Esas No: 2021/1278
Karar No: 2022/3423
Karar Tarihi: 26.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1278 Esas 2022/3423 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1278 E. , 2022/3423 K.Özet:
Davalı tarafından davacı aleyhinde bonoya dayalı icra takibi başlatılmıştır. Davacı, davalıya borçlu olmadığını ve senet üzerinde tahrifat yapıldığını iddia ederek menfi tespit davası açmıştır. Mahkeme, senetteki tahrifatın ispat edilemediği gerekçesiyle davacının talebini reddetmiştir. Davacı vekili kararı temyiz etmiştir ancak temyiz itirazları reddedilmiştir.
Kanun Maddesi: Türk Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 26.11.2020 tarih ve 2019/578 E. - 2020/735 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı tarafından davacı aleyhinde bonoya dayalı icra takibi başlatıldığını, davacının davalıya hiçbir borcu bulunmadığını, 1943 doğumlu olan davacının okur yazar olmadığını, senette bulunan imzanın usulünde geçerli olmayacağını, yaşı itibariyle sağlıklı karar verme yeteneğinin olmadığını, davalıyla aralarında ticari bir ilişki bulunmadığını, davalının senetteki kefil ile davacının oğlunun ortak ticaret yaptıklarını, buna istinaden davacının yaşından da faydalanarak hata, hile ve tehdit ile senedin imzalatıldığını,senedin 6.000,00 TL olarak düzenlenmesine rağmen senet üzerinde davalı tarafından tahrifat yapılarak senedin 60.000.-TL olarak icra takibine konulduğunu ileri sürerek, davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından hakkında başlatılan icra takibinden 5 yıl sonra menfi tespit davası açıldığını, davacının takip borcuna ilişkin kısmi yani 4.500,00 TL ödediğini, davacının taşınmazına haciz konulduğunu ve satışının istendiğini, taşınmaz üzerinde haciz şerhi varken taşınmazın muvazaalı olarak 3.kişiye satıldığını, bu hususta açılan tasarrufun iptali davasının kabul edilerek kesinleşmesi üzerine taşınmazın tekrar satışını talep ettiklerini, işbu davanın satış işlemlerini durdurmak amacıyla kötüniyetle açıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; davacının davaya konu senetteki 6.000,00 TL' nin 60.000,00 TL olarak değiştirildiğini ve senedin bu kısmında tahrifat olduğunu, bu nedenle kambiyo vasfını yitirdiğini, senedin davacıya kandırılarak imzalattırıldığını, senet nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarını iddia ederek işbu menfi tespit davasını açtığı, alınan 01/07/2020 tarihli ATK raporuna göre senedin miktar belirtir hanelerinde tahrifat yapıldığını gösterir bulgu saptanamadığı, davacının tahrifat iddiasını ispat edemediği, davalının kötüniyet tazminat talebi olmadığı gerekçesiyle davacının açmış olduğu menfi tespit davasının reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 26/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.