Esas No: 2022/9265
Karar No: 2022/18611
Karar Tarihi: 08.11.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2022/9265 Esas 2022/18611 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2022/9265 E. , 2022/18611 K.Özet:
Sanık, sahte nüfus cüzdanı ile bankadan kredi çekmek için başvuruda bulunarak resmi belgede sahtecilik ve banka/kredi kurumlarını dolandırmak suçlarını işlemişti. Mahkeme, belgede aldatıcılık niteliğinin bulunduğunu ve suçun 5237 sayılı Kanun'un'un 158/1-d maddesinde düzenlenen kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu da oluşturduğunu belirledi. Sanığa eksik ceza tayini yapılmıştı. Kararda, sahtecilik suçunun oluşması için belgenin nesnel olarak aldatıcılık niteliğinin bulunması ve aldatma keyfiyetinin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği belirtildi. Ayrıca, 5237 sayılı Kanun'un 158. maddesinde sayılan hallerde, adli para cezası belirlenirken, suçtan elde edilen haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden artırma ve eksiltme yapılması gerektiği vurgulandı. Kararda, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediği ve hükümlerin usul ve yasaya uygun olduğu sonucuna varılarak hükümlerin onanması kararı verildi. Kanun maddeleri ise şu şekilde açıklandı: \"sahtecilik suçu için 5237 sayılı TCK’nin 158. maddesi, kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suçu için 5237 sayılı TCK’nin 158/1-d maddesi, adli para cezasının belirlenmesindeki kriterler için ise 5237 sayılı TCK’nin 61. maddesi ve 52. maddesi.\"
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Resmi belgede sahtecilik, banka veya kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken krediyi sağlamak amacıyla dolandırıcılık
...
Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 tarih ve 232-250 sayılı, 09.10.2012 tarih, 2011/8-335 Esas ve 2012/1804 Karar sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, sahtecilik suçunun oluşabilmesi için belgenin nesnel olarak aldatıcılık niteliğinin bulunması ve aldatma keyfiyetinin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatıcılık niteliğinin varlığını göstermeyeceği; Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik’in 131/3. maddesindeki “Fotoğraf, nüfus ve uluslararası aile cüzdanında bu alan için ayrılmış olan çizgilerin dışına taşmayacak ebatlarda kesilerek yapıştırılır.” ve aynı Yönetmelik’in 130. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "soğuk damga fotoğrafın üzerine gelecek ve fotoğrafın görüntüsünü bozmayacak şekilde ve nüfus cüzdanının plastikle kaplanması işleminden sonra ay-yıldıza doğru uygulanır." şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında; belgede sahtecilik suçlarında aldatıcılık niteliği bulunup bulunmadığının tayin ve takdiri hakime ait olup, yasal unsurlarının tam olup olmadığı ve aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığı hususunda gözlem yapılması gerekiyorsa da, dosyada aslı bulunan suça konu nüfus cüzdanı üzerinde heyet olarak yapılan gözlemde; belgenin aldatıcılık niteliğinin bulunduğu belirlenmiş ve suça konu belge akıbeti hakkında Mahkemesince karar verilmesi mümkün görülmüş, sanığın sahte nüfus cüzdanı ile katılan bankadan kredi kullanmak için başvuru yaptığı iddiasıyla açılan kamu davasında, Nüfus Müdürlüğünün maddi varlıklarından olan nüfus cüzdanının kullanılmış olması nedeniyle eylemin aynı zamanda 5237 sayılı Kanunun’un 158/1-d maddesinde düzenlenen kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu da oluşturduğu gözetilip, aynı Kanunun 61. maddesi uyarınca alt sınırdan uzaklaşılması gerekirken alt sınırdan uygulama yapılmak suretiyle eksik ceza tayin edilmesi ve 5237 sayılı TCK'nin 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hallerde, adli para cezası belirlenirken, tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden artırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı Kanun'un 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması suretiyle tespit edilmesi gerektiği gözetilmeden, adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının eksik belirlenmesi suretiyle, sanık hakkında eksik adli para cezası tayini, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suçların vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezaların kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden dolandırıcılık suçu yönünden eleştiri dışında usul ve yasaya uygun hükümlerin ONANMASINA, 08.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yz.İşl.Md. Y.
...