savunmasında dayandığı diğer kredi sözleşmelerinin dosya içine kazandırılarak, 18.05.2006 keşide tarihli senedin davalının savunmasına dayanak yaptığı diğer kredi sözleşmelerinin borçlarına teminat oluşturup oluşturmadığının araştırılıp davaya konu senedin mezkur borçlara teminat oluşturduğunun anlaşılması halinde ise, söz konusu borçlardan dolayı davalı bankanın alacak miktarının ve bankaya yapılan ödemelerle borçların sona erdirilip erdirilmediğinin tespiti ve bononun teminat vasfının devam edip etmediği değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayalı karar verilmesi isabetli olmamış olup, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
2- Kabule göre de, davacının dava dilekçesinde, toplam 21.030.- TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsilini talep ettiği anlaşılmış olup, kısmen kabul edilen miktara dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesi isabetli olmamış, bu husus da bozma gerekçesi yapılmıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 25/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.