Esas No: 2022/883
Karar No: 2022/11086
Karar Tarihi: 02.11.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/883 Esas 2022/11086 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2022/883 E. , 2022/11086 K."İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/06/2019 tarihli ve 2019/328 esas, 2019/415 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 30/12/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 01/03/2014 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 08/04/2014 tarihli ve 2014/14156 soruşturma, 2014/5042 esas, 2014/2832 sayılı iddianamesi ile Küçükçekmece 2. Sulh Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
2- Küçükçekmece (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 17/06/2014 tarihli ve 2014/468 esas, 2014/889 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince “tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına” karar verildiği, kararın 18/07/2014 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
3- Yozgat Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce, uyarılmasına rağmen yükümlülük ihlalinde bulunması nedeniyle infaz dosyasının kapatıldığının bildirilmesi üzerine;
Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/11/2016 tarihli ve 2016/433 esas, 2016/646 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 15/12/2016 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
4- Sanığın denetim süresi içerisinde 18/04/2018 tarihinde işlediği “hırsızlık” suçundan Küçükçekmece 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/09/2018 tarihli ve 2018/391 esas, 2018/844 sayılı kararı ile cezalandırıldığının ihbar edilmesi üzerine, Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/11/2018 tarihli ve 2016/433 esas, 2016/646 sayılı ek kararı ile denetim süresi içerisinde işlenen suçun kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuyla aynı neviden olmadığı gerekçesiyle hükmün açıklanmasına yer olmadığına karar verildiği,
Yine sanığın denetim süresi içerisinde 18/04/2018 tarihinde işlediği “başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma” suçundan Küçükçekmece 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/11/2018 tarihli ve 2018/394 esas, 2018/1071 sayılı kararı ile cezalandırıldığının ihbar edilmesi üzerine, Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/01/2019 tarihli ve 2016/433 esas, 2016/646 sayılı ek kararı ile denetim süresi içerisinde işlenen suçun kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuyla aynı neviden olmadığı gerekçesiyle hükmün açıklanmasına yer olmadığına karar verildiği,
5- Sanığın denetim süresi içerisinde 21/12/2016 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Küçükçekmece 11. Asliye Ceza Mahkemesinin
12/03/2019 tarihli ve 2018/716 esas, 2019/193 sayılı kararı ile ihbarda bulunulması üzerine; Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 18/06/2019 tarihli ve 2019/328 esas, 2019/415 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği,
6- Dosya arasında bulunan Küçükçekmece 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/716 esas ve 2019/193 karar sayılı dosyasının incelenmesinde;
a-) Sanığın 21/12/2016 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 21/02/2017 tarihli ve 2017/6700 soruşturma, 2017/158 sayılı kararı ile beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın şüpheliye usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek infazı için Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
b-) Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce, uyarılmasına rağmen yükümlülüklerine uymamakta ısrar etmesi nedeniyle dosyanın kapatılmasına karar verilerek 02/10/2017 tarihinde Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
c-) Erteleme kararının kaldırılarak Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 02/12/2018 tarihli ve 2017/6700 soruşturma, 2018/14116 esas, 2018/13194 sayılı iddianamesi ile Küçükçekmece 11. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
d-) Küçükçekmece 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/03/2019 tarihli ve 2018/716 esas, 2019/193 sayılı kararı ile suçun Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesince verilen zorunlu hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği, TCK’nın 191/5. maddesi gereğince ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılamayacağı gerekçesiyle kamu davasının düşmesine, Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/433 esas sayılı dosyasına ihbarda bulunulmasına karar verildiği, düşme kararının 15/04/2019 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan sanık ... hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1-2-3-4-5. maddeleri gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Küçükçekmece (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 17/06/2014 tarihli ve 2014/468 esas, 2014/889 sayılı kararının 18/07/2014 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmadığından bahisle 5237 sayılı Kanun’un 191 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/11/2016 tarihli ve 2016/433 esas, 2016/646 sayılı kararının 15/12/2016 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde 21/12/2016 tarihinde kasıtlı bir suç işlediğinin ihbar olunması üzerine, hükmün açıklanmasına ve 5237 sayılı Kanun'un 191/1 ve 62/1. maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/06/2019 tarihli ve 2019/328 esas, 2019/415 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/11/2016 tarihli kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan dolayı verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın 15/12/2016 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 21/12/2016 tarihinde aynı neviden
kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçunu işlemiş ise de, denetim süresi içerisinde işlediği bu suçtan dolayı yapılan yargılama sonucunda bir mahkumiyet kararı verilmeyip açılan kamu davasının düşürülmesine karar verildiği ve dolayısıyla hükmün açıklanmasına karar verilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/06/2019 tarihli ve 2019/328 esas, 2019/415 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık ... hakkında, 01/03/2014 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 08/04/2014 tarihli iddianamesi ile açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, Küçükçekmece (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 17/06/2014 tarihli ve 2014/468 esas, 2014/889 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1-2-3-4-5. maddeleri gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın 18/07/2014 tarihinde kesinleşmesini takiben, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmadığının bildirilmesi üzerine, Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/11/2016 tarihli ve 2016/433 esas, 2016/646 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Kanun’un 191 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 15/12/2016 tarihinde kesinleşmesinden sonra, sanığın denetim süresi içerisinde 21/12/2016 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Küçükçekmece 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/03/2019 tarihli ve 2018/716 esas, 2019/193 sayılı kararı ile suçun Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesince verilen zorunlu hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği, TCK’nın 191/5. maddesi gereğince ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılamayacağı gerekçesiyle kamu davasının düşmesine, Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/433 esas sayılı dosyasına ihbarda bulunulmasına karar verilmesi üzerine, Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/06/2019 tarihli ve 2019/328 esas, 2019/415 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına ve sanığın 5237 sayılı Kanun'un 191/1 ve 62/1. maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anlaşılmıştır.
