Esas No: 2012/4648
Karar No: 2012/6082
Karar Tarihi: 17.10.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/4648 Esas 2012/6082 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin önceden üyesi olduğu davalı kooperatiften sadece bir kredi çekmiş olmasına ve o krediyi ödemiş olmasına rağmen davalının müvekkiline borç yazısı gönderdiği ve aleyhine icra takibine giriştiğini ileri sürerek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının halen kooperatif üyesi olduğunu, kredi borcunun eksik ödendiğinden davacı aleyhine icra takibine girişildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, adli tıp raporu, benimsenen hukukçu bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu 714 sayılı borç senedindeki dört imzadan sadece bir imzanın ve bu borç senedinin yapılandırılması için düzenlenmiş 754 sayılı borç senedindeki imzanın davacıya ait olduğu, davacının davalıya borcundan fazla ödeme yapmış olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının754 sayılı ve icra takibine konu 714 sayılı borç senetlerinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, borç senetlerinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı vekili yaralama sırasında, Adli Tıp raporuna göre davacının imzalamış olduğu 754 sayılı, 26.02.2002 tarihli ve 800,00 TL bedelli yapılandırma borç senedinin düzenlendiği tarihteki davacının borcunun 1.000,00 TL olarak belirlendiğini, Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Müdürlüğü’nün 1146 sayılı ve 25.01.2002 tarihli genelge gereğince toplam borcun %20’sinin yani 200,00 TL’sinin müracaat tarihi olan 26.02.2002 tarihi itibariyle 0602657 ve 0602650 sayılı makbuzlarla tahsil edildiğini, bakiye 800,00 TL borcun da beş eşit taksite bölündüğünü, buna rağmen davacının borcunun tamamını ödemediğini; bilirkişi tarafından davacının kardeşi 110 numaralı kooperatif üyesi ....’nın kendi borcu için 0602306 sayılı makbuzla yapmış olduğu 530,00 TL’lik ödemenin müvekkilinin 16.08.2007 tarihli yazısına rağmen sanki davacının ödemesiymiş gibi kabul edildiğini savunmuştur. Buna karşın davacı da 714 sayılı borç senedindeki 450,00 TL krediye ilişkin ilk sıradaki imzanın Adli Tıp raporuyla kendisine ait olduğunun, 8., 9. ve 10. sıradaki toplam 1.350,00 TL krediye ilişkin imzaların kendisine ait olmadığının tespit edildiğini, söz
konusu genelge gereğince yapılandırmanın faizsiz yapılmasının gerekmesine rağmen 450,00 TL olan borcunun hatalı bir şekilde 800,00 TL olarak yapılandırıldığını, icra tehdidi yüzünden 754 sayılı yapılandırma borç senedini imzaladığını, 26.02.2002 tarihinde 200,00 TL’nin yapılandırma kapsamında ödendiğini, toplamda 820,00 TL ödeme yaptığını, buna ilişkin 26.08.2002 tarihinde yaptığı 410,00 TL ödeme makbuzunun kaybolduğunu, ancak kredi hesap kartında silinti yapıldığının belirgin olduğunu, buna rağmen kendisine 11.12.2003 tarihli borç yazısının gönderilerek, 01.05.2008 tarihinde de 714 sayılı borç senedine istinaden aleyhine ilamlı icraya girişildiğini belirtmiştir. Tarafların dayandığı Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Müdürlüğü’nün 1146 sayılı ve 25.01.2002 tarihli borç yapılandırılmasına ilişkin genelgenin 17. sayfasında ise; vadesi geçen hesaplarda kayıtlı bulunan alacaklara, ortağın taksitlendirme için müracaat ettiği tarih itibariyle mevcut mevzuat çerçevesinde faizin hesap ve kapitalize edileceği, varsa takip masrafları ve avukat ücretleri ile diğer masrafların da borca ilave edileceği yani müracaat tarihi itibariyle üyenin ödemesi gereken toplam borç tutarının bulunacağı, üyeden toplam borcun en az % 20’sinin müracaat tarihi itibariyle tahsil edileceği, kalan borç tutarının en fazla beş taksitle otuz aya kadar faizsiz taksitlendirileceği öngörülmüştür.
Somut olayda doğru hükme varabilmek için öncelikle, takibe dayanak teşkil eden 714 sayılı borç senedindeki 8., 9. ve 10. sıradaki toplam 1.350,00 TL bedelli krediye ilişkin imzaların Adli Tıp raporuna göre davacıya ait olmadığının anlaşılması, bu borç senedindeki borcun ödenmemesi nedeniyle borcun yapılandırılarak 754 sayılı yeni borç senedinin düzenlenmesi hususları ile yapılandırmaya ilişkin genelge ve takip talebi de gözetilerek davacının, varsa ödemesi gereken miktarlarla geciken ödemeleri, yapılan ödemelerin tarihlerine göre temerrüdün ne zaman oluştuğu dayanakları gösterilmek suretiyle tespit edilerek davacının borç miktarı bulunmalı ve taraflar arasındaki alacak borç ilişkisi hiç bir tereddüde yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Bu durumda, kooperatif uygulamaları ve mali konularda uzman bir bilirkişi seçilerek, tarafların delilleri ile kooperatifin uyuşmazlığın çözümüne ilişkin tüm defter, kayıt ve belgeleri celp edilmek suretiyle incelenerek, tarafların özellikle yukarıdaki iddia, savunma ve itirazlarını da karşılayacak şekilde ve önceki rapordaki tespitler de tartışılmak suretiyle, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporu esas alınarak, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.