Esas No: 2020/15951
Karar No: 2022/11230
Karar Tarihi: 03.11.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/15951 Esas 2022/11230 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2020/15951 E. , 2022/11230 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Aralarındaki bağlantı nedeniyle Dairemizin 2021/2609 esas sayılı dosyası ile birlikte incelenmiştir.
Hükmün 19/11/2015 tarihinde sanığın yüzüne karşı usulüne uygun olarak tefhim edilmesinden sonra, sanık tarafından yasal süre içinde temyiz iradesini içeren dilekçe sunulduğu anlaşılmakla tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
1- Sanık hakkında, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının kesin olarak verildiği, içeriğinde sanığın bu karara itiraz hakkı bulunduğuna ilişkin, itiraz süresi ve merciinin de gösterilmemesi suretiyle usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmadığı için karar sanık tarafından öğrenilmiş olsa bile, birleşen dosya kapsamında verilen 16.02.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmediği ve kovuşturma şartlarının oluşmadığı dikkate alınarak, sanığa kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına karşı 15 gün içinde Sulh Ceza Hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte kararın yeniden tebliğ edilmesi gerektiğinden, bu kapsamda inceleme konusu olayda sanığın 22.04.2015 tarihli eylemi, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kesinleşmeden gerçekleştirdiği anlaşılmakla, sanık hakkında kovuşturma şartlarının oluşmaması nedeniyle, 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi gereğince kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere, kamu davasının durmasına ve gerekli tebligat işlemlerinin tamamlanarak, kararın infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi yerine yargılamaya devamla sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulması,
2- Suç tarihinden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasının olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından; sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı, bu suç tarihinden önce açılmış başka bir dava veya soruşturma olup olmadığının, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra verilmiş olan bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi
kararının erteleme süresi zarfında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Cumhuriyet Başsavcılığından ve Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun'la değişik TCK'nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir "kamu davasının açılmasının ertelenmesi'' kararının erteleme süresi zarfında işlemişse; 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz" hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca "davanın düşmesine" ve tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararı veren ilgili mahkemeye ya da kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı veren ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulmasına karar verilmesi; aksi halde 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesi uyarınca, yargılamaya devam olunarak, hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
3- Hükmün gerekçe kısmında “Sanık ...'nın üzerine atılı uyuşturucu madde kullanmak suçunu işlediği anlaşıldığından, sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 191/1 maddesince suçun işleniş biçimi nazara alınarak takdiren sanığın 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın yargılama sürecindeki davranışları, cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri nazara alındığında bu durum sanık lehine takdiri indirim sebebi kabul edilerek TCK'nın 62. maddesi uyarınca sanığa verilen cezadan takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak sanığın 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkında bundan başkaca yasal artırım ve indirim sebeplerinin uygulanmasına taktiren yer olmadığına,” denilmek suretiyle hükmün ne şekilde kurulduğu anlatıldıktan sonra “sanık ...'nın üzerine atılı uyuşturucu madde kullanmak suçunu işlediği anlaşıldığından, sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 191/1. madesince suçun işleniş biçimi nazara alınarak takdiren sanığın 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın yargılama sürecindeki davranışları, cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri nazara alındığında bu durum sanık lehine takdiri indirim sebebi kabul edilerek TCK'nın 62. maddesi uyarınca sanığa verilen cezadan takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak sanığın 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,” şeklinde aynı cümlenin tekrar edilmesi suretiyle çelişki yaratılması,
4- UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede; sanık hakkında; 15.12.2014 tarihinde işlediği iddia edilen "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçu nedeniyle verilen 16.02.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının infazı sırasında sanığın yükümlülüklerine uymadığından bahisle karar kaldırılarak 14.07.2015 tarihinde düzenlenen iddianame ile açılan kamu davasında, Düzce 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/12/2015 - 2015/299 esas ve 2015/646 sayılı kararı ile TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezasına hükmedildiği ve Dairemizin 03.11.2022 tarihli kararı ile hükmün bozulduğu anlaşılmakla,
Aralarındaki bağlantı nedeniyle bozma gerekçeleri de dikkate alınarak incelemeye konu eyleme ilişkin dosyanın 15.12.2014 tarihli eyleme ilişkin dava dosyası ile birleştirilmesi,
Tüm deliller birlikte tartışılıp değerlendirildikten sonra sanığın hukukî durumunun belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre;
5- Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 15.04.2015 tarihli uyarı yazısının yapılan tebliğ evrakında, muhatabın adreste bulunmama sebebinin sorulduğu ve keyfiyetin haber verildiği komşusunun kim olduğunun (isimden imtina etmiş olsa dahi daire numarası vs gibi ayırt edici hiçbir özelliğin) ve bu komşunun imzadan imtina edip etmediği hususunun da belirtilmediği, bu yönüyle yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğunun anlaşılması karşısında; mahkemece tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin devamına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yargılamaya devam edilip mahkûmiyet kararı verilmesi,
6- 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve hükümden sonra 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
7- Suç tarihinin gerekçeli karar başlığında “03.02.2015” yerine hatalı olarak ''22.04.2015'' yazılması,
8- Tekerrüre esas alınan Düzce 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/24 esas ve 2012/34 karar sayılı ilamında 5237 sayılı TCK'nın 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmamasına rağmen, sanık hakkında Düzce 4. Asliye Ceza Mahkemesinin söz konusu ilamı nedeni ile ilk kez mükerrer olduğu gözetilmeden koşulları oluşmadığı halde ikinci kez mükerrir olduğu kabul edilerek karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 03.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.