Esas No: 2022/2158
Karar No: 2022/3470
Karar Tarihi: 27.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/2158 Esas 2022/3470 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2022/2158 E. , 2022/3470 K.Özet:
Manavgat 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan bir davada, iş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemi olan davacının dava açtığı şirketin, TTK'nın Geçici 7. maddesi uyarınca re'sen terkin edildiği ve davacının şirketin ihyası için dava açmakta hukuki menfaatinin bulunduğu belirtilmiştir. İlk derece mahkemesinde, şirketin ihyası ile ticaret sicilinde tescil ve ilanına, tasfiye memuru olarak mali müşavir-bilirkişi İsmail Koca'nın atanması ve kendisine 1.500 TL ücret takdirine karar verilmiştir. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi, TTK'nın geçici 7. maddesi uyarınca yapılan terkin işleminin usulüne uygun olmadığına ve yalnızca taraf teşkilinin sağlanması bakımından ihyaya karar verilmesi ile yetinilerek, tasfiye memuru atanmasına gerek olmadığına hükmetmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun Geçici 7. maddesi, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirketlere bu madde hükümlerinin uygulanmayacağını düzenlemektedir. TTK'nın 547. maddesi ise tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin zorunlu hale gelmesi halinde tasfiye memurunun atanmasının gerekeceğini öngörmektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Manavgat 4. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 25.12.2019 tarih ve 2019/301 E. - 2019/384 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan kabulüne dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 11.09.2020 tarih ve 2020/1164 E. - 2020/977 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi tasfiye memuru vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin An Otel Turzm.İşletmeleri, K. Otel Turizm İşlet. Ticaret. A.Ş. ve Marktur Turizm İşletmecilik A.Ş. aleyhine 29.07.1997 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası açtığını, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, kararın Yargıtay 21. Hukuk Dairesince bozulduğunu, Manavgat İş Mahkemesinin 2019/329 esasına kaydedildiğini, mahkemece uyulan bozma kararında "yapılacak iş Marktur Turizm İşletmecilik A.Ş'nin ihyasının sağlanması ve tasfiye memuru atanması için dava açmak üzere davacı tarafa uygun bir önel verilmesi gerektiği"nin belirtildiğini ileri sürerek, TTK 547 maddesi uyarınca Marktur Turizm İşletmecilik A.Ş.'nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... temsilcisi, yasal hasım olmaları nedeniyle davanın kabulü halinde aleyhlerine yargılama giderine hükmedilmemesini taleple davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; dava konusu şirketin 6102 sayılı TTK'nun geçici 7. maddesi gereğince ticaret sicilden 07/07/2014 tarihinde re'sen terkin edildiği, davacının bu davayı açmakta hukuki menfaatinin bulunduğu gerekçesiyle Manavgat Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı Marktur Turizm İşletmecilik A.Ş.'nin Manavgat İş Mahkemesinin 2019/329 Esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere ihyası ile ticaret sicilinde tescil ve ilanına, tasfiye memuru olarak mali müşavir-bilirkişi İsmail Koca'nın atanmasına ve kendisine 1.500,00 TL ücret takdirine, tasfiye memuru giderinin Manavgat İş Mahkemesinin 2019/329 Esas sayılı dosyasında haksız çıktığı takdirde ihya edilen şirketten alınmak kaydıyla gider avansı olarak davacı tarafından karşılanmasına karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi'nce; mahkemece ihya kararı verilmesi ve ek tasfiye için tasfiye memuru atamasının yerinde olduğu, ancak şirketin yasada öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle TTK Geçici 7. madde uyarınca re'sen terkin edildiği, şirketin varsa son tasfiye memuru, yoksa son yetkililerinin araştırılması, bir veya birkaçının tasfiye memuru olarak atanması, şirket yetkilisi olan tasfiye memuru için ayrıca bir ücrete gerek olmadığından ücret takdir edilmemesi gerektiğinden davacı vekilinin şirkete dışarıdan bir mali müşavirin tasfiye memuru atanmasına ilişkin istinaf talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, şirketin ihyasına, ihyasına karar verilen şirkete 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 547. maddesi gereğince şirkete yönelik tazminat davasıyla sınırlı olmak üzere ek tasfiye işlemlerinin yapılması için şirket ortağı ...'in tasfiye memuru olarak atanmasına, tasfiye memuru atanmasına ilişkin kararın Ticaret Sicilinde tescil ve ilanına karar verilmiştir.
Kararı, tasfiye memuru vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında ticaret sicilinden re’sen terkin olunan şirketin ihyası istemine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemesince, Marktur Turizm İşletmecilik A.Ş.’nin Manavgat İş Mahkemesinin 2019/329 E. sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verildikten sonra, ek tasfiye işlemlerinin yapılması için şirket ortağı ...’in tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir.
TTK’nın geçici 7. maddesinin 2. fıkrası “davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz” düzenlemesini içermekte olup, davacının talebine dayanak yaptığı Manavgat İş Mahkemesinin 2019/329 esas numaralı davanın 2006 tarihinde açıldığı ve davanın varlığına rağmen şirketin, TTK'nın Geçici 7. maddesine göre 07.07.2014 tarihinde re'sen terkin edildiği, bu durumda terkin işleminin TTK'nın 7/2. maddesine aykırı olarak yapıldığı açık olup, terkin işlemi usulüne uygun yapılmadığından ihya davası açmak için kanunda öngörülen 5 yıllık hak düşürücü süre uygulanamayacaktır.
TTK'nın 547. maddesine göre tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğunun anlaşılması halinde tasfiye memurunun atanması gerekecektir. İhyası istenen şirket 6102 sayılı yasanın TTK'nın geçici 7/15. maddesine dayanılarak resen terkin edilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere hakkında açılmış dava varken terkin işlemi yapılması aynı yasanın geçici 7. maddesine aykırı olup, esasen tasfiyesi de yapılmadığından ve yapılacak tasfiye işlemi de yasaya uygun olmayacağından yalnızca taraf teşkilinin sağlanması bakımından ihya kararı verilmesi ile yetinilerek, tasfiye memuru atanmasına gerek olmadığı halde (Emsal; Yargıtay 11.H.D.'nin 19/09/2018 tarih, 2018/3714 E.- 2018/5439 K. sayılı ilamı) mahkemece bu husus gözetilmeksizin karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiş ise de anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmeyeceğinden kararın HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca düzelterek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle tasfiye memuru vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm kısmının 2. maddesinin b bendindeki “tasfiye memuru olarak şirket ortağı ...’in atanmasına” ibaresinin hükümden tamamiyle çıkarılmasına ve Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTEREK ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden tasfiye memuruna iadesine, 27/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.