Esas No: 2022/12850
Karar No: 2022/10998
Karar Tarihi: 01.11.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/12850 Esas 2022/10998 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2022/12850 E. , 2022/10998 K.Özet:
Mahkeme, bir kişinin uyuşturucu madde bulundurması suçlamasıyla verilen hükümde yapılan yanıltmayı tespit etti ve temyiz süresini kabul etti. Ancak, belirli belgelerin dosyada bulunmaması ve hüküm sonrası değişen yasal düzenlemeler nedeniyle kararı bozdu. Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı sonrası, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda ceza dörtte bir oranında indirileceği belirtildi. TCK'nın 7. maddesi ve CMK'nın 251. maddesi hükümleri dikkate alınarak, sanığın hukuki durumu \"Basit Yargılama Usulü\" yönünden değerlendirildi. Karar oy birliğiyle alındı.
Kanun maddeleri:
-TCK'nın 191. maddesi
-5271 sayılı CMK'nın \"Basit Yargılama Usulü\" başlıklı 251. maddesi
-7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi
-7188 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesi
-CMK'nın 251. maddesi'nin 3. fıkrası
-TCK'nın 7. maddesi
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanığa tebliğ edilen hükme ilişkin sanık tarafından süresi geçtikten sonra 23/02/2021 tarihinde temyiz talebinde bulunulmuş ise de, hükümde 7 günlük temyiz süresinin 15 gün olarak gösterilerek sanığın yanıltıldığı anlaşıldığından; temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
1) Bozmaya uyulduğu belirtildiği halde; ele geçirilen suç konusu madde ile ilgili ekspertiz raporunun, hastane raporunun ve olay tutanağının aslı veya onaylı örneklerinin dosyada bulunmadığı anlaşıldığından, bu belgelerin bulunduğu yetkisizlik kararını veren Keçiborlu Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/227 sayılı soruşturma dosyasının aslı veya onaylı örneğinin getirtilerek denetime imkan verecek şekilde bu dosya içerisinde bulundurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
2) Suçun sübut bulması halinde; suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK’nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmiş olan 5271 sayılı CMK'nın "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile, "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "... basit yargılama usulü..." yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline
karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; " mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun "Basit Yargılama Usulü" yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 01/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.