Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8427 Esas 2022/3563 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/8427
Karar No: 2022/3563
Karar Tarihi: 28.04.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8427 Esas 2022/3563 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi, müvekkilinin çakmak biçiminden oluşan şirket logosunun marka olarak tescil edilmesine ilişkin başvurusunu reddetti. Başvurunun reddine yönelik olarak tesis olunan YİDK kararlarının iptal edilmesi talebiyle dava açıldı. Davacı vekili, başvuru konusu işaretin marka olabilme vasfının bulunduğunu ileri sürerek YİDK kararlarının iptaline karar verilmesini talep etti. Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, başvuru konusu işaretin ayırt edici olmaması ve vasıf bildirici olması sebebiyle tescilinin olanaklı bulunmadığını savundu. Mahkeme, başvuru konusu işaretin ortalama düzeydeki tüketici kitlesi üzerinde bıraktığı izlenim bakımından daha önce piyasada bulunan ürünlerden ayırt edilebilir olmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunu reddetti. Yapılan yargılama sonucunda, Bölge Adliye Mahkemesi istinaf başvurusunun esastan reddine karar verdi. Temyiz incelemesi sonucunda, kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı onadı.
Kanun Maddeleri:
- 556 sayılı KHK’nın 7. maddesinin a bendi
11. Hukuk Dairesi         2020/8427 E.  ,  2022/3563 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 13.12.2017 tarih ve 2017/127 E- 2017/472 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 09.10.2020 tarih ve 2019/422 E- 2020/850 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin çakmak biçiminden oluşan şeklin marka olarak tescili istemiyle 14.08.2015 tarihinde gerçekleştirdiği, 34. sınıftaki "Tütün, çiğneme tütünleri, sigaralar, purolar. Değerli metalden olanlar da dahil olmak üzere, tütün içenlere mahsus malzemeler: pipolar, puro ve sigara ağızlıkları, küllükler, tütün kutuları, sigara sarmak için aletleri, sigara kağıtları, nargileler, çakmaktaşları, çakmaklar. Kibritler." ürünlerini içeren marka tescil başvurusunun Markalar Dairesi tarafından önce ilana çıkarıldığını, ilana gelen itirazların incelenmesi sırasında başvurunun 556 sayılı KHK’ nin 7. maddesinin a bendi hükmü mesnet alınarak ayırt edici olmaması gerekçe gösterilerek reddedildiğini, bu karara karşı itirazın YİDK tarafından 2017/M-895 sayılı kararlarla nihaî olarak ret edildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, başvuru konusu işaretin marka olabilme vasfının bulunduğunu, kullanılarak ayırt edicilik kazandığını ileri sürerek başvurunun reddine yönelik olarak tesis olunan YİDK kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili Kurum tarafından yapılan işlemlerin usul ve yasaya aykırı olmadığını, davacının tescil ettirmek istediği işaretin ayırt edici olmaması ve vasıf bildirici olması sebebiyle 556 sayılı KHK’nın 7. maddesinin a bendi hükümleri uyarınca tescilinin olanaklı bulunmadığını, kullanımla ayırt edicilik kazandığının gösterir kanıt olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, başvuru konusu üç boyutlu işaretin çizimle görüntülenebilen ve benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayınlanabilen ve çoğaltılabilen mahiyette olduğu, ancak münferit unsurlardan ziyade işaretin ortalama düzeydeki tüketici kitlesi üzerinde bıraktığı genel izlenim bakımından daha önce piyasada bulunan ürünlerden ayırt edilebilir olmasına olanak sağlamadığı, ortalama tüketicilerin tamamına yakınının hiçbir özel zihni çabaya mahal kalmadan ve doğrudan doğruya bu işareti gördüklerinde, davalı ürünlerini piyasadaki diğer ürünlerden ayırt edebilmeleri ve menşe olarak işareti davacı işletme ile ilişkilendirmeleri olanağının bulunmadığı, davacının tescil ettirmek istediği üç boyutlu çakmak biçiminden oluşan işaretin, teknik işlev olarak 34.sınıf ürünler için belirtilen biçimde üretilmek zorunda olduğu, davacının başvurusunun reddine dair kararın hukuka uygun bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının başvurusuna konu "Çakmak" şeklinin, ortalama düzeydeki tüketici kitlesi üzerinde bıraktığı izlenimin, işaretin daha önce piyasada da bulunan ürünlerden ayırt edilebilir olmasına imkan vermediği, ortalama tüketicilerin bu ürünün biçimine markasal bir değer vermeyeceği, bu nedenle kullanımla ayırt edicilik kazanma olgusunun da gerçekleşmeyeceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 28/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara