Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/9121 Esas 2022/3450 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/9121
Karar No: 2022/3450
Karar Tarihi: 26.04.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/9121 Esas 2022/3450 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı bankadan birden fazla ticari kredi kullandığını ve kredilerden kaynaklı dosya masrafı ve değişik isimler altında masraf tahsilinin banka tarafından yapıldığını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 250,00 TL'nin tahsilini talep etmiştir. Davacı bu talebini 19.03.2019 tarihli ıslah dilekçesiyle 750.- TL'ye yükseltmiştir. Davalı ise kredinin ticari nitelikte olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacının kullandığı ticari kredi için ücret alınacağı ancak oran belirtilmediği, kredi sözleşmesinin incelenmesi sonucu tahsil edilen ücretin uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan kanun yararına bozma başvurusu red edilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- Türk Borçlar Kanunu'nun 20. ve 25. maddeleri: Sözleşmede açıkça belirtilmeyen masrafların sözleşme hükümleri dışında kabul edilemeyeceğini belirtir.
- HMK'nın 363. maddesi: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı veya Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü tarafından kanun yararına bozma talebinde bulunulması durumunda davanın temyiz incelemesi yenilenir.
11. Hukuk Dairesi         2021/9121 E.  ,  2022/3450 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki davanın Dörtyol 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yukarıda sayı ve tarihi belirtilen kararın HMK 363. maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasının Adalet Bakanlığı tarafından istenilmesi üzerine, dava dosyası ve içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve diğer tüm dosya kapsamı delil ve belgeler incelendi. Gereği müzakere edilip düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan birden fazla ticari kredi kullandığını, kredilerden kaynaklı dosya masrafı ve değişik isimler altında masraf tahsilinin banka tarafından yapıldığını, taraflar arasındaki sözleşmenin tip sözleşmeler olarak kabul edildiği ve müvekkili aleyhine konan masrafların yazılmamış sayılması gerektiğini TBK 20-25. maddelerine aykırı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 250,00 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı bu talebini 19.03.2019 tarihli ıslah dilekçesiyle 750.- TL'ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili, kredinin ticari nitelikte olduğunu, karşı tarafın basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğünün olduğunu ve kredi kullanan tarafın kredi sözleşmesine binaen bilgilendirildiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının kullandığı ticari krediden tahsis ücretinin alınacağının sözleşmede belirtildiği ancak oran belirtilmediği, ödeme planlarında ne kadar tahsis ücreti alınacağının belirtildiği, emsal banka uygulamalarına göre alınan oranın uygun olduğu, kullanılan kredinin ticari kredi olması ve emsal banka uygulamalarına göre uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine kesin olarak karar verilmiştir.
    Anılan kesin karar hakkında Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü’nün 21.12.2021 tarih ve 39152028-153.01-1321-2020-E. 1502/24503 sayılı kanun yararına temyiz isteminde özetle, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden sonra davacı tarafça 27.06.2014, 16.09.2014 ve 28.08.2015 tarihlerinde kullanılan kredilerin, öncelikle taraflar arasında akdedilmiş olan kredi sözleşmeleri yeterince tetkik edilip, genel işlem koşulu iddiaları üzerinde durulduktan sonra, yukarıda anılan ilkeler çerçevesinde yapılacak bir inceleme ve değerlendirmenin sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı bulunduğu bildirilerek kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
    Davaya konu kredi sözleşmeleri incelendiğinde sözleşmenin 9. maddesinde sözleşme uyarınca açtığı kredi bazında her nevi komisyon, masraf ve giderin kredi tahsilatına eklenebileceği hükmüne yer verilmiş olup, davacının kredi ödeme planlarında yer alan ve rakamı yazılı tahsis ücreti altında imzası bulunmakla müzakere edilmeksizin davalı bankaca talep edildiği ispatlanamamıştır. Mahkemece emsal banka uygulamaları ile birlikte tahsil edilen ücretinde uygunluğu saptanmış olmakla kanun yararına temyiz itirazlarının yerinde olmadığı görülmekle reddi yoluna gidilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda yer alan sebeplerle, Adalet Bakanlığı’nın HMK’nın 363. maddesine dayalı yerinde bulunmayan kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın mahkemesine iadesine, karardan bir örneğinin Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü'ne gönderilmesine, 26/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara