Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1596 Esas 2022/3641 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1596
Karar No: 2022/3641
Karar Tarihi: 09.05.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1596 Esas 2022/3641 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/1596 E.  ,  2022/3641 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 02.12.2020 tarih ve 2019/1 E. - 2020/487 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalı tarafından müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine dayalı icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin yurt dışında yaşadığını, davalı tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, davalının danışmanlık ofisinin bulunduğunu, davacının Türkçe bilmemesi sebebiyle davalıdan yalnızca danışmanlık hizmeti aldığını, bu hizmete ilişkin makbuzların da dosyada yer aldığını,taraflar arasında herhangi bir ticari alışverişin bulunmadığını, davalının müvekkiline sayısız belge imzalattığını, takip konusu bononun da bunlardan biri olduğunu, söz konusu senedin davacının içinde bulunduğu durumdan ve Türkçe bilmemesinden faydalanılarak hile ile alındığını ileri sürerek davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, ispat yükümlülüğünün davacı tarafta olduğunu, iddiaların inandırıcılıktan uzak, soyut ve maddi delile dayanmadığını, alacağı sürüncemede bırakmak adına davanın açıldığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacının savcılığa vermiş olduğu şikayet dilekçesinde dava dilekçesindeki gibi davalıyı uzun süreden beri tanıdığı, davalının dernek üyeliği yaptığı, davacının Türkçe bilmediği, bu miktarda borçlanabilecek mal varlığı olmadığı, boş belgeye imza atıldığı, imzanın hile ile atıldığını beyan ettiği, iddialar sebebiyle takipsizlik kararı verildiği ancak itiraz üzerine tekrar iddianame düzenlenerek yargılama yapıldığı, yapılan yargılama sonunda davalı hakkında her ne kadar beraat kararı verilse de Türk Borçlar Kanunu'nun 74.maddesi uyarınca hakimin ceza hakimi tarafından verilen beraat kararı ile bağlı olmadığı, davalının kolluğa vermiş olduğu ifadede, davacının iki adet evini ücret karşılığında satın aldığı, nakit olarak senet karşılığı ödeme yaptığını, yine davacının kocası öldükten sonra bir takım tapu ve intikal işlemlerini vekaleten yaptığını, ücretini aldığını, ancak çocukların izin vermemesi üzerine taşınmazların satışının yapılmadığı, evleri alamadığını, ev için verilen para sebebiyle icra takipleri yapıldığını beyan ettiği, varılan bu noktada hile iddialarının tanık ile ispat edilebileceği, senedin ihdas sebebinin değiştirilmesi halinde ispat yükünün yer değiştireceği, dava konusu senetlerden 60.000,00 TL'lik senette malen kaydı yer aldığı, davalının senetlerin verilen para sebebiyle yapıldığını ikrar ettiği ve 60.000,00 TL senet yönünden ispat yükünü üzerine aldığı, davalının soruşturma dosyasında vermiş olduğu ifadelerin eski 1086 sayılı Yasa'da mahkeme dışı ikrar, yeni 6100 sayılı Kanun'da ise HMK 199'a göre belge niteliğine haiz olmakla ifade tutanağının altının davalı tarafça imzalandığının anlaşıldığı, 187.500.00 TL'lik bono yönünden ise davacının yaşı göz önüne alındığında davalıya borçlanacak bir ticari ilişkinin olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, tanık beyanları, davalının soruşturma aşamasındaki beyanları göz önüne alındığında senedin hile ile imzalattırılmak suretiyle alındığı gerekçesiyle davanın kabulü ile, davacının Alanya 2. İcra Müdürüğü'nün 2012/2951 Esas sayılı takip dosyasının dayanağı olan 10/05/2012 tanzim tarihli 10/12/2012 vade tarihli 187.500,00 TL bedelli ve 10/05/2012 tanzim tarihli 10/09/2012 vade tarihli 60.000,00 TL bedelli bonolar nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, açılan takibin İİK 72/5.maddesi uyarınca takibin haksız ve kötü niyetli olarak açıldığı gerekçesiyle %20 kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Dava konusu 10/09/2012 tanzim-10/12/2012 vade tarihli senede ilişkin temyize gelince, mahkemece ispat külfetinin davacıda olduğu ve 6100 sayılı HMK'nın 201. maddesi uyarınca senede karşı ileri sürülen iddiaların senetle ispat edilmesi gerektiği, davalı beyanının ikrar niteliğinde olmadığı gözetilmeksizin yeteri kadar ispat koşullarını taşımadığı halde işbu senedin hile ile imzalattırılmak suretiyle alındığı gerekçesiyle davacı iddiasına konu olayların hile niteliğinde değerlendirilerek soyut tanık beyanlarına itibar olunarak bu senet yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 09/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara