Esas No: 2012/5242
Karar No: 2012/5954
Karar Tarihi: 12.10.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/5242 Esas 2012/5954 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı kooperatif üyesi olan müvekkilinin, ... 7. Noterliği"nin 11.04.2006 tarih 13926 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile istifa ettiklerini, üyelik süresince kooperatife 19.577,00 TL ödeme yaptığını, aidatların iadesi için başlatılan icra takibinin haksız itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve %40"tan az olmamak üzere ica inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, genel kurul kararı ile ortaklıktan çıkan üyelerin ödemelerinin 1163 sayılı Kanun"un 17/2. maddesi uyarınca üç yıl boyunca ertelendiğini, kooperatifin ödeme güçlüğü çektiğini, icra takibi ve dava tarihinde üç yıllık sürenin dolmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, dosya kapsamı ve benimsenen ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2006/510 esas sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporuna göre, davacının 18.643,48 TL alacağının muaccel olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 18.643,48TL yönünden itirazın iptali ile bu miktarın %40"ı kadar icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı ... vekilinin temyizi yönünden;
Dava çıkma payı alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu`nun 17/1. ve anasözleşmenin 15. maddeleri hükümlerine göre; kooperatiften ayrılan bir ortak, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil, ayrıldığı yıl bilançosunda yer alan genel giderlerden davacıya isabet eden masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkını haiz olup, ayrıldığı yılın bilançosunun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ayın sonunda ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düşer. Genel kurul tarafından üyeliği sona erenlere yapılacak ödemelerin ertelenmesi yönünde alınmış bir kararın varlığı halinde dahi bu karar, sadece ödemenin yapılacağı tarihi geciktirici etkiye sahip olup, erteleme süresi içinde faiz işlemesini engellemez. Somut olayda, 11.04.2006 tarihinde istifa eden davacının istifası, 21.04.2006 tarihinde davalı kooperatife ulaşmıştır. 2006 yılı bilançosunun da görüşüldüğü genel kurul toplantısı 24.07.2007 tarihinde yapılmıştır. Bu durumda davacı alacağı, 2006 yılı
bilançosunun da görüşülüp karara bağlandığı genel kurulu takip eden bir ay sonunda muaccel hale geleceğinden, faizin de bu tarihten itibaren başlatılması gerekir. Çıkma payı alacağının muaccel olduğu bu tarih ile takip tarihi arasında işlemiş olan temerrüt faizinin de hüküm altına alınması gerekirken, işlemiş faiz talebi hakkında bir karar verilmemesi doğru olmamıştır.
3-Davalı kooperatif vekilinin temyizine gelince;
Mahkemece, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2006/510 esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu benimsenerek karar verilmiştir. Anılan dava dosyası ile davacı, çıkma payı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece henüz muaccel bir alacak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Ancak bu karar usul yönünden reddedilmiş olup, alacak miktarı yönünden taraflar için kesin hüküm niteliği taşımamaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporu da karar verebilmek için yeterli değildir. Bilirkişi raporunda, alacağın muaccel olduğu tarih ile takip tarihine kadar olan işlemiş faiz hesabı yapılmadığı gibi, asıl ve ek raporda bilirkişilerce değinilen eksiklikler de karşılanmadan karar verilmiştir. Asıl raporda, "alacak tutarını tereddüde mahal bırakmayacak şekilde belgelere dayalı olarak defter kayıtlarından hesaplamak olanaklı olmamıştır." denilmiş, ek raporda ise özellikle davacı ödemeleri ile ilgili aynı tarihli kayıtlardaki farklılığa dikkat çekilmiştir. Yine bilirkişi raporu, taraf iddia ve savunmalarını karşılamaktan uzak olup, karar gerekçesinde de iddia ve savunmalar üzerinde yeterince durulmayarak HUMK"un 388. maddesine (karardan sonra yürürlüğe giren HMK"nun 297. maddesi) aykırı hareket edilmiştir.
Bu durumda mahkemece, yapı kooperatifi uygulamalarında ve mali konularda uzman bir bilirkişi ya da bilirkişi heyeti seçilerek ve gerektiğinde kooperatifin tüm kayıt, defter ve belgeleri, genel kurul ve yönetim kurulu kararları, banka hesapları üzerinde inceleme yetkisi verilerek, tarafların iddia ve savunmalarını da karşılayacak şekilde açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alındıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi de doğru olmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin; (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı ... ve davalı yararına ayrı ayrı BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.