Esas No: 2021/2609
Karar No: 2022/11229
Karar Tarihi: 03.11.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/2609 Esas 2022/11229 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2021/2609 E. , 2022/11229 K."İçtihat Metni"
Mahkeme : DÜZCE 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Aralarındaki bağlantı nedeniyle Dairemizin 2020/15951 esas sayılı dosyası ile birlikte incelenmiştir.
1- Sanık hakkında, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının kesin olarak verildiği ve içeriğinde, sanığın bu karara itiraz hakkı bulunduğuna ilişkin, itiraz süresi ve merciinin de gösterilmemesi suretiyle usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmadığı için karar sanık tarafından öğrenilmiş olsa bile, 16.02.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmediği ve kovuşturma şartlarının oluşmadığı dikkate alınarak, sanık kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına karşı 15 gün içinde Sulh Ceza Hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte kararın yeniden tebliğ edilmesi gerektiğinden, bu kapsamda inceleme konusu olayda sanığın yükümlülüklere uymaması eylemini, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kesinleşmeden gerçekleştirdiği anlaşılmakla, sanık hakkında kovuşturma şartlarının oluşmaması nedeniyle, 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi gereğince kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere, kamu davasının durmasına ve gerekli tebligat işlemlerinin tamamlanarak, kararın infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi yerine yargılamaya devamla sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulması,
2- Suç tarihinden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasının olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından; sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı, bu suç tarihinden önce açılmış başka bir dava veya soruşturma olup olmadığının, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra verilmiş olan bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının erteleme süresi zarfında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Cumhuriyet Başsavcılığından ve Denetimli Serbestlik
Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi'' kararının erteleme süresi zarfında işlemişse; 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz" hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca "davanın düşmesine" ve tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararı veren ilgili mahkemeye ya da kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı veren ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulmasına karar verilmesi; aksi halde 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesi uyarınca, yargılamaya devam olunarak, hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
3- UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede; sanık hakkında; 03.02.2015 tarihinde işlediği iddia edilen "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçu nedeniyle verilen 16.02.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının infazı sırasında 22.04.2015 tarihinde sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediğinden bahisle karar kaldırılarak 08.09.2015 tarihinde düzenlenen iddianame ile açılan kamu davasında, Düzce 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/11/2015 tarih, 2015/482 esas ve 2015/421 sayılı kararı ile TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezasına hükmedildiği ve Dairemizin 03.11.2022 tarihli kararı ile hükmün bozulduğu anlaşılmakla,
Aralarındaki aralarındaki bağlantı nedeniyle bozma gerekçeleri de dikkate alınarak söz konusu 03.02.2015 tarihli eyleme ilişkin dosyanın incelemeye konu suça ilişkin dava dosyası ile birleştirilmesi, tüm deliller birlikte tartışılıp değerlendirildikten sonra sanığın hukukî durumunun belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre;
4- Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında denetimli serbestlik müdürlüğünün 15.04.2015 tarihli uyarı yazısının, sanığın bilinen son adresine gönderildiği ve tebligatın sanığın adresten taşındığı, yeni adresinin bilinmediğinden bahisle merciine iade edildiği, sanığın MERNİS adresi yerine önceki tebligatın iade edildiği adrese Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi gereğince usulsüz olarak tebliğ edildiğinin anlaşılması karşısında; mahkemece tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin devamına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yargılamaya devam edilip mahkûmiyet kararı verilmesi,
5- 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve hükümden sonra 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 03.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.