Esas No: 2012/3391
Karar No: 2012/5823
Karar Tarihi: 09.10.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3391 Esas 2012/5823 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av.... ile davalı kooperatif başkanı..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan davacı avukatı ve davalı kooperatif başkanı ..."ın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili; müvekkili ile davalı kooperatif arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca arsanın yüklenici kooperatife teslim edildiğini, davalı kooperatifin inşaatı bitirerek oturmaya hazır hale getirdiğini, bazı ortakların şikayetleri nedeniyle iskan ruhsatı alınamaması üzerine iskan ve kat irtifakı sorunlarının çözümü için müvekkili ile bir kısım kooperatif ortaklarının 12.11.2005 tarihinde sözleşme düzenlediklerini ve müvekkilinin sözleşmenin teminatı olarak 100.000,00 TL değerinde bonoyu keşide ederek verdiğini,davalıların sözleşmeyi ihlal etmeleri üzerine müvekkilinin noter aracılığıyla keşide ettiği ihtarnameyle teminat bonosunun iadesini istediğini, buna rağmen bononun iade edilmeyerek ... 2. İcra Müdürlüğü"nün 2007/85 Esas sayılı dosyasında takibe konu edildiğini, müvekkilinin teminat senedi nedeniyle borçlu olmadığını, davalıların sözleşme koşullarını ihlal ettiklerini ileri sürerek, müvekkilinin takip konusu 15.11.2005 vade tarihli 100.000.00 TL bedelli bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacının müvekkili kooperatifle yaptığı arsa payı karşılığı inşat sözleşmesi uyarınca 6 ayda kurulması gereken kat irtifakının 10 yıl geçmesine rağmen kurulmadığını, davacı ile kooperatif ortakları arasında yapılan 12.11.2005 tarihli sözleşmeye müvekkilinin uymasına rağmen davalının sözleşmeye uymadığını, müvekkilinin zararının kısmen karşılanması için teminat olarak verilen bononun takibe konduğunu, 25.06.2007 tarihli ıslahla takip konusu bononun 12.11.2005 tarihli sözleşmeyle ilgili olmadığını, bononun soyut borç ikrarı içerdiğini savunarak, davanın reddi ile tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacıya ait taşınmaz üzerinde inşaat yapılmak üzere davacı ile yüklenici kooperatif arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı, inşaatın tamamlanmasına rağmen iskan ruhsatı alınarak kat irtifakı kurulmadığı, kooperatif ortakları ile davacının 12.11.2005 tarihinde kat irtifakı kurulması ile ilgili sözleşme düzenledikleri, davacının sözleşmenin teminatı olarak 100.000,00 TL değerinde bono verdiği, dosyadaki başka bir belgeye göre ise, anlaşmaya uyulmadığı takdirde 100.000,00 TL değerindeki bononun takibe konulacağının karalaştırıldığı, her iki belgenin fotokopi olması nedeniyle garafolojik inceleme yapılamadığı, bir senedin, teminat senedi olduğunun,ancak yazılı delil ile kanıtlanabileceği,
senet metninde senedin teminat senedi olduğuna ilişkin bir ibare bulunmadığı gibi, ibraz edilen iki belgeden de hangisinin geçerli olduğunun anlaşılamadığı gibi sözleşmeye rağmen kat irtifakı kurulmaması nedeniyle davacının edimini de yerine getirmediği gerekçesiyle davanın reddine, asıl alacağın %40 "ı oranında icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, takip konusu bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı vekili davaya cevabında, takip konusu bononun davacı ile müvekkili kooperatifin bir kısım ortakları arasında düzenlenen sözleşmenin teminatı olduğunu, sözleşmenin davacı tarafından yerine getirilmemesi nedeniyle bononun cezai şart olarak takibe konduğunu belirtmiştir. Sözleşmede imzası ve bononun lehdarı olan davalı kooperatif ortağının ve diğer ortaklarının Cumhuriyet Savcılığındaki beyanlarında da, bononun teminat bonosu olarak alındığı, davacının edimini yerine getirmemesi üzerine takibe konmak üzere kooperatife ciro edildiğini beyan ettikleri anlaşılmıştır. Davalı kabulü ve sözleşmenin taraflarının beyanları karşısında bononun teminat bonosu olduğunun kabulü gerekirken mahkemece aksi sonuca ulaşılması isabetli değildir.
Diğer yandan, davacı ile davalı kooperatifin bir kısım ortakları arasında 2005 yılında düzenlenen sözleşme, esas itibariyle davacı ile davalı kooperatif arasında 29.09.1998 tarihinde düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin ifasını amaçlamaktadır. Taraflarca farklı hükümler içeren sözleşme suretleri dosyaya ibraz edilmiş sözleşme asılları ise ibraz edilmemiştir. Davacı yan, sözleşme aslının kooperatif yöneticisi... tarafından Cumhuriyet Savcılığı’na ibraz edildiğini, bilahare mahkemeye ibraz edilmek üzere geri alındığı belirtmiş olmasına rağmen mahkemece bu husus üzerinde durulmamış ve kooperatif yöneticisince Cumhuriyet Savcılığına hangi sözleşmenin ibraz edildiği irdelenmemiştir. Bononun, sözleşmede kararlaştırılan edimlerin teminatı olarak davacı tarafından verildiği anlaşıldığına göre davalı yan bononun hangi sözleşmenin teminatı olarak verildiğini yöntemine uygun şekilde kanıtlamalı, bundan sonra da 2005 yılındaki sözleşmede belirlenen edimlerin yerine getirilