Esas No: 2020/8484
Karar No: 2022/3676
Karar Tarihi: 09.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8484 Esas 2022/3676 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/8484 E. , 2022/3676 K.Özet:
Davacı banka ile davalı şirket arasında imzalanan sözleşme gereği ticari krediler kullandırıldığı ancak ödemelerin yapılmaması nedeniyle icra takibi başlatıldığı ve dava açıldığı belirtilmiştir. İlk derece mahkemesi davalıların kötüniyetli hareket ettiğine dair somut delil olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi, bankanın erken takip yapması nedeniyle davanın asıl borç yönünden reddi isabetli olmakla beraber, protokolde belirlenen gayrinakdi kredi borcu nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği ve bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerektiğini belirtmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/b-1 ve 373/1 maddeleri uyarınca, davacı vekilinin sair temyiz itirazları reddedilmiş, temyiz isteminin kabul edilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, dava dosyası ilk derece mahkemesine gönderilmiş ve peşin temyiz harcı davacıya iade edilmesine karar verilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Amasya 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 13.02.2020 tarih ve 2018/359 E. - 2020/88 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nce verilen 27.10.2020 tarih ve 2020/798 E. - 2020/1356 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalılara müvekkili banka tarafından, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği ticari krediler kullandırıldığını, ödeme planı yapıldığını ancak günü geldiğinde ödemelerin yapılmadığını, Kahramanmaraş 2. Noterliği'nin 05/12/2017 tarih ve 21906 yevmiye nolu ihtarı ile alacağın ödenmesinin borçlulardan talep edildiğini, (Kapatılan Çorum 4.İcra Müdürlüğü 2017/7956) Çorum 5. İcra Müdürlüğü'nün 2018/27446 sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalı borçlunun yetki itirazında bulunması sebebiyle dosyanın Amasya İcra Müdürlüğü'ne gönderildiğini, borçluların itirazı nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkillerinin davacı bankadan ticari kredi kullandığını, geri ödeme planında ilk taksidin 15/01/2018 tarihi ve 5.000,00 TL, son taksidinin ise 15/12/2019 tarihi ve 15.000,00 TL olarak belirlendiğini, davacı bankanın taksitin ilk günü olan 15/01/2018 tarihini beklemeden Çorum 2.İcra Müdürlüğünün 2017/7956 sayılı dosyası ile 19/12/2017 tarihinde takip başlattığını, işbu davanın açılmasının haksız ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, müvekkilinin davacı banka ile yapılan protokol hükümlerini ihlal etmediğini, tüm taksitlerini davacı bankaya süresi içerisinde yatırdığını, müvekkillerine gönderilmiş bir ihtarnamenin olmadığını belirterek davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, dosya kapsamına ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı banka tarafından davalı şirkete 10/04/2014 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında ticari kredi kullandırıldığı, kredilerin süresi içerisinde ödenmemesi üzerine icra takibine geçildiği, davalılar tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, dava konusu alacak için taraflar arasında 01/12/2017 tarihinde Kredi Borcunun Geri Ödenmesine Dair Protokol ve Ek Geri Ödeme Planı başlıklı belge imzalanarak borcun 238.000,00 TL olarak tespit edildiği, protokolde borcun vadesinin 15/01/2018 tarihi itibariyle başlayacağı ve 24 taksitle ödeneceği kararlaştırılmasına rağmen, davacı tarafça ilk taksitin vadesi gelmeden 20/12/2017 tarihinde icra takibine geçilerek sözleşme şartlarının ihlal edildiği, bu durumda borcun muaccel hale gelmediği, ayrıca dosya içerisindeki belgelere göre davalı tarafça protokol şartlarına riayet edildiği ve ödemelerin belirtilen tarihlerde düzenli olarak yapıldığı, davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinde bulunduğu ancak dosya kapsamında davacının icra takibine girişirken kötüniyetli olarak hareket ettiğini gösteren somut delilin bulunmadığı gerekçesiyle davanın ve davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosyadaki bilgi belgelere göre, kredi hesabının 22.11.2017 tarihinde kat edildiği, taraflar arasında imzalanan 01.12.2017 tarihli protokolde, protokolün 22.11.2017 tarihli ihtara konu borca ilişkin düzenlendiğinin yazılı olduğu, kullanılan 238.000,00 TL, 37.290.-TL çek taahhüt alacağının taksitlerle ödenmesi konusunda taahhütte bulunulduğu, protokolün davalı asıl borçlu ve davalı kefil ... tarafından imzalandığı, ilk taksit tarihinin 15.01.2018 olduğu, davacı tarafından davalılar aleyhine 20.12.2017 tarihinde, 239.361,09 TL nakdi, 37.290,00 TL gayri nakdi alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, yargılama sırasında bankacı ve mali müşavir bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetinden rapor alındığı, 11.11.2019 tarihli bilirkişi raporunda, dava tarihi itibariyle protokol esaslarının geçerli olup davalının ödemelerini protokole uygun şekilde yapmaya devam ettiğinin bildirildiği, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık olduğu, mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Taraflar arasında imzalanan 01.12.2017 tarihli protokolde asıl borcun ilk taksit tarihinin 15.01.2018 tarihinde başlayacak şekilde yapılandırılmış olması sebebiyle asıl borç yönünden, davacı tarafın erken takip yapması nedeniyle davanın reddi isabetli ise de aynı protokolde; davalı asıl borçlu şirketin 37.290,00 TL gayrinakdi kredi borcunun bulunduğunun taraflarca kabul edildiği, bu miktar nedeniyle herhangi bir ileri vade tarihinin öngörülmediği ayrıca davacı bankanın davalının sözleşmede belirlenen adresine gönderdiği, 05.12.2017 tarihli temerrüt ihtarnamesiyle gayrinakdi kredi borcu yönünden davalı asıl borçlunun 11.12.2017 tarihi itibarı ile takipten önce temerrüde düşürüldüğü anlaşılmakla, davalı asıl borçlu şirket yönünden bu miktar itibariyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile davanın tamamen reddine karar verilmesi doğru olmamış, ilk derece mahkemesince verilen kararı esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 09/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.