Esas No: 2012/4492
Karar No: 2012/6003
Karar Tarihi: 15.10.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/4492 Esas 2012/6003 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 22.03.2004 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdolunduğunu, sözleşme gereği davalının 3059 parseldeki toplam 4750/11750 hissesine karşılık 100.000,00 TL"nin davacıya ödendiğini, ancak sözleşmeye konu bu parselin imar uygulamasıyla üç ayrı parsele bölündüğünü, bu arada imar uygulaması da iptal olunduğundan inşaata başlanılamadığını, ancak davalının bir kısım hisselerini de sözleşmeye aykırı olarak üçüncü kişilere tapuda devrettiğini, sadece 20068 ada 1 nolu imar parselinde 1170/3554 hissenin davacı üzerinde kaldığını, ancak bu parselin de yola cephesi olmadığı gibi üçüncü kişilerle paylı mülkiyette olduğu için arsa payı inşaat sözleşmesine uygun olmadığını ileri sürerek, davalının sözleşmeye aykırı olarak tapuda devrettiği hisselerine tekabül eden 75.369,00 TL"nin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre sözleşme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle; imarla oluşan 20068 ada 1 parselin de inşaat sözleşmesine uygun olmaması nedeniyle 74.631,00 TL munzam zararının sözleşmeye aykırılık tarihinden itibaren, bu mümkün olmadığı takdirde davalıya gönderilen ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacı şirketin sözleşme gereği 100.000,00 TL"yi vekiline ödediğini, ancak vekili tarafından bu paranın kendisine verilmediğini, davacıyla aralarında akdolunan ek protokolün de doğru olduğunu beyan etmiş, davalı vekili ise müvekkilinin beyanlarına katıldıklarını ancak, müvekkilinin mağdur edildiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; arsa payı inşaat sözleşmesi kurulurken sözleşmeye konu 3059 parselin imar görerek üç ayrı parsele dönüştüğü, daha sonra imar uygulamasının iptal edildiği, ancak kadastro parseli olan bu taşınmaz üzerinde imar uygulaması yapılmadan inşaatın yapılamayacağı, bu durumda sözleşmenin başlangıçtan itibaren ifa imkansızlığı nedeniyle geçersiz ve batıl hale geldiği, tarafların sözleşmeye göre hak talep edemeyecekleri, ancak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre verdiklerini isteyebilecekleri gerekçesiyle, davacı tarafından tüm hisseleri için davalıya ödenen 100.000,00 TL"den davalının sözleşmeye aykırı olarak üçüncü kişilere devrettiği hisselerine tekabül eden 75.369,00 TL"nin davalıya gönderilen ihtarnameye göre oluşan temerrüt tarihi 22.03.2006 tarihinden itibaren davalıdan tahsiline, geçersiz sözleşmeye dayanılarak munzam zarar talep edilmeyeceği gerekçesiyle bu talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden ;
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan munzam zarar ve yüklenici tarafından peşin olarak verilen hisse bedelinden, davalının üçüncü kişilere devrettiği hisselere tekabül eden Bedelin iadesi istemlerine ilişkindir.
6100 sayılı HMK"nun 26. maddesi gereği “Hakim, tarafların talep sonuçları ile bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.”
Mahkemece, taraflar arasında akdolunan 22.03.2004 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersizliğine yönelik bir iddia ve savunma olmadığı halde, bu sözleşmenin geçersizliği gerekçesiyle sonuca gidilmesi doğru olmamıştır. Bu durumda, mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin geçerli ve ayakta olduğu kabul edilerek davacının her iki talebi yönünden inceleme ve araştırma yapılması gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.