Esas No: 2021/1764
Karar No: 2022/3745
Karar Tarihi: 11.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1764 Esas 2022/3745 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1764 E. , 2022/3745 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 28.10.2020 tarih ve 2020/317 E. - 2020/911 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl ve birleşen davada vekili; davalı şirket tarafından düzenlenen hisse senedi pay alma kuponları ile 2000 yılında müvekkilinin şirket hissedarı olduğunu, yüksek kar payı verileceği vaadi ile müvekkilinin kandırıldığını, şirketin uzun süredir kâr elde edemediğini, kötü yönetildiğini, şirketin sürekli zararda gösterilerek ortakların zarara uğratıldığını ileri sürerek, davalı şirketin infisahına, kayyım tayinine, TTK 336 maddesi uyarınca hisse sahiplerine maddi zarar veren yönetim kurulu üyelerinden tahsil olunarak şirket tüzel kişiliğine verilmek üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat ile 5.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; birleşen davada ise, müvekkili davacı tarafın yüksek faiz getireceği ve istendiği an geri ödeneceği garantisi ile davalı tarafa 51.645,00 DM miktarında para verdiğini, müvekkili davacı tarafa yatırdığı para karşılığı belge verildiğini, bu parasının müvekkiline iadesinin gerektiğini ancak müvekkili davacı tarafın verdiği paraları geri istemesine rağmen davalı tarafça müvekkili davacı tarafın parasının iade edilmediğini ileri sürerek, müvekkili ile davalı arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine ve ayrıca bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik davalı tarafa verilen para nedeniyle 84.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili; zamanaşımı itirazında bulunarak, davacının müvekkili şirketlerin ortağı olduğunu, TTK’nın 329. maddesi uyarınca A.Ş.’nin kendi hisse senetlerini temellük edemeyeceğini, davanın hukuki dayanağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Birleşen davada ise; hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazında bulunarak ve davacının şirketin ortağı olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak ve tüm dosya kapsamına göre yapılan yargılama sonucunda; davalı şirketin yönetim kurulu üyelerinin 2000 - 2006 yılları arasında davalı ... zarara sokan eylemleri somut olarak belirlenemediği gibi, davalı şirketin ticari defterlerinin saklanma süresinin sona ermesi ve imha edildiğinin bildirilmesi nedeniyle, ticari defterlerde de inceleme yapılamadığı, zarar miktarının da somut olarak tespitinin mümkün olmadığı, davalı yönetim kurulu üyelerinin davalı şirketin kişilik haklarına zarar verici eylemlerinin de kesin olarak ispat edilemediği ve ayrıca 6762 s. TTK'nın 336. maddesindeki şartların gerçekleşmediği, dolayısıyla davacının maddi ve manevi tazminat davası ispat edilemediğinden, davacı ...'nın, davalı ...Ş. (Önceki unvanı Kombassan Holding A.Ş.) aleyhine açtığı, Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/492 E. sayılı birleşen davasının feragat nedeniyle reddine, davacı ...'nın açtığı (bozma öncesi 2006/529 E.) sayılı asıl davası yönünden; a) Davalılardan Bera Holding A.Ş.'nin (Önceki unvanı Kombassan Holding A.Ş.) fesih ve tasfiyesine ilişkin talebinin, Mahkememizin 18/02/2009 gün ve 2006/529 E. 2009/49 K. sayılı ilamı ile reddedilip, bu husus Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğinden davalılardan Bera Holding A.Ş.'nin fesih ve tasfiyesi konusunda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, b) Davacı ...'nın, davalılar ..., ..., ... (...'nin vefatı ve mirasçılarının davaya dahil edilmesi sonucu; ..., ..., ..., ... ve ...), Hulisi Rahman Bostan ve ... aleyhine açtığı 1.000.-TL maddi ve 5.000.-TL manevi tazminat davasının ise ispat edilememesi nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 107,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıdan alınmasına, 11/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.