Esas No: 2022/8133
Karar No: 2022/7301
Karar Tarihi: 26.09.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/8133 Esas 2022/7301 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/8133 E. , 2022/7301 K."İçtihat Metni"
(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Gasp amaçlı adam kaçırmak ve 6136 sayılı Ateşli Silâhlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanuna muhalefet suçlarından Beyoğlu 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/07/2010 tarihli ve 2010/660 değişik iş sayılı içtima kararı ile 13 yıl 14 ay hapis cezasına hükümlü ...'in bu cezasının 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'a göre infazı sırasında, Silivri Ağır Ceza Mahkemesinin 29/07/2010 tarihli ve 2010/522 değişik iş sayılı kararı ile 647 sayılı Kanun'un 19. maddesi gereğince 29/07/2010 tarihinden itibaren şartla tahliyesini müteakip, adı geçen hükümlünün bihakkın tahliye tarihi olan 24/01/2019 tarihinden önce 01/11/2010 tarihinde işlediği 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan İstanbul 38. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/11/2012 tarihli ve 2011/11 Esas, 2012/2149 sayılı kararıyla 1 yıl hapis cezası ile cezalandırıldığının ve bu kararın 01/11/2013 tarihinde kesinleştiğinin ihbar edilmesi üzerine, şartla tahliyenin geri alınmasına ilişkin İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/06/2019 tarihli ve 2005/40 Esas, 2007/80 sayılı ek kararını takiben,
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının, 15/04/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamında uyarlama yapılarak karar verilmesi talebinde bulunulması üzerine, İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/06/2019 tarihli kararının kaldırılmasına hükümlünün denetim süresinde işlediği suçtan dolayı aldığı 1 yıl hapis cezasının iki katı olan 2 yıl (730 gün) sürenin aynen çektirilmesine dair İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/04/2020 tarihli ve 2020/343 değişik iş sayılı kararını müteakip,
Hükümlünün şartla tahliye kararından sonra denetim süresi içinde 28/11/2016 tarihinde işlediği silahla tehdit ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından İstanbul 50. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/04/2018 tarihli ve 2017/411, 2018/235 sayılı kararı ile 2 yıl 6 ay ve 1 yıl 6 ay hapis, yine 28/11/2016 tarihinde işlediği hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan Silivri 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/05/2017 tarihli ve 2016/498 Esas, 2017/193 sayılı kararı ile 5 ay hapis cezası ile cezalandırıldığının anlaşılması üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/04/2020 tarihli kararının kaldırılmasına, denetim süresi içerisinde işlediği suçlardan mahkum olduğu 1 yıl hapis cezasının iki katı olan 2 yıl (730 gün), 5 ay hapis cezasının iki katı olan 10 ay (300 gün) ve 2 yıl 6 ay hapis ve 1 yıl 6 ay hapis cezasının iki katı olan sürelerin bihakkın tahliye tarihini geçmeyecek şekilde iki kez (28/11/2016-24/01/2019 tarihleri arası) 787 gün olmak üzere toplam 2604 gün sürenin aynen çektirilmesine dair İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/05/2020 tarihli ve 2020/412 değişik iş sayılı kararını takiben,
İstanbul 50. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/04/2018 tarihli kararına ve Silivri 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/05/2017 tarihli kararına konu suçların 5275 sayılı Kanun’un 107/6. maddesine göre belirlenen denetim süresi içerisinde işlenmediği gerekçesi ile İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/05/2020 tarihli ve 2020/412 değişik iş sayılı kararının kaldırılmasına denetim süresi içinde 01/11/2010 tarihinde işlediği suçtan dolayı aldığı 1 yıl hapis cezasının iki katı olan 2 yıl sürenin aynen çektirilmesine dair İstanbul İnfaz Hakimliğinin 09/03/2021 tarihli ve 2021/3920 Esas, 2021/4173 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/04/2021 tarihli ve 2021/300 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18/09/2007 tarihli ve 2007/1-214-181 sayılı kararında belirtildiği üzere infaza ilişkin lehe oluşan hataların kazanılmış hakka konu olmayacağı gözetilerek yapılan incelemede,
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 10/12/2018 tarihli, 2018/2219 Esas, 2018/5254 Karar sayılı ilamında "Hükümlünün infaza konu cezasından dolayı koşullu salıverilme hakkından yararlanabilmesi bakımından infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin belirlenmesinde 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun hükümleri uyarınca yapılan uygulamanın 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılacak uygulamaya göre lehe olduğundan, somut olayda 5275 sayılı Kanun hükümlerine göre değil 765 sayılı TCK'nin 17. maddesi hükümlerine göre koşullu salıverilme kararının geri alınmasına karar verilmesi gerektiği, koşullu salıverilme ile ilgili uygulama bakımından 647 sayılı Kanun hükümleri ile 5275 sayılı Kanun hükümlerinin sadece lehe olan bölümlerinin alınıp karma uygulama yapılmasının mümkün olmadığı, hükümlerin bir bütün olarak uygulanmasının zorunlu olduğu,..." şeklinde açıklamaya yer verildiği,
Hükümlü hakkında Beyoğlu 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/07/2010 tarihli ve 2010/660 değişik iş sayılı içtima kararı ile 13 yıl 14 ay hapis cezasına hükmedildiği,
Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 647 sayılı Cezalarının İnfazı Hakkında Kanunun 19 ve ek 2. madde hükümleri dikkate alınarak 1/2 oranında ve ayda 6 gün indirim yapılmak suretiyle düzenlenen 22/07/2010 tarihli ve 2010/7-3908 sayılı müddetnamede bihakkın tahliye tarihinin 24/01/2019, koşullu salıverilme tarihinin ise 29/07/2010 olarak tespit edildiği,
Hükümlünün koşullu salıverildiği tarih ile bihakkın tahliye tarihi arasında (denetim süresi içerisinde) 01/11/2010 tarihinde işlediği uyuşturucu 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan dolayı İstanbul 38. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/11/2012 tarihli ve 2011/11 Esas, 2012/2149 sayılı kararıyla hapis cezası ile cezalandırıldığı ve bu kararın 01/11/2013 tarihinde kesinleştiği, 28/11/2016 tarihinde işlediği silahla tehdit ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından İstanbul 50. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/04/2018 tarihli ve 2017/411, 2018/235 sayılı kararı ile 2 yıl 6 ay ve 1 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı bu kararın ise 28/03/2019 tarihinde kesinleştiği, yine 28/11/2016 tarihinde işlediği hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan Silivri 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/05/2017 tarihli ve 2016/498 Esas, 2017/193 sayılı kararı ile 5 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı ve anılan kararın 31/05/2017 tarihinde kesinleştiği,
Koşullu salıverilme ile ilgili mevzuat incelendiğinde;
Mülga 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un "Şartla Salıverilme" başlıklı 19. maddesinin 1. fıkrasında "(Değişik fıkra: /11/03/1986 - 3267/1 md.) ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına hükümlüler 25 yıllarını; müebbet ağır hapis cezasına hükümlüler 20 yıllarını; diğer şahsi hürriyeti bağlayıcı cezalara mahkum edilmiş olanlar hükümlülük süresinin 1/2'ni; çekmiş olup da tüzüğe göre iyi halli hükümlü niteliğinde bulundukları takdirde, talepleri olmasa dahi şahsi şartla salıverilirler.",
Aynı Kanun'un Ek 2. maddesinde "Hükümlülerin yarı açık veya açık cezaevlerine seçilmelerine karar verme işlemi, Adalet Bakanlığınca her yılın Ocak ayı içerisinde tespit edilerek Cumhuriyet savcılıklarına bildirilen şartla salıverilme tarihine göre yapılır. Bakanlıkça bildirilen bu tarih aşılmamak ve kapalı kurumlarda çalışanlara öncelik tanınmak kaydıyla; 9, 10 ve 11'inci maddeler gereğince tabi tutulacakları müşahadeleri sonucu yarı açık veya açık müesseselere naklolunan hükümlülerin; anılan müesseselerde kaldıkları her ay için 6 gün, 19'uncu maddenin 1, 2 ve 3'üncü fıkralarına göre tespit edilecek şartla salıverilme tarihlerinden indirilmek suretiyle şartla salıverilme işlemi yapılır." ,
765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 17. maddesinin 1. fıkrasında "(Değişik fıkra: 07/12/1988 - 3506/1 md.) şartla salıverilmiş olan hükümlü, geri kalan süre içinde işlediği kasıtlı bir cürümden dolayı şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkum olur veya mecbur olduğu şartları yerine getirmez ise, şartla salıverilme kararı geri alınır. Bu takdirde suçun işlendiği tarihten sonraki kısım hükümlünün ceza süresine mahsup edilmeyerek aynen çektirilir ve şartla salıverilmeye esas teşkil eden hükmün infazı ile ilgili olarak bir daha şartla salıverilmeden yararlanamaz." şeklinde,
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un "Koşullu Salıverme" başlıklı 107. maddesinin 2. fıkrasında "Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar otuz yılını, müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar yirmidört yılını, diğer süreli hapis cezalarına mahkûm edilmiş olanlar cezalarının yarısını infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabilirler." ve 6. fıkrasında "Koşullu salıverilen hükümlünün tâbi tutulacağı denetim süresi, yukarıdaki fıkralara göre infaz kurumunda geçirilmesi gereken süre kadardır. Ancak süreli hapislerde hakederek tahliye tarihini geçemez." şeklinde düzenlemelere yer verildiği,
Bu haliyle hükümlünün infaza konu cezasından dolayı koşullu salıverilme hakkından yararlanabilmesi bakımından infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin belirlenmesinde 647 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılan uygulamanın 5275 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılacak uygulamaya göre lehe olduğu, somut olayda 5275 sayılı Kanun hükümlerine göre değil, 765 sayılı Kanun'un 17. maddesi hükümlerine göre koşullu salıverilme kararının geri alınmasına karar verilmesi gerektiği, koşullu salıverilme ile ilgili uygulama bakımından 647 sayılı Kanun hükümleri ile 5275 sayılı Kanun hükümlerinin sadece lehe olan bölümlerinin alınıp karma uygulama yapılmasının mümkün olmadığı, hükümlerin bir bütün olarak uygulanmasının zorunlu olduğu, bu haliyle bihakkın tahliye tarihine kadar infaz süreci devam eden hükümlünün bihakkın tahliye tarihinden önce kasıtlı suçlardan hapis cezasıyla mahkumiyetine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, 28/11/2016 tarihinde işlediği suçların da dikkate alınarak aynen infaz kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 14/06/2022 gün ve 94660652-105-34-12051-2021-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;
TÜRK MİLLETİ ADINA
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre açıklanan sebeple yerinde görüldüğünden, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/04/2021 tarihli ve 2021/300 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26/09/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.