Esas No: 2021/18
Karar No: 2022/3739
Karar Tarihi: 11.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/18 Esas 2022/3739 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/18 E. , 2022/3739 K.Özet:
Davacı, Yağızser Turizm Servis San Tic. Ltd. Şti.'nin gizli ortağı olduğunu iddia ederek davalıların hak ve malları üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiş, ancak İlk Derece Mahkemesi davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu da Bölge Adliye Mahkemesi tarafından esastan reddedilmiştir. Temyiz istemi de reddedilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: 6183 sayılı A....U.H.K 17. madde, HMK'nın 353/b-1, 370/1 ve 372. maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 16.11.2017 tarih ve 2017/25 E. - 2017/1263 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nce verilen 06.10.2020 tarih ve 2019/1134 E. - 2020/902 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Nilüfer Vergi Dairesi mükelleflerinden Yağızser Turizm Servis San Tic. Ltd. Şti.'nin 2011 ve 2012 yılı hesap dönemi işlemlerinin vergi müfettişi tarafından incelenmesi sonucunda 04/11/2016 tarihli vergi tekniği raporunun düzenlendiğini, şirketin gerçekte diğer davalı ...'in kontrolünde olduğunu, birden fazla mükellefi sevk ve idare ettiğini, mükellef adına tarh edilecek vergiler için mükellef adına ihtiyati tahakkuk verilerek davalı ... nezdinde ihtiyati haciz uygulanması gerektiğini belirterek davalı Yağızser Turizm Servis San Tic. Ltd. Şti.'nin gizli ortağı olduğunun tespitine, davalıların hak ve malları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemiş ve herhangi bir savunmada bulunmamışlardır.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı idarenin 6183 sayılı A....U.H.K 17. maddesinde belirtilen yetkiyi kullanması için adli yargıda dava açmasının zorunlu kılınmadığı, yapılan tespit ve incelemelerde davalı ...'in diğer davalı şirket adına sahte belge düzenlenmesinde belirgin roller üstlendiği, böylece davalı Yağızser Turizm Servis San Tic. Ltd. Şti.'nin fiili yöneticisi (şirket müdürü) olarak kabul edilebileceği, ancak davalı ...'in davalı şirketin diğer ortakları veya şirket ile aralarında ekonomik, ticari, parasal ilişkileri tevsik edecek başkaca delil bulunmadığından diğer davalı şirket ile aralarında gizli ortaklık ilişkisinin bulunduğuna dair bir tespitte bulunulamayacağı rapor edilmiş olup, öte yandan bahsi geçen Yasa'nın 17. maddesi hükümleri gereği davacı idarenin vergi tahakkuku işlemlerinde bulunabilmesi için mahkememizden davalının diğer davalı şirketin gizli ortağı olduğuna dair bir tespit kararı almasına ihtiyaç bulunmadığından bu davayı açmakta da hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; limited şirketlerde ortakların kamu borcundan dolayı sorumluluğuna dair özel düzenlemeler olsa da gizli ortağın durumunun adi ortaklık olarak kabul edildiği ve limited şirket ortaklarının sorumluluğunun adi ortaklığı teşmil edilemeyeceği, davalının hangi ortak ile gizli ortak olduğu ve daha önce pay sahibi olup olmadığının belirsiz olduğu, üstelik muvaazalı işlemlere dair deliller varsa ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz yetkisinin davacı idarenin takdirinde olduğu, keşinleşmiş bir yargı kararına gerek olmadığı, delillerin takdirinde bir tespit kararına gerek olmadığı, idarenin yapması gereken açık ve emredici bir hüküm olduğu, tespit hükmü ile idari işlemlerden dolayı gidilecek kanun yollarında sorunlara neden olabileceği, ihtiyati tedbir istemi için de hukuki yararın olmadığı, ayrıca idarenin tasarrufun iptali ve tüzel kişiliğin perdesinin aralanması gibi yollara başvurabilmesi için ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz kararı alması gerektiğinden, eldeki davanın konusunu teşkil eden tespit ve tedbir talepleri yönünden hukuki yararın bulunduğunun söylenemeyeceği, dolayısıyla İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 11/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.