Esas No: 2019/4079
Karar No: 2022/18466
Karar Tarihi: 03.11.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/4079 Esas 2022/18466 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2019/4079 E. , 2022/18466 K.Özet:
Sanık, bir alacak nedeniyle borç senetleri düzenlemiş ancak senetlerdeki imzaların sahte olduğu iddiasıyla resmi belgede sahtecilik suçundan yargılanmıştır. Ancak Adli Tıp Kurumu'nda yapılan incelemede imzaların aidiyeti tespit edilememiştir. Bu nedenle suçun oluşup oluşmadığı karar yerinde tartışılmalıdır. Ayrıca, TCK'nin 53. maddesi konusunda Anayasa Mahkemesi kararı göz önünde bulundurularak yeniden değerlendirme yapılmalıdır. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri TCK'nin 211. ve 53. maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
...
1) Katılan ...'nin almış olduğu hayvanlar nedeniyle sanık ...'ye borcunun olduğu, borcun ödenmesi hususunda bir araya gelen taraflar ile tanık ...'ın huzurunda 01.02.2011 tanzim tarihli üç adet bono düzenlendiği, senetlerden iki adedinin 5.000 TL, bir adedinin ise 13.000 TL bedelli olarak tanzim edildiği, 5.000 TL bedelli senetlerde yer alan imzaların katılana ait olduğu, 13.000 TL bedelli bonoda yer alan imzanın ise katılana ait olmadığı, sahte olarak atıldığı iddiasıyla sanık ... ve temyiz dışı sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasının yargılaması sonucunda, sanık ... hakkında mahkûmiyet kararı verilmiş ise de, sanığın ısrarla suçlamayı kabul etmemesi, katılan ...'nin gayri resmi ortağı olan tanık ...'ın beyanında, 10.200 TL tutarındaki borcun haricinde sanık ...'ya hayvan alışverişi nedeniyle 13.000 TL borcun daha bulunduğunu ifade etmesi, katılanın imzasını taşıyan senetlerle birlikte sahte olduğu iddia edilen senedin de aynı zamanda ... tarafından düzenlenmesi, yine ...'ın, katılanın kendisine "senedi ben imzaladım, buna rağmen imza benim çıkmadı" dediğini beyan etmesi, bonoda yer alan imzanın aidiyeti hususunda Adli Tıp Kurumunda inceleme yapılmadığının anlaşılması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından; öncelikle Adli Tıp Kurumundan suça konu bonoda atılı bulunan borçlu imzasının aidiyeti hususunda adı geçen tüm kişiler yönünden imza incelemesi yaptırılması, icra takip dosyasının akıbeti araştırılarak katılan tarafından borca ve imzaya itiraz edilip edilmediğinin araştırılması, sonucuna göre, gerektiğinde eylemin TCK’nin 211. maddesinde öngörülen "bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla resmi belgede sahtecilik" suçunu oluşturup oluşturmadığı karar yerinde tartışılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
2) Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 03.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...