Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8454 Esas 2022/3738 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/8454
Karar No: 2022/3738
Karar Tarihi: 11.05.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8454 Esas 2022/3738 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/8454 E.  ,  2022/3738 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 44. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20.04.2017 tarih ve 2015/81 E- 2017/370 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi'nce verilen 22.10.2020 tarih ve 2020/52 E- 2020/231 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan 418.766,40-TL alacağın tahsili için davalı hakkında İstanbul 11.İcra Müdürlüğü'nün 2014/35928 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe, borca ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, taraflar arasında 31/10/2014 tarihinde yapılan cari hesap mutabakatında, davalı tarafın müvekkili şirkete dava konusu borç bedeli kadar borçlu olduğunun açıkça görüldüğünü, bu nedenlerle itirazin iptaline, haksız ve kötü niyetle icra takibine itiraz eden davalı borçlunun alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili; taraflar arasındaki sözleşmenin 3 yıllık olarak yapıldığını, davacının sözleşmeye istinaden davalı yana gönderdiği ve takip konusu yaptığı faturalar karşılığında sözleşmeye uygun şekilde edimlerini, görevinin yükümlülüklerini ve sorumluluklarını yerine getirmediğini, davacının sözleşmenin bitiş tarihi olan 01/09/2014'den sonrasına ilişkin olarak Eylül ve Ekim aylarında da müvekkiline e-fatura düzenlemiş olduğunu, bu faturaların davacıya iade edildiğini, ayrıca davacı şirkete sözleşmenin feshedildiğinin 24/12/2014 tarihli ve... 37.Noterliği'nden keşide edilmiş ihbarname ile bildirildiğini, bu nedenle takibe, borca ve ferilerine haklı olarak itiraz ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalı taraf arasında 01/09/2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ve 31/05/2014 tarihinde kendiliğinden sona erecek sözleşme imzalandığı, sözleşme bitim tarihinden sonraya denk gelen Eylül-Ekim-Kasım 2014 tarihinde 3 adet faturanın davalı yanca kabul edilmediği bildirilen... 37.Noterliğinin 33752 yevmiye nolu 24/12/2014 tarihli ihtarnamesinin davacıya gönderildiği, her iki tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ile davacının davalıdan takip tarihi olan 08/12/2014 tarihi itibariyle 418.766,40.-TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalının ticari kayıtlarına göre de 08/12/2014 icra takip tarihi itibariyle davalının davacı tarafa 418.766,40.-TL borcu olduğunun anlaşıldığı, ancak davalının 18/12/2014 tarih 6142 yevmiye nolu sözleşme bitimi ve hizmet alınmadığı açıklamalı 53.218,00-TL'lik borç kaydı yaptığı, söz konusu kaydın davacı kayıtlarında bulunmadığı, davalı taraf ticari defterlerinin 18/12/2014 tarihli borç kaydının düşülmesiyle borç bakiyesinin 365.548,40 TL olarak tespit edildiği, reklamcı bilirkişinin yaptığı inceleme sonucunda davacının sözleşmeden kaynaklanan görev hizmetlere ilişkin ifa borcunu olması gerektiği gibi uluslararası reklamcılık normlarına uygun ve eksiksiz olarak yerine getirdiği, davalıya gerekli teslimatları yaptığı, sözlemenin bitiş tarihinden sonra da davalı tarafın davacıdan reklam ve tasarım hizmetleri taleplerinin olduğunun tespit edildiği, bu taleplerin de davacı tarafından olması gerektiği gibi eksiksiz yerine getirildiği ve teslimatların yapıldığı, bu durumda davalı tarafın; davacının sözleşmeye istinaden davalı yana gönderdiği ve takip konusu yaptığı faturalar karşılığında sözleşme konusu görev ve yükümlülüklerini yerine getirmediği yönündeki iddiasının yerinde olmadığının anlaşıldığı, davacının davalıya sözleşme bitiş tarihi olan 01/09/2014 tarihinden sonraya denk gelen süreler için düzenlemiş olduğu faturaların davalı yanca itirazının ve iadesinin yerinde olmadığı, davacı tarafın kestiği tüm faturalardaki bedelleri almaya ve dolayısıyla toplamda 418.766,40-TL almaya hak kazandığı, davacının davalı yandan bu miktar alacaklı olduğu, İstanbul 11.İcra Müdürlüğü'nün 2014/35928 esas sayılı dosyasında yürütülen icra takibinin bu miktar asıl alacak üzerinden devamının gerektiği, bu miktara ilişkin olarak yapılan itirazın iptaline karar vermek gerektiği, alacağın niteliği itibariyle yasal şartlar oluştuğundan %20 icra inkar tazminat miktarının alacak miktarı üzerinden hesaplanmak suretiyle davalıdan alınıp davacıya verilmesinin uygun olacağı gerekçesiyle; davanın kabulü ile İstanbul 11.İcra müdürlüğünün 2014/35928 esas sayılı dosyasındaki davalının itirazının iptaline, takibin aynı şartlarla devamına, 418.766,40.-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonunda davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 418.766,40-TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalının ticari kayıtlarına göre de 08/12/2014 icra takip tarihi itibariyle davalının davacı tarafa 418.766,40-TL borcu olduğunun anlaşıldığı, dosyadaki bilgi ve belgeler dikkate alındığında taraflar arasındaki sözleşmenin 01/09/2014 tarihinde sona ermesine rağmen davacının davalıya hizmet vermeye devam ettiğiningörüldüğü, bu nedenle sözleşmenin sona erdiği tarihten sonra Eylül ve Ekim 2014 aylarında kesilen faturalar nedeniyle de davalının davacıya borçlu olduğunun açık bulunduğu, davalı tarafça, davacı tarafından davalı şirkete verilen hizmetlerin sınırlı sayıda olduğu, tüm fatura bedellerinin davalıdan talep edilmesinin hatalı olduğu ileri sürülmüşse de, davalı tarafın itirazına uğramayan 31/10/2104 tarihli mutabakat metni ile davalı tarafın takip konusu miktar kadar davacıya borçlu olduğunu kabul etmiş bulunduğunu, 6100 sayılı HMK'nın 222.maddesi gereğince davalı ticari defter ve kayıtlarının kendi aleyhine delil teşkil etmesi karşısında davalının bu yöndeki savunmalarına itibar edilmesinin mümkün bulunmadığı, dosyadaki deliller kapsamında davacının davalıya sözleşme gereğince vermesi gereken hizmetleri vermiş olduğunun açık olduğu, davalının bunun aksini ispat edemediği, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı, davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21.454,45 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 11/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara