Esas No: 2021/9434
Karar No: 2022/18578
Karar Tarihi: 08.11.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/9434 Esas 2022/18578 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/9434 E. , 2022/18578 K.Özet:
Mahkeme, sanığın mühür bozma suçundan mahkumiyet kararını bozdu. 5237 sayılı TCK'nin 203. maddesi gereği, yasalara uygun biçimde konulan bir mührün varlığı, mühür bozma suçunun ön koşuludur ve bu unsurların oluşmadığı görüldüğünden, sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, hüküm açıklanmasına dair kararın gerekçeli olması gerektiği, somut olayda sanığın eyleminin ne olduğunun belirtilmediği ve tartışılmadığı belirtildi. Son olarak, kararda yer alan kanun maddeleri şunlardır: 5271 sayılı CMK’nin 231/8-son cümlesi, 5237 sayılı TCK'nin 203. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mühür bozma
...
5271 sayılı CMK’nin 231/8-son cümlesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 04.02.2011 tarihinden, denetim süresi içinde ikinci suçun işlendiği 09.10.2013 tarihine kadar dava zamanaşımının durduğu gözetilerek yapılan incelemede;
1) 5237 sayılı TCK'nin 203. maddesi, esasta bir şeyin saklanmasını veya varlığının olduğu gibi muhafazasını sağlamak üzere, kanunun veya yetkili makamların emrine uyularak konulmuş mührün kaldırılmasını cezalandırmaktadır. Burada mühürleme işleminin amacı Devlet yönetiminin bir şeyi koruma altına alma ve başkalarının tasarrufunu önleme iradesinin konulan mühürle açıklanması olup, bu iradeyi etkisiz duruma getirerek onu ihlal eden herhangi bir eylem gerçekleştiği takdirde suç işlenmiş olacaktır. Bu nedenle, yasaya uygun biçimde konulan bir mührün varlığı, mühür bozma suçunun ön koşuludur. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; suç tarihinde TEDAŞ görevlilerinin sanığın ikâmetinde yaptıkları kontrolde, sanığın, evine ait çatının içinden yatak odasına harici hat çekmek suretiyle kaçak elektrik kullandığı ve bu şekilde mühür bozma suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında, 10.02.2009 tarihli kaçak/usulsüz elektrik tespit tutanağı içeriği, 20.05.2010 tarihli ihbar yazısı, elektrik dağıtım şirketi tarafından sanığın kaçak elektrik kullanımının engellenmesine yönelik bir mühürleme ve bunun sonucunda gerçekleşen mühür bozulması iddiasında bulunulmaması karşısında, mühür bozma suçunun unsurları oluşmadığından, sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken mahkumiyetine hükmedilmesi yasaya aykırı,
2) Kabule göre de;
a-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.11.2014 tarihli, 2013/830 Esas ve 2014/502 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; CMK'nin 231/11 maddesine göre hükmün açıklanmasına dair kararda, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141/3, CMK'nin 34 ve 230. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine imkan sağlayacak biçimde açık ve gerekçeli olması, gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, bu delillere göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiğinden; somut olayda sanığın sabit kabul edilen fiilinin ne olduğu belirtilip buna dayanak olan deliller gösterilip tartışılmadan gerekçesiz hüküm kurulması,
b-Sanığa isnat edilen mühür bozma suçundan dolayı kurulan hükümden sonra, 02.08.2022 tarih ve 31911 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 21.04.2022 tarihli 2020/87 Esas ve 2022/44 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendinde yer alan “kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış” ibaresinin seri muhakeme usulü yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olması karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 08.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.