Esas No: 2012/4687
Karar No: 2012/5953
Karar Tarihi: 12.10.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/4687 Esas 2012/5953 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili kooperatif tarafından ortağı olan davalı aleyhine biriken altyapı ve genel yönetim giderleri ile işlemiş faizlerinden kaynaklı 4.100,00 TL nin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacı kooperatifin ortağı olmadığını, müvekkilinin ikametgahının bulunduğu icra dairesinde başlatılmış geçerli bir takibin de bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davalının davacı kooperatif ortağı olduğunun ispatlanamadığı, bu durumda yetkili icra dairesinin borçlunun ikametgahının bulunduğu ....olacağı, yetkisiz....başlatılan takibin usulsüz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1)Dava, davacı kooperatif tarafından ortağı olduğu iddiası ile ortaklık ilişkisinden kaynaklı alacağın tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte olan HUMK’nun 1/1. maddesine göre mahkemelerin görev alanı kanunla belirlenir. Anılan Kanun"un 8. maddesinde Sulh Hukuk Mahkemesinde hangi dava ve işlerin görüleceği düzenlenmiş olup, son fıkrada ise bu ve diğer kanunların sulh mahkemesi veya hâkimlerini görevlendirdiği dava ve işlere de Sulh Hukuk Mahkemesince bakılacağı ifade edilmiştir. Buna göre, bir davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülebilmesi için yasada açık bir düzenleme olması gerekmektedir.
Somut olayda ise, davacı ödeme ve benzeri nedenlere dayanarak değil, davalı kooperatif ortağı olmaması sebebiyle borçtan sorumlu olmayacağını ileri sürerek, takibe itiraz ettiğine göre, davalının davacı kooperatif ortağı olmadığı savunması bakımından hukuki bir durumun belirlenmesine yönelik bu dava malvarlığı hukukuna ilişkin bir dava kapsamında görülemeyeceğinden görev hususunun parasal değere göre belirlenmesi de mümkün bulunmamaktadır. Buna göre, kooperatif ortağı olunup olunmadığının belirlenmesi
istemine ilişkin davanın sulh hukuk mahkemesinde görüleceğine dair bir düzenleme mevcut olmadığından, davaya bakmanın asıl görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiğinin kabulü ile mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
.../...
S.2.
2)Bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) No"lu bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) No"lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.