Esas No: 2018/3640
Karar No: 2022/18363
Karar Tarihi: 02.11.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/3640 Esas 2022/18363 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2018/3640 E. , 2022/18363 K.Özet:
Sanık hakkında sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlamasıyla tefecilik suçundan açılan dava kapsamında, tefecilik suçundan beraat kararı verilerek, sahte fatura düzenleme ve kullanma suçu nedeniyle mahkumiyet kararı verilmiştir. Ancak, sanık hakkında açılan tefecilik davasında doğrudan zarar görüp kamu davasına katılma hakkı bulunan şikayetçi adına vekilinin katılma talebi hakkında bir karar verilmemiştir. Bu durumda, katılan sıfatını alabilecek olan şikayetçinin yasal olarak dava sürecine katılma hakkı olduğu belirtilerek, dava sürecinde uluslararası hukuk kurallarına uygun olarak sanık hakkında verilen beraat kararı onanmış, sahte fatura düzenleme ve kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükmü ise usul hatası nedeniyle bozulmuştur. Kararda bahsedilen kanun maddeleri ise, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 237/2. maddesi, 260/1. maddesi, Türk Ceza Kanunu'nun 7/2. maddesi ve 53. maddesidir. Ayrıca, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da referans gösterilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Sahte fatura düzenleme ve kullanma, Tefecilik
...
...
...
Sanık ...’a yüklenen sahte fatura düzenleme ve kullanma ile tefecilik, sanık ...’na yüklenen tefecilik suçlarından doğrudan zarar görüp kamu davasına katılma hakkı bulunan şikayetçi adına vekilinin 13.08.2014 tarihli katılma talebi hakkında bir karar verilmediği anlaşılmış ise de, katılan sıfatını alabilecek olan şikayetçinin, 5271 sayılı CMK'nin 260/1. maddesi gereğince yasa yoluna başvurma hakkı bulunduğu kabul edilip aynı Kanun'un 237/2. maddesi uyarınca davaya katılan olarak kabulüne karar verilerek yapılan incelemede;
1) Sanık ... hakkında “Tefecilik” suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilen ve değerlendirilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan kanaat ve takdirine, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak dosya içeriğine uygun şekilde açıklanan gerekçeye göre; yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı Mahkemece kabul ve takdir kılınmış olmakla, katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
2) Sanık ... hakkında “Sahte fatura düzenleme ve kullanma” suçlarından verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik sanık müdafisi ile katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde;
a) Hatay Cumhuriyet Başsavcılığının 02.07.2014 tarih ve 2014/4475 Esas sayılı iddianamesiyle, dava şartı olan mütalaa ve ekindeki vergi suçu raporuna uygun şekilde sanık ... hakkında 2013 takvim yılında ''sahte fatura düzenleme'' ve ''sahte fatura kullanma'' suçlarından açılan kamu davasında; ''sahte fatura düzenleme'' ve ''sahte fatura kullanma'' suçlarının birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu, her biri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden zincirleme suç hükümleri de uygulanmaksızın tek mahkumiyet hükmü kurulması suretiyle eksik ceza tayini,
b) Vekili aracılığıyla usulüne uygun katılma talebinde bulunan şikayetçi kurumun talebinin kabulüne karar verilerek, sanık ...’ın mahkûmiyetine karar verilmesi nedeniyle lehine, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu avukatlık ücretine hükmolunması gerektiğinin gözetilmemesi, yasaya aykırı,
c) Hükümden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359. maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanık ...’ın hukuki durumunun ve 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafisi ile katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.