Esas No: 2021/2760
Karar No: 2022/3552
Karar Tarihi: 28.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2760 Esas 2022/3552 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/2760 E. , 2022/3552 K.Özet:
Davalı banka, bir alacağın tahsili için takibe geçtiğinde borçluların itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu iddia eden davacıların itirazının iptalini ve icra takibinin devamını talep etti. Davalılar, kredi sözleşmesini kabul etmediklerini savunarak davanın reddini istedi. Davacılar, davalı bankanın ilamsız takibe ve ipoteğe başladığını ancak imzaların sahte olduğunu iddia ederek borçlu olmadıklarının tespitine ve tazminata karar verilmesini talep etti. Mahkeme, davalıların itirazının iptaline karar verdi ancak davaların bazı noktalarında haklı olduğuna hükmetti. Davacılar ve davalılar, ayrıntılı bir şekilde açıklanan HUMK 440, HUMK 442 ve 3506 sayılı yasa maddeleri gereğince karar düzeltme başvurusunda bulundular. Mahkeme, karar düzeltme isteğinin reddine karar verdi ve belirtilen para cezalarını belirledi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Malatya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 13.02.2018 gün ve 2017/362 - 2018/126 sayılı kararı bozan Daire'nin 14.10.2020 gün ve 2020/4818 - 2020/4103 sayılı kararı aleyhinde asıl davada davalılar-birleşen davada davacılar vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili, davacı banka tarafından, alacağın tahsili amacıyla takibe geçildiğini, borçluların takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu iddia ederek davalıların itirazının iptali ile icra takibinin devamına ve davalılar aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Asıl davada davalılar vekili, kredi sözleşmesini kabul etmediklerini, zira böyle bir sözleşmenin davalılar tarafından imzalanmadığını, kesinlikle davacı tarafça var olduğu iddia edilen kredi sözleşmesi üzerindeki imzaların davalılara ait olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacılar vekili, davalı bankanın davacılar aleyhine ilamsız takip ve ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını, davalı alacaklının bu alacağın sebebini Atem Tem. Gıda. İnş. Nak. Petrol Ürün. San. Tic. Ltd. Şti. ile T. Vakıflar Bankası ...Şubesi arasında akdedilen kredi sözleşmelerine istinaden şirkete kredi açılması ve bu kredinin kullandırılması olarak belirttiğini, bu borçtan dolayı ...'ın gayrimenkulünü ipotek ettiğini ve diğer borçluların ise kefil olarak göründüğünü, fakat kredi sözleşmesinin ne davacı şirket müdürü ne de diğer kefil ve sorumlular tarafından imza edilmediğini ve yine paraların çekildiğine dair dekontlar da şirket müdürünün hiçbir imzasının bulunmadığını, kredi sözleşmesinin sahte olduğundan dolayı bu paranın tamamının banka yetkilileri tarafından çekildiğini, söz konusu kredinin çekildiğine dair şayet banka dekontları var ise bu dekontlardaki imzaların davacı ...'a ait olmadığını, böyle bir kredinin hiç çekilmediğini, icra takibinde asıl borcun 108.774,43 TL olduğunun belirtildiğini, oysa 26.09.2007 tarihli ihtarname ile gönderilen imzalı hesap özetinde anaparanın 79.913,43 TL olduğunun belirtildiğini, buna rağmen faize faiz uygulanarak fahiş miktarda bir alacak talebinde bulunulduğunu iddia ederek davacıların borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine en az % 40 oranında tazminata, davacı ...'a ait dairenin satılarak paranın tahsili nedeniyle meydana gelen zarar olan 113.921,50 TL'nin 13.06.2008 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte istirdadına, istirdat davası nedeniyle davalı aleyhine en az % 40 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiş, 28.07.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile davacılardan ... yönünden istirdat davasının tapu iptal ve tescil olarak değiştirilmesini istemiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacı bankanın, hesap kat ihtarnamesi 04.10.2007 tarihinde tebliğ edilen davalı kefil ...'dan takip tarihi itibariyle 92.895,83 TL asıl alacak, 19.914,54 TL işlemiş temerrüt faizi, 995,73 TL faizin % 5 BSMV'si ve 121,02 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 113.927,12 TL, davacı bankanın hesap kat ihtarnamesi 17.10.2007 tarihinde tebliğ edilen davalı kefil ...'dan takip tarihi itibariyle 92.895,83 TL asıl alacak, 18.296,02 TL işlemiş temerrüt faizi, 914,80 TL faizin % 5 BSMV'si ve 121,02 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 112.227,67 TL alacaklı olduğu, asıl alacağa talep uyarınca takip tarihinden tahsiline kadar yıllık % 52,50 oranında temerrüt faizi işletilmesi gerektiği, tahsilde tekerrür olmaması ve 25.09.2009 tarihinde ipotekli taşınmaz satışından tahsil edilen 47.070,00 TL'nin icra dairesinin hesabında dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne dair verilen hükmün asıl ve birleşen davalarda taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce bozulmasına karar verilmiştir.
Bu kez, asıl davada davalılar, birleşen davada davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, asıl davada davalılar, birleşen davada davacılar vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl davada davalılar, birleşen davada davacılar vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 213,00 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 1.419.- TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen asıl davada davalılar, birleşen davada davacılardan alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 28/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.