Esas No: 2021/13271
Karar No: 2022/18424
Karar Tarihi: 02.11.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/13271 Esas 2022/18424 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/13271 E. , 2022/18424 K.Özet:
Sanık, yetkilisi olmadığı bir şirket adına ciroladığı çeki kullanarak resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından yargılanmaktadır. Resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin temyiz incelemesinde, olağanüstü dava zamanaşımının suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu nedenle sanığın temyiz nedenlerinin yerinde görüldüğü ve hükmün bozulması gerektiği belirtilmiştir. Dolandırıcılık suçuna ilişkin olarak ise, sanığa adli para cezası verilmesi kararlaştırılmıştır ancak adli para cezasının belirlenmesi sırasında yanlış bir hesaplama yapılmış ve sonuç olarak sanık hakkında fazla ceza tayini yapılmıştır. Bu nedenle, hüküm fıkrasının düzeltilmesi ve sanığın 3 yıl hapis ve 10.000 TL adli para cezasıyla cezalandırılması gerektiği kararlaştırılmıştır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66/1-e, 67/4, 52 ve 53 maddeleri, 5275 sayılı Kanun’un 106/3 maddesi, 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 321 ve 322 maddeleri bu kararda detaylı olarak ele alınmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması
suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
...
...
Sanığın, yetkilisi olmadığı şirket adına ciroladığı çeki kullanmak suretiyle resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; suç tarihinin, en aleyhe kabulle suça konu çekte keşide tarihi olan 23.10.2006 olduğu gözetilerek yapılan incelemede:
A) Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde:
Sanığa yüklenen “resmi belgede sahtecilik” suçunun Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, 23.10.2006 olan suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla sanığın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
B) Banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde:
Hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinde uygulanacak olan 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesine ilişkin 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6545 sayılı Kanun'un 81. maddesiyle yapılan değişiklik ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
TCK'nin 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı Kanun'un 52. maddesi uyarınca 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği nazara alındığında; somut olayda elde edilen haksız menfaat miktarı 5.000 TL olduğu halde, adli para cezasına esas temel gün sayısının haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde 500 gün olarak belirlenip TCK’nin 52. maddesi uyarınca günlüğü 20 TL’den hesap edilerek 10.000 TL adli para cezasına çevrilmesine karar verildikten sonra sonuç cezanın TCK'nin 158/son maddesi gereğince elde edilen menfaatin iki katından az olamayacağı gerekçe gösterilerek 11.000 TL'ye çıkartılması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından “ancak TCK’nun 158/1-son maddesi uyarınca sanığa verilen adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamayacağından sanığın 11.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ibaresinin çıkartılıp yerine “sonuç olarak sanığın 3 yıl hapis ve 10.000 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına” ibaresinin yazılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yz.İşl.Md. Y.
...