Esas No: 2021/13378
Karar No: 2022/18548
Karar Tarihi: 07.11.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/13378 Esas 2022/18548 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/13378 E. , 2022/18548 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, Bilişim sistemlerinin, banka ve kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık
...
1-Sanık ... hakkında sahte çek kullanmak suretiyle resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarına işlediği iddiasıyla açılan kamu davasının yargılaması sonucunda mahkumiyet hükümleri verilmiş ise de, sanık ...'ün savunmasında, suça konu çeki satmış olduğu mermer karşılığında haklarında beraat kararı verilen temyiz dışı sanıklar ... ve ...'dan aldığını ifade etmesi, beraat eden ...'nın ise, suça konu çekin arkasında bulunan ciro kaşesi ve imzasının kendilerine ait olmadığını, ancak sanık ...'yı mermer işi yapması nedeniyle tanıdığını beyan etmesi ve suç konusu çek üzerinde bulunan imza ve yazıların aidiyeti hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmadığının anlaşılması karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından, öncelikle suça konu çekin üzerinde bulunan yazı ve imzaların sanık ... ve beraat eden ... ve ...'ın eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, gerektiğinde çekin alınmasına dayanak gösterilen alışverişi belgeleyen 01.12.2010 tarihli faturanın tarafların muhasebe kayıtlarında yer alıp almadığı, vergisel işlemlerde kullanılıp kullanılmadığı yöntemince araştırılması ile belgede sahtecilik suçlarında aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu ve suça konu belge aslının aldatıcılık niteliği yönünden bir değerlendirme yapılmadığı da göz önüne alınarak, suça konu belge aslı duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle, özellikleri duruşma tutanağına yazıldıktan sonra aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi ve denetime olanak sağlayacak şekilde belge aslının dosya içinde bulundurulmasından sonra, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulması,
2-Kabule göre de;
a)Sanık ...'ün 24.08.2014 tarihli celsede, çek bedelini katılan şirkete ödediğini, herhangi bir zararın bulunmadığını beyan etmesine rağmen bu husus katılan şirkete sorulup doğrulanmadan, katılan vekilinin 06.05.2014 tarihli duruşmada zararın giderilmediği beyanına itibar edilerek TCK'nin 168. maddesinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı belirmeden ceza tayin edilmesi,
b)28.06.2014 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 81. maddesi ile 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesine aykırı olarak, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde verilen adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapse çevrileceğine karar verilmesi,
c)Katılan şirket tarafından, suça konu çek nedeniyle sanığa 13.356,67 TL ödeme yapıldığı ve haksız menfaat miktarının da bu miktar olarak kabulü ile adli para cezasının tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, çek bedeli olan 14.450 TL üzerinden haksız menfaat miktarı belirlenerek adli para cezasının fazla tayin edilmesi,
d)5237 sayılı TCK'nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.11.2022 tarihinde üye ... 'ın karşı oyuyla ve oyçokluğuyla karar verildi.
(K.O.)