28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna eklenen geçici 7. maddede yer alan düzenleme;
(1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191'inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında hâlen denetimli serbestlik veya tedavi kararı uygulananlar bakımından Türk Ceza Kanununun 191'inci maddesi hükümleri çerçevesinde bu tedbirlerin uygulanmasına devam olunur.
(2) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191'inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191'inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.
(3) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191'inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi kararı verilmiş olup da bu yükümlülükleri ihlal eden kişilerin yargılanmasına devam olunur, şeklinde olup,
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile 6545 sayılı Kanun'un 85. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna eklenen geçici 7/2. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları, gerek uygulanma şartları, gerekse yaptırımlar ve doğuracağı hukuki sonuçlar bakımından birbirinden farklı niteliktedir.
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi düzenlemesine göre; sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibarıyla karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması hâlinde, geri bırakılan kararın ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK'nın 223. maddesi uyarınca düşmesi sonucunu doğurmaktadır.
Kanun koyucu, kişi hakkında kurulan kararın hukuki sonuç doğurmamasını ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile belirli şartların gerçekleşmesi hâlinde kişilerin işledikleri birtakım suçlardan dolayı adli yönden lekelenmemeleri için bir fırsat tanımak istemiştir.
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 11. fıkrası; "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir" hükmünü taşımaktadır. Buna göre, sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi veya mahkemece kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getirmemesi/getirememesi hâlinde hüküm açıklanacaktır. Denetim süresi içinde kasıtlı bir suçtan mahkûm olunması durumunda hüküm açıklanabilmesi için bu ikinci suçun denetim süresi içerisinde işlenmesi ve kasıtlı bir suç olması yeterlidir.
5320 sayılı Kanunun geçici 7/2. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi halinde ise; kanuni zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile aynı hukuki sonuçları doğuracağından, denetim süresi içerisinde işlenen suçun kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu ile aynı neviden olması gerekmekte olup, sanığın denetim süresi içerisinde aynı neviden olmayan kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle hükmün açıklanmasına karar verilemeyecektir.
Tüm bu açıklamalar ışığında; somut olayda, Küçükçekmece (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 17/06/2014 tarihli kararı ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilmiş ve kesinleşmiş olması nedeniyle, 5320 sayılı Kanun’un geçici 7/2. maddesindeki koşullar gerçekleşmediğinden 5320 sayılı Kanunun geçici 7/2. maddesine göre değil 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesindeki şartların gerçekleşmesi halinde CMK hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecektir.
Nitekim, Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/11/2016 tarihli ve 2016/433 esas, 2016/646 sayılı kararı ile de 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş, karar 15/12/2016 tarihinde itiraz edilmeden kesinleşmiştir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı CMK’nın 231. maddesi gereğince verildiğinden, sanığın denetim süresi içerisinde 18/04/2018 tarihinde işlediği “hırsızlık” suçundan ve 18/04/2018 tarihinde işlediği “başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma” suçundan Küçükçekmece 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/09/2018 tarihli ve Küçükçekmece 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/11/2018 tarihli kararı ile cezalandırılıp ihbarda bulunması üzerine, mahkemece hükmün
açıklanmasına karar verilmesi gerekirken Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/11/2018 tarihli ve 2016/433 esas, 2016/646 sayılı ek kararı ve aynı mahkemenin 04/01/2019 tarihli ve 2016/433 esas, 2016/646 sayılı ek kararı ile denetim süresi içerisinde işlenen suçun kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuyla aynı neviden olmadığı gerekçesiyle hükmün açıklanmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Her ne kadar; Küçükçekmece 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/03/2019 tarihli ve 2018/716 esas, 2019/193 sayılı kararı ile suçun Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesince verilen zorunlu hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği, TCK’nın 191/5. maddesi gereğince ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılamayacağı gerekçesiyle kamu davasının düşmesine, Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/433 esas sayılı dosyasına ihbarda bulunulmasına karar verilmesi kanuna aykırı ise de; düşme kararının 15/04/2019 tarihinde kesinleşmiş olması karşısında, sanık lehine olan kanuna aykırılığın bozma nedeni yapılamayacağı anlaşılmıştır.
