Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/16244 Esas 2022/11032 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/16244
Karar No: 2022/11032
Karar Tarihi: 01.11.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/16244 Esas 2022/11032 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararına göre, sanık kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan mahkûm oldu. Ancak, mahkeme dosyada eksik araştırma yapıldığı için hükmün bozulmasına karar verdi. Ayrıca, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191. maddesine göre kamu davasının açılması ertelemeli kararı ile verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinde ikinci uyarının yapılmadığı için hüküm kurulamayacağı belirtildi. Tebligat işlemlerinde ise sanığın MERNİS adresine yapılan doğrudan tebligatın usulsüz olduğu anlaşıldığından, kararın infazına devam edilmeden önce gerekli tebligat işlemlerinin tamamlanması gerektiği vurgulandı.
6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca kamu davasının açılması ertelemeli kararı ile verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinde ikinci uyarının yapılmaması halinde sanığın yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uygun davranmadığının kabul edilebilmesi için önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı uyarısının yapılması gerekmektedir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. madde ve fıkrasına göre, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ancak, adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres ile aynı ise MERNİS adresi olduğ
10. Ceza Dairesi         2020/16244 E.  ,  2022/11032 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme : ANKARA 13. Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
    Hüküm : Mahkûmiyet

    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    1- Sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmasına dayanak teşkil eden soruşturma evrakının aslı veya onaylı örneklerinin denetime imkan verecek şekilde dosya içerisinde ve UYAP sisteminde bulundurulması gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
    2- 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin infaz işlemlerinde, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlamak üzere çıkarılan ilk uyarılı başvuru davetiyesinin tebliği üzerine, müracaatta bulunmayan şüphelinin, aynı Kanun'un 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca kendisine yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için; "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen başvuruda bulunmadığı takdirde, sanık hakkında kamu davasının açılması gerektiğinden, inceleme konusu olayda ikinci uyarı yapılmadığı için kamu davasını açma koşulları oluşmadan davanın açılmış olduğu,
    Anlaşıldığından; 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi gereğince kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere, kamu davasının durmasına ve gerekli tebligat işlemlerinin tamamlanarak, kararın infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi yerine, yargılamaya devam edilerek sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi,
    3- 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila
    tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, mercii tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı hükmedilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığın MERNİS adresine doğrudan Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereği tebliğ edildiğinin dolayısıyla tebligatın usulsüz olduğunun anlaşılması karşısında; kamu davasının durmasına ve gerekli tebligat işlemlerinin tamamlanarak, kararın infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi yerine, yargılamaya devam edilerek sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 01/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara