Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/7336 Esas 2022/7288 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/7336
Karar No: 2022/7288
Karar Tarihi: 26.09.2022

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/7336 Esas 2022/7288 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2022/7336 E.  ,  2022/7288 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralanma Sonucu Ölüme Neden Olma
    HÜKÜM : 1)... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/05/2010 tarih, 2008/32 E. 2010/255 K. sayılı ilamı ile sanığın 5271 sayılı CMK'nin 223/2-c maddesi ile beraatine dair kararı.
    2) Bu kararın temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 06/02/2014 tarih, 2013/5954 E. 2014/555 K. sayılı ilamı ile bozma kararı verilerek mahkemesine gönderilmesi üzerine,
    3)... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/02/2019 tarih, 2014/243 E. 2019/178 K. sayılı ilamı ile sanığın 5271 sayılı CMK'nin 223/2-c maddesi ile beraatine dair kararı.
    4)Bu kararın temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 19/02/2020 tarih, 2019/2634 E. 2020/627 K. sayılı ilamı ile bozma kararı verilerek mahkemesine gönderilmesi üzerine,
    5)... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/04/2022 tarih, 2020/103 E. 2022/150 K. sayılı ilamı ile sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nin 87/4, 62, 53/1,2,3 maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezası ile mahkumiyetine dair kararı.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Sanık ... hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralanma sonucu ölüme neden olma suçundan açılan davada kurulan mahkumiyet hükmünün katılan vekili, sanık müdafii ve o yer Cumhuriyet savcısı tarafından yasal süresi içinde temyiz edilmesi üzerine yapılan incelemede;
    Dosya incelendi;
    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ...'ın eyleminin sübutu kabul, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre bozma üzerine verilen hükümde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiinin sübuta, o yer Cumhuriyet savcısının ve katılan vekilinin sanığın eyleminin TCK'nin 81/1 maddesinde düzenlenen kasten öldürme suçuna vücut verdiğine yönelen ve yerinde görülmediğinden sair temyiz istemlerinin ayrı ayrı REDDİNE,
    Ancak;
    5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 24/1. maddesinde “kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmeyeceği belirtilmiştir.
    2803 sayılı sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu'nun 11. maddesinde, “jandarmanın, kendisine verilen görevlerin ifası sırasında hizmet özelliğine uygun ve görevin gereği olarak kanunlarda öngörülen silah kullanma yetkisine sahip olduğu”, Jandarma Teşkilatı Görev ve Yetkileri Yönetmeliği'nin 39. maddesinde “jandarmanın, nefsini müdafaa etmek için, başkasının ırz ve canına vuku bulan ve başka suretle men'i mümkün olmayan bir saldırıyı savmak için, ağır cezayı gerektiren bir suçtan sanık olarak yakalanıp nezaret altında bulunan veya herhangi bir suçtan hükümlü veya tutuklu olup da tutulması veya nakil ve sevki jandarmaya verilmiş olunan kişilerin kaçmaları veya bu maksatla jandarmaya saldırıları halinde yapılacak "dur" ihtarına itaat edilmemiş ve kaçmaya ve saldırıya engel olmak için
    başka çare bulunmamışsa, korumakla memur oldukları yer, tesis ve diğer yapılar ile karakol ve silah deposu gibi yerlere, elindeki silaha veya kendisine teslim edilmiş kişilere karşı vuku bulacak saldırıyı başka türlü savuşturma imkanı olmamışsa, ağır cezayı gerektiren ve meşhut cürüm halinde bulunan suçlarda suçlunun veya infaz kurumu ve tutukevinden kaçan hükümlü veya tutuklunun saklı olduğu yerin aranması sırasında, o yerden şüpheli bir şahıs çıkarak kaçtığı ve dur emrine kulak asmadığı görülerek başka türlü ele geçirilmesi mümkün olmazsa, görevi sırasında jandarmaya tecavüze veya karşı koymaya elverişli silahların ve aletlerin teslimi emredildiği halde, emrin derhal yerine getirilmiyerek karşı gelinmesi veya teslim edilmiş silah ve aletlerin zorla tekrar alınmasına kalkışılmışsa, jandarmanın görevini yapmasına yalnız veya toplu olarak fiili mukavemette bulunulmuş veya fiili saldırı ile karşı gelinmişse, devlet nüfuz ve icraatına silahlı olarak karşı gelinmişse, ülke içinde rastlanan kaçakçılar "dur" emrini dinlemez ve havaya ateş açılarak yapılan uyarıya da aldırmaz ise kaçakçıları ele geçirmek için, ceza infaz kurumlarıyla tutukevlerinden kaçma girişiminde bulunan, tutuklu ve hükümlüler tekrarlanan "dur" emrine itaat etmeyerek girişimlerini sürdürürlerse kaçmalarını önlemek için; topluca fiili saldırıya kalkışırlarsa, saldırılarını savuşturup ele geçirmek için, ceza infaz kurumları ile tutukevlerinde, iç yönetimce bastırılmayan isyan, kargaşa, direnme ve kavga çıkması durumunda; cezaevi müdürü ile gardiyanların başvurusu üzerine kuruma girilmesi halinde, (a) ve (b) bentlerinde (nefsini müdafaa etmek için, başkasının ırz ve canına vuku bulan ve başka suretle men'i mümkün olmayan bir saldırıyı savmak için) gösterilen silah kullanma yetkileri çerçevesinde, silah kullanmaya yetkili olduğu” belirtilmiştir.
    31.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun 22. maddesinde “Gümrük Kanunu gereğince belirlenen kapı ve yollardan başka yerlerden gümrük bölgesine girmek, çıkmak veya geçmek isteyen kişiye “dur” uyarısında bulunulmasına rağmen bu uyarıya uyulmaması halinde, havaya ateş edilmek suretiyle uyarının yineleneceği, ancak silahla karşılığa Yeltenilmesi ve sair surette meşru müdafaa durumuna düşülmesi halinde, yetkili memurlar saldırıyı etkisiz kılacak oranda doğrudan hedefe ateş edebileceği”, 22.12.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu'nun 30. maddesinde ise “bu Kanun hükümlerine göre tesis edilen askeri yasak ve güvenlik bölgelerinde; her türlü kaçakçılığın men ve takibi maksadıyla uygulanacak tedbirler bakımından bu konudaki kanun hükümlerinin saklı olduğu” belirtilmiştir.
    Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanık ...'ün Saltuk Hudut Takım Komutanlığında askerlik görevini ifa etmekte iken yapılan istihbarati çalışma sonucu suç tarihinde aynı yerde görevli Piyade Uzman Çavuş ... ve 7 askeri şahıs ile kaçakçılık eylemlerinin men ve takibi için gece vakti pusu vaziyeti aldıkları, sanık ...’ın tanık ... ile birlikte olayın meydana geldiği Çeçen Gölü set yolunun bir tarafında diğer askerlerin ise set yolunun diğer tarafında çember oluşturacak şekilde bulundukları esnada maktulün aynı köyde ikamet eden tanıklar ..., ... ve ... ile birlikte İran ülkesinde atlarına yükledikleri kaçak sigaraları getirmek için Türkiye topraklarına girerek ... Gölünün Kuzeybatı yönünde 1. derece askeri yasak bölgeye 2100 metre mesafede ilerlemekte olduklarının tespit edilmesi üzerine sanığın dur ihtarında bulunmasına rağmen dosya kapsamında aksi ispatlanamayan savunmalarında da belirtildiği şekilde maktulün atını hızla sanığın üzerine sürdüğü, sanığın da zimmetinde bulunan G3 marka otomatik tüfekle üçü havaya olmak üzere toplam dört el ateş ettiği, mermilerden bir tanesinin maktulün karın bölgesine isabet ederek ateşli silah yaralanmasına bağlı iç kanama sonucu hayatını kaybettiği olayda,Olayın gece vakti hudut hattına yakın, terör riski ve kaçakçılık faaliyetinin yaygın olduğu coğrafyada geçtiği, maktulün sanığa doğru atla yönelmiş olması nedeniyle er olarak vazifesi bulunan sanığın, o anki hal ve koşullarda panikleyerek eylemde bulunduğu anda hukuka uygunluk nedeninde sınırı kast olmaksızın aştığı anlaşılmakla; eyleminin sonuçlarını istemese de öngörebilecek durumda olan sanığın bu nedenle olayda bilinçli taksirle hareket ettiği ve hukuka uygunluk sınırını bilinçli taksirle aştığı kabul edilerek TCK'nin 24/1, 27/1, 85/1 ve 22/3. maddeleri kapsamında cezalandırılması yerine suçun nitelendirmesinde ve delillerin takdirinde hataya düşülmek suretiyle yazılı şekilde neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralanma sonucu ölüme neden olma suçundan hüküm kurulmuş olması,
    Yasaya aykırı bulunup sanık müdafiinin temyiz istemleri bu itibarla kısmen yerinde görülmekle hükmün tebliğnamedeki görüşten farklı düşünce ile CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedeni gözetilerek sanık başka bir suçtan tutuklu veya hükümlü değil ise; derhal TAHLİYESİNE, Sayın Üye ...'ın kararın onanması gerektiğine dair karşı oyu ve oy çokluğu ile 26/09/2022 tarihinde karar verildi.




    Hemen Ara