Ancak;
Dairemizin istikrar kazanmış içtihatlarına göre;
6545 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra, fakat 10/11/2021 tarihli ve 31655 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin yürürlüğe girmesinden önce kapatılmış infaz dosyalarında;
Kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra denetimli serbestlik tedbirinin infazı için Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderilmesi gerektiği,
---Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce çıkarılan çağrı yazısının usulüne uygun tebliğinden sonra şüphelinin müdürlüğe başvurmaması halinde, uyarılı ikinci çağrı yazısının tebliğe çıkarılacağı, ikinci tebligatın usulüne uygun yapılması ve şüphelinin müdürlüğe başvurmaması üzerine infaz dosyasının kapatılacağı, bu durumda ısrar şartının gerçekleşmiş olacağı,
---Şüphelinin çağrı yazısı tebliğinden sonra müdürlüğe başvurması, Rehberlik ve İyileştirme Program Takviminin düzenlenmesi halinde, yükümlülük ihlalinde bulunması üzerine uyarılmasına karar verileceği, uyarı yazısının tebliğinden sonra müdürlüğe başvurmaması halinde yine ısrar şartı gerçekleşmiş olacağından infaz dosyasının kapatılacağı,
---Şüphelinin çağrı yazısı tebliğinden sonra müdürlüğe başvurarak Rehberlik ve İyileştirme Program Takviminin düzenlenmesinden sonra, yükümlülük ihlalinde bulunması üzerine uyarılmasına karar verileceği, uyarı yazısının tebliğinden sonra şüphelinin müdürlüğe gelerek program takvimi uyarınca belirlenen yükümlülüklerini bir veya birden fazla kez yerine getirmesinden sonra yeniden yükümlülük ihlalinde bulunması halinde; ısrar uyarısını içeren bir tebligat daha yapılması gerekeceği, ikinci uyarıdan sonra müdürlüğe gelmemesi veya gelip de yeniden yükümlülük ihlalinde bulunması halinde artık ısrar şartının gerçekleşeceği ve infaz dosyasının kapatılması gerekeceği,
Somut olayda;
Yozgat Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün çağrı yazısının tebliğ edilmesi üzerine şüphelinin müdürlüğe başvurduğu, 12/01/2016 tarihinde İnfazda Uyulması gereken Kurallar Formu imzalatılarak aynı tarihte hastaneye sevkedildiği, Hastanenin 29/02/2016 tarihli raporunda hastaneye başvurmadığının bildirilmesi üzerine uyarılmasına karar verildiği, 02/03/2016 tarihli ve 2015/1274 DS sayılı uyarı yazısının 02/03/2016 tarihinde müdürlükte elden tebliğ edildiği, hastanenin 02/03/2016 tarihli raporunda; testlerinde uyuşturucu madde kullanımının olmadığı, tedavisine gerek olmadığının belirtildiği, uyarılmasından sonra 02/03/2016 tarihli 1. bireysel görüşmesine ve 23/03/2016 tarihli 2. bireysel görüşmesine katıldığı, 13/04/2016 tarihli 3. bireysel görüşmesine katılmaması nedeniyle dosyanın
kapatılmasına karar verilerek 20/05/2016 tarihinde Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, çağrı yazısının tebliği üzerine denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlayan şüphelinin uyarılmasından sonra müdürlüğe başvurduğu ve 02/03/2016 ve 23/03/2016 tarihli iki ayrı bireysel görüşmesine katıldıktan sonra yeniden yükümlülük ihlalinde bulunduğu, bu nedenle tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı aşamasında, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa "yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen başvuruda bulunmadığı veya yeniden yükümlülük ihlalinde bulunduğu takdirde denetimli serbestlik tedbirlerine uymamakta ısrar ettiğinin kabul edilebileceği anlaşıldığından, kovuşturma şartı olan “ısrar şartının” gerçekleşmemesi nedeniyle de mahkemece “durma” kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olduğundan;
Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/11/2016 tarihli ve 2016/433 esas, 2016/646 sayılı sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararına karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
D-) Karar :
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/11/2016 tarihli ve 2016/433 esas, 2016/646 sayılı kararına karşı, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE,
02/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.