Esas No: 2021/1837
Karar No: 2022/18799
Karar Tarihi: 09.11.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/1837 Esas 2022/18799 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/1837 E. , 2022/18799 K.Özet:
Sanık, bir şirketin mührünü kullanarak çıkardığı yedi seneti ciro ederek resmi belgede sahtecilik suçu işlemekle suçlanmaktadır. Sanık suçlamaları kabul etmemektedir ancak vekaletname belgesinde kambiyo senedi düzenleme yetkisi bulunmadığı ortaya çıkmıştır. Mahkeme, önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine imza atılması durumunda suç kastından söz edilemeyeceğini ancak bu rızanın ciddi olarak kabule elverişli olması durumunda sahtecilik kastının varlığı kabul edilemeyeceğini belirtmektedir. Mahkeme, sanığın suç kastını saptamak için daha fazla delil toplanması gerektiğini, suça konu belgelerin katılana hangi tarihte verildiği belirlendikten sonra suç kastının saptanması gerektiğini belirtmektedir. Ayrıca, aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanabileceğini ancak suça konu senetlerin aynı anda verildiği için TCK'nin 43. maddesinin uygulanamayacağını, ancak belge sayısının cezanın tayininde nazara alınması gerektiğini belirtmektedir. Karar, kanunun 43. ve 61. maddeleriyle ilgilidir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
...
Sanık ...’in önceden doğan borcuna karşılık suça konu yedi adet senedi yetkilisi olmadığı ... Profil...Ltd.Şti kaşesi kullanarak ciro ederek katılana vermek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia ve kabul edilen kamu davasında sanığın suçlamaları kabul etmeyerek şirket yetkilisinin ... olduğunu, onun verdiği vekaletle işlemler yaptığını beyan etmesi ancak dosya arasında mevcut vekaletname suretinde şirketle ilgili bir çok yetki verilmesine rağmen açıkça kambiyo senedi düzenleme yetkisinin verildiğine dair bir beyan bulunmadığının anlaşılması karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için;
1) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.03.1992 tarih ve 80/98 sayılı kararında da belirtildiği üzere, belgede sahtecilik suçlarında önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında sahtecilik bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği gibi rızanın açık veya zımni olabileceği ve özellikle iki kişi arasındaki ilişkiler, böyle bir rızanın varlığını ciddi olarak kabule elverişli olduğu takdirde, bu rızaya dayanarak başkasının yerine imza atan kimsede sahtecilik kastının varlığının kabul olunamayacağı göz önünde bulundurulduğunda; öncelikle şirket yetkilisi ...’ın tanık olarak beyanı alınıp, sanığa kambiyo senedi düzenleme ve ciro etme yetkisi verip vermediği, senetlerden haberdar olup olmadığı sorularak, sanık tarafından suç tarihinden önce aynı şirket adına keşide veya ciro edilen başkaca senet veya çeklerin bulunup bulunmadığı araştırılıp varsa ödenip ödenmediğinin ve kim tarafından ödendiğinin tespit edilmesi, bunlarla ilgili icra takibi yapılmış ise imzaya itiraz edilip edilmediğinin araştırılması ve suça konu belgelerin katılana hangi tarihte verildiği belirlenerek suç tarihinin tespit edilmesinden sonra toplanan deliller birlikte değerlendirilerek suç kastı saptanıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması,
2)Kabule göre;
a)5237 sayılı TCK'nin 43. maddesi uyarınca; “bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi” durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup; suça konu senetler aynı anda verildiğinden TCK'nin 43. maddesinin uygulanamayacağının, ancak belge sayısının TCK'nin 61. maddesi uyarınca temel cezanın tayininde nazara alınması gerektiği gözetilmeyerek fazla ceza tayini
Yasaya aykırı, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 09.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.