Esas No: 2022/8122
Karar No: 2022/7020
Karar Tarihi: 19.09.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/8122 Esas 2022/7020 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/8122 E. , 2022/7020 K."İçtihat Metni"
(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Kasten basit yaralama suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 89/1, 62 ve 52/1. maddeleri gereğince 2.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Ereğli 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.05.2018 tarihli ve 2017/88 Esas, 2018/398 Karar sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 09.06.2022 tarihli ve 2019/11511 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.07.2022 tarihli ve 2022/88919 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, soruşturma aşamasında yapılan uzlaşma teklifinin müşteki vekili tarafından kabul edilmemesi üzerine, uzlaşmanın sağlanamadığının bahisle kamu davası açıldığı ve Mahkemesince uzlaştırma yoluna gidilmeyerek sanık hakkında mahkumiyet kararı verildiği anlaşılmış ise de;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253/4. maddesinde yer alan, "Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tâbi olması ve kamu davası açılması için yeterli şüphenin bulunması hâlinde dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir, büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur, şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin ... olmaması hâlinde uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır, uzlaştırmacı uzlaştırma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde teklifi reddetmiş sayılır" şeklindeki,
Ceza Muhakemesi Kanunu'na Göre Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğinin 29/1. maddesinde yer alan, "Uzlaştırmacı, şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur, şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar görenin ... olmaması ya da kısıtlı olması hâli ile mağdur veya suçtan zarar görenin ayırt etme gücü bulunmaması durumunda uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır." şeklindeki,
Anılan Yönetmeliğin 31/1. maddesinde yer alan, "uzlaşma müzakerelerine şüpheli, sanık, katılan, mağdur, suçtan zarar gören, kanunî temsilci, müdafi ve vekil katılabilir. Şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar görenin kendisi veya kanunî temsilcisi, müdafi ya da vekilinin haklı bir mazereti olmaksızın müzakelere katılmaktan imtina etmesi hâlinde ilgili taraf uzlaşmayı kabul etmemiş sayılır." şeklindeki düzenlemeler karşısında, uzlaştırma teklifinin şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar görene bizzat yapılması gerektiği, bu nedenle onların vekili ya da müdafiine yapılamayacağı, soruşturma konusu olayda müşteki vekiline yapılan uzlaştırma teklifinin geçerli olmadığı ve dosyanın yeniden uzlaştırma bürosuna gönderilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
TÜRK MİLLETİ ADINA
5271 sayılı CMK’nin 253/4. maddesine göre; "Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tâbi olması ve kamu davası açılması için yeterli şüphenin bulunması hâlinde, dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir. Büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin ... olmaması halinde, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır. Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılır."
İnceleme konusu somut olayda, uzlaştırma bürosu tarafından sanığın müdafiine uzlaşma teklifi yapılmıştır. Bu nedenle sanık müdafiine yapılan uzlaştırma teklifi geçerli olmadığından sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesinde isabet bulunmamaktadır.
Bu nedenle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Ereğli 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.05.2018 tarihli ve 2017/88 Esas, 2018/398 Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesi gereğince KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.09.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.