Esas No: 2020/13271
Karar No: 2022/11244
Karar Tarihi: 07.11.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/13271 Esas 2022/11244 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2020/13271 E. , 2022/11244 K.Özet:
İçtihat metninde, sanığın kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkum olduğu ve daha önce doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulandığı ancak yükümlülüklerini ihlal ettiği tespit edildiği belirtiliyor. Ancak, 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve bu durumun sanık lehine uygulanma olduğu ifade ediliyor. Kararda, dosyanın incelenmesi sonucunda TCK'nın 191. maddesi çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği ancak kararın bozlağı sonrasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının uygulandığı vurgulanıyor. Anayasa Mahkemesi'nin \"kovuşturma evresine geçilmiş\" ibaresine ilişkin iptal kararının geriye yürümediği belirtilerek, CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olan düzenlemenin sanığın hukuki durumunun \"Basit Yargılama Usulü\" yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu ifade ediliyor. Bu nedenle, hükmün bozulmasına karar veriliyor. Kararda geçen kanun maddeleri ise şunlar: 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi, 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddesi, 5560 sayılı
"İçtihat Metni"
Mahkeme : KONYA 10. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
İncelemeye konu 17/04/2012 tarihli bu suç nedeniyle 02/10/2012 tarihli kararla doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmış olan sanığın, yükümlülüklerini ihlal ettiğinin sabit görülmesi halinde hakkında, 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrası uyarınca yargılamaya devam olunarak, suç tarihi itibarıyla, 5560 sayılı Yasa ile değişik TCK'nın 191. maddesi çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, bozma kararı sonrasında uygulanma koşulu bulunmadığı halde sanık hakkında aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin 2. fıkrası çerçevesinde 02/11/2017 tarihinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi sanık lehine uygulama olduğundan bu husus dikkate alınarak yapılan incelemede,
Bozmaya uyulduğu, yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK’nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesiyle 5271 sayılı CMK'nın başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmiş olan"Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile, "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "... basit yargılama usulü..." yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; " mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun "Basit Yargılama Usulü" yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 07/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.