Esas No: 2022/9067
Karar No: 2022/18500
Karar Tarihi: 07.11.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2022/9067 Esas 2022/18500 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2022/9067 E. , 2022/18500 K."İçtihat Metni"
KARAR
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 29.07.2022 tarih ve 2021/16158 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 12.10.2022 tarih ve KYB-2022/111699 sayılı ihbarname ile;
Dolandırıcılık suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 157/1 ve 52/2 maddeleri gereğince 3 yıl hapis ve 6.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/01/2018 tarihli ve 2017/542 esas, 2018/59 sayılı kararının "Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesince, taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığına dair düzenlenen rapor nazara alınarak sanığın cezalandırılmasına dair hüküm kurulmuş ise de;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253/4. maddesinde yer alan "Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tabi olması ve kamu davası açılması için yeterli şüphenin bulunması halinde dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir, büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur, şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde uzlaşma teklifi kanuni temsilcilerine yapılır, uzlaştırmacı uzlaştırma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde teklifi reddetmiş sayılır" ve anılan Kanun'un 253/5. maddesindeki, "Uzlaşma teklifinde bulunulması halinde, kişiye uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddetmesinin hukukî sonuçları anlatılır." ile,
Ceza Muhakemesi Kanununa Göre Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğinin 7/10. maddesinde yer alan, "Şüpheli, sanık, mağdur ya da suçtan zarar görene Cumhuriyet savcısının onayı ile görevlendirilen uzlaştırmacı uzlaşma teklifinde bulunur.", anılan Yönetmeliğin 29. maddesindeki "(1) Uzlaştırmacı; şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar görenin reşit olmaması ya da kısıtlı olması hâli ile mağdur veya suçtan zarar görenin ayırt etme gücü bulunmaması durumunda, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır.
(2) Müştekinin veya suçtan zarar görenin özel hukuk tüzel kişisi olması hâlinde vekâletnamede özel yetki var ise vekile de uzlaşma teklifinde bulunulabilir.
(3) Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini büro aracılığıyla açıklamalı tebligat, istinabe veya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yoluyla da yapabilir.
(4) Uzlaşma teklif formunun istinabe suretiyle imzalatılması gereken hâllerde, teklif formu tarafın bulunduğu yer Cumhuriyet başsavcılığı istinabe bürosu aracılığıyla imzalatılır.
(5) Uzlaştırmacı tarafından yapılacak uzlaşma teklifi, Ek-4’te yer alan uzlaşmanın mahiyeti ile uzlaşmayı kabul veya reddetmenin hukukî sonuçlarının bulunduğu Uzlaşma Teklif Formu’nda yer alan bilgilerin açıklanması ve teklif formunun hazır bulunan ilgiliye imzalatılarak verilmesi suretiyle yapılır. Uzlaştırmacı tarafından bilgilendirme yükümlülüğünün yerine getirildiğine ve uzlaşma teklifinde bulunulduğuna ilişkin formun imzalı örneği uzlaştırma evrakı içine konulur.
(6) Uzlaştırmacının uzlaşma teklifinde bulunacağı şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar gören ya da kanunî temsilcilerine iletişim araçlarıyla ulaşılamaması hâlinde açıklamalı uzlaşma teklifi büro aracılığıyla yapılır. Bu işlem uzlaştırmacının, büroya başvurarak teklif formunu vermesi üzerine gerçekleştirilir.
(7) Uzlaşma teklifinde bulunmak için çağrı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, bu çağrı uzlaşma teklifi anlamına gelmez." şeklindeki düzenlemeler karşısında,
Somut olayda, "mağdur ...'na gönderilen iadeli taahhütlü mektup adı geçen şahsa ulaşmasına rağmen dönüş sağlamadığı, sanığa gönderilen iadeli taahhütlü mektup ise kişiye ulaşmayıp iade alındığı" şeklindeki gerekçe doğrultusunda tanzim edilen uzlaştırma raporu nazara alınmış ise de;
Katılana gönderilen iadeli taahhütlü mektubun kendisi değil ... tarafından teslim alındığı, sanığa ise iadeli taahhütlü mektubun iade gelmesi üzerine tebliğ işleminin yapılmadığı, yargılama aşamasında 30/11/2017 tarihli celsede katılanın zararının giderilmesi halinde uzlaşabileceğini beyan ettiği hususu da nazara alındığında,
Uzlaştırmacı tarafından, izah edilen usul ve yöntemler mucibince sanığa uzlaştırma teklif formu ve çağrı yazısının tebliğ edildiğine dair dosya içeriğinden bilgiye rastlanmadığı, bu aşamadan sonra yukarıda detaylıca açıklandığı üzere, sanığa Ceza Muhakemesi Kanununa Göre Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğinin 29. maddesinin 7. fıkrasında belirtilen başka iletişim araçları kullanılarak ulaşılmaya çalışılmadan, ulaşılamaması hâlinde ise uzlaştırma bürosu aracılığıyla usulüne uygun bir uzlaşma teklifi yapılmasını sağlamak üzere uzlaştırmacı tarafından büroya teklif formları tevdi edilmeden, nihayetinde usulüne uygun bir uzlaştırma işlemi gerçekleştirilmeden uzlaşma sağlanamadığı gerekçesiyle düzenlenen rapora istinaden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden" bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca, kendisine uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere dosya tevdi edilen uzlaştırmacının öncelikle uzlaşma teklifi yapılacak ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaşma teklifi yapmak üzere çağrı yapması, şayet belirtilen şekilde çağrı yapılamaz ise bu defa uzlaştırmacının ilgili savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosundan uzlaşma teklifi yapılmasını talep etmesi gerektiği, böyle bir taleple karşılaşan büronun da öncelikle muhatabın bilinen son adresine tebligat çıkartması, tebligatın iade edilmesi durumunda da muhatabın MERNİS adresinin tespit edilerek MERNİS şerhi ile 7201 sayılı Kanun'un 21/2. maddesine göre tebliğ edilmesi gerektiğinin anlaşılması karşısında; dosyanın uzlaştırma işlemlerinin yapılması için uzlaştırma bürosuna gönderildiği, uzlaştırma raporu ve eklerinin incelenmesinde, katılan ...‘na uzlaşma teklif formunun uzlaştırmacının kendisi tarafından iadeli taahhütlü posta marifetiyle tebliğe çıkarıldığı ve tebligatın katılan tarafından değil, ... tarafından teslim alındığı, sanığın cezaevi adresine gönderilen tebligatın ise tebliğ edilemediği ve bu şekilde uzlaşmanın sağlanamadığı belirtilmiş ise de; uzlaşma teklifinin yukarıda açıklandığı üzere uzlaştırma bürosu aracılığıyla 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılması gerektiği gözetilmeden sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.01.2018 tarihli, 2017/542 Esas ve 2018/59 Karar sayılı kararının CMK'nin 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA; sanık hakkındaki infazın durdurulmasına, başka suçtan tutuklu ya da hükümlü değilse derhal TAHLİYESİNE, müteakip işlemlerin mahallinde takdir ve ifasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 07.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.