KARŞI OY
Sayın çoğunluğun resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından daha fazla araştırma yapılması gerektiği kanaati ile bozma yönündeki görüşlerine aşağıdaki gerekçelerle katılmıyorum;
Sanık ...'nin suça konu sahte olduğu tespit edilen 23.02.2011 keşide tarihli çeki katılan şirkete vermek suretiyle haksız menfaat temin ettiği, savunmasında her ne kadar suça konu çeki satmış olduğu mal karşılığında beraat eden sanıklar ... ve ...'dan aldığını ifade etmiş ise de, ilk ciranta ... Mermer Granit Maden Sanayi Ticaret Ltd. Şti.nin adı geçen kişilere ait olmadığı gibi böyle bir firmaya rastlanmadığının Antalya Ticaret müdürlüğünün 18/09/2014 gün 18354 sayılı yazısında anlaşılması, ... ve ...'nın da beyanlarında sanık ile aralarında çek verilmesini gerektirir herhangi bir ticari alışverişlerinin olmadığını, firmalarının isminin ... Bilişim ve İletişim Madencilik İnşaat Dış Ticaret Limited Şirketi olduğunu beyan etmeleri, çekin sahte olarak basılı şekilde tedavüle sunulduğunun çek okuma cihazında yapılan tetkik ve keşideci firma yetkilisi ile yapılan görüşme neticesinde anlaşılması, keşideci gözüken AYD endüstriyel kalıp makine otomatik sanayi ve dış ticaret limited şirketinin yetkili müdürünün ... olduğu, keşideci imzasının ...'ın eli ürünü olmadığı, önceki ciranta görünen ... Maden Mermer Sanayi Ticaret Şirketi unvanı altında firma kaydına rastlanmadığının belirtildiği, sanığın adına fatura kestiği ... mermer granitten çeki aldığını belirten beyanınında böyle firma olmadığından doğrulanmadığı, ... mermer granit sahipleri...,... isimli kişilerden aldığını beyan ettiği, aynı tür suçları işleyen ve mahkum olan sanık ...'nın beraat eden sanıklardan aldığı yönündeki savunmasının inandırıcı olmadığı, suçtan menfaat elde eden kişinin sanık ... olması, suça konu çekin factoring şirketine verilerek kullanılması nedeniyle iğfal kabiliyetini haiz olduğunun kabulü gerektiğinden resmi belgede sahtecilik suçundan, Mahkemenin yaptığı yargılama, topladığı deliller ve bu delilleri değerlendirmesi sonucunda vardığı vicdani sonuç ve kanaatin, oluş ve kabul ile uyumlu olduğu, gerek suçun sübut bulduğuna, gerek suç vasfının nitelendirilmesinde, gerekse ilgili kanun maddelerinin uygulanmasında herhangi bir hata ya da eksiklik bulunmamaktadır. Bu itibarla ilave araştırma ve iğfal kabiliyeti yönünden inceleme yapılmasını gerektiren bir husus söz konusu olmadığından resmi belgede sahtecilik suçundan verilen kararın onanması gerektiği kanaatiyle sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne iştirak etmiyorum.
Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmünün ise, sanık tarafından çek şirkete verildiğinde 14/12/2010 tarihinde 14.450 TL bedelli çek için 13.356,67 TL olarak alması, 15/05/2013 tarihli Cumhuriyet Savcısına verdiği ifadesinde çek karşılıksız çıktığı için şirketi adına ödeme yaptığını belirttiği, yakalama sonucu verdiği 24/08/2014 tarihli Bodrum Ağır Ceza mahkemesindeki ifadesinde de çek bedelinin finans şirketine ödendiğini beyan ettiği, hakkında dava açıldığını öğrenmesine rağmen bir sonraki duruşmaya katılarak 04/09/2014 tarihindeki savunmasında ödemeden bahsetmediği gibi mahkemeden bu konuda süre istemediği, bu yönde beyanda bulunmadığı ve ödemeye ilişkin makbuz ve belge ibraz etmediği, katılan ... şirket vekili 06/05/2014 tarihli mahkeme ifadesinde, müvekkil şirketin zararının giderilmediğini beyan etmesine göre, sanığın adli sicilindeki önceki ve sonraki suç tarihlerde işlediği dolandırıcılık suçlarının hiçbirinde zarar gidermediği, zararın giderildiğine dair herhangi bir belge ibraz edilmemesi ve katılan şirket vekilinin sanığın zararın giderildiğine dair savcılık ifadesinden sonra mahkeme huzurunda müvekkil şirketin zararının giderilmediğini beyan etmesi nedeniyle, sanığın dolandırıcılıktan verilen cezasının adli para kısmının sağladığı menfaate göre düzeltilerek onanması görüşünde olduğumdan, sanığın 24.08.2022 tarihli duruşmadaki beyanına istinaden zararın giderilip giderilmediği hususunun araştırılarak TCK'nin 168. maddesinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı belirlenmeden ceza tayin edilmesi yönündeki sayın çoğunluğun bozma görüşüne iştirak etmiyorum. 07.11.2022
...
Muhalif üye