23. Hukuk Dairesi 2012/5172 E. , 2012/6206 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESi :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin yöneticisi olan davalının, ... İl Milli Eğitim Müdürlüğü nezdinde düzenlenen şehiriçi gezi programında görev yapan bir kısım otobüs sahibi üyelere ödeme yapmadığını, bu üyelerin de daha sonra alacaklarını kooperatiften talep ettiklerini ileri sürerek, şimdilik 5.000,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ... Milli Eğitim Müdürlüğü ile davacı kooperatif arasında yapılan protokol gereği, gezi programında görev yapacak otobüsler için alınan paraların, müvekkilinin karşı çıkmasına rağmen, programda görev yapan üyeler yerine, kooperatifin borcu bulunduğu bankalara aktarıldığını, üyelerin bir bölümüne ise imza karşılığı ödeme yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; İl Milli Eğitim Müdürlüğü nezdinde yürütülen gezi programı için sponsorlar tarafından ödenen 16.000,00 TL"nin kooperatif kasasına girdiği, bu proje kapsamında görev yapmış üyelerden eksik ya da hiç ödeme yapılmayan üye varsa bu kişilerin kooperatif aleyhine dava açması gerektiği, eğer kooperatif tarafından bu kişilere fazla ödemek yapılmak zorunda kalınırsa ancak bu durumda kooperatifin zarara uğramasında kusuru bulunan yöneticilere rücu edilebileceği, bu nedenle yönetici konumundaki davalının doğrudan sorumluluğu bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, önceki dönem kooperatif yöneticisi olan davalı hakkında açılan sorumluluk davası olup, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 62"nci maddesi ve yine aynı Kanun"un 98"nci maddesi yollaması ile dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 Sayılı TTK’nun 336"nci maddesi uyarınca, yönetim kurulu üyeleri yasa ve anasözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri kasden veya ihmal ile yerine getirmedikleri takdirde oluşacak zararlardan kooperatife karşı da sorumludurlar. Kooperatif tarafından yöneticilere karşı açılan bir sorumluluk davasının görülebilmesi, TTK"nın 341"nci maddesi gereğince, genel kurulun bu yönde karar alması ve davanın denetçiler tarafından açılmasına bağlıdır. Ancak, anılan usuli eksiklikler dava şartı olmayıp, sonradan da tamamlanabileceğinden anılan yönteme uyulmaması davanın hemen reddini gerektirmez. Esasen bu hususlar üzerinde mahkemece de re"sen durulması zorunludur.
Somut olayda davalı aleyhine sorumluluk davası açılması yönünde genel kurulca alınmış bir karar bulunmadığı gibi dava, denetçiler tarafından da açılmamıştır. O halde, mahkemece, davacı tarafa, 6100 sayılı HMK"nun 52,53 ve 54. (HUMK"nun 39. ve 40.) maddeleri uyarınca davalı hakkında sorumluluk davası açılmasına ya da açılan işbu davaya muvafakat verilmesine ilişkin genel kurul kararının ve davanın gelindiği aşamada görevde olan denetçilerin davayı açan vekile denetçi sıfatıyla verdikleri vekaletnamenin ibrazı için önel verilmesi, noksan olan usuli işlemler yerine getirildikten sonra davaya devam edilmesi, verilen süre içinde bu eksiklikler tamamlanmaz ise davanın açıklanan usul yönünden reddedilmesi gerekir.
Bu durumda, anlatılan ilkeler çerçevesinde usuli eksiklerin giderilmesinden sonra mahkemece işin esasına girilmesi gerekirken, anılan usuli eksiklikler üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2)Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 19.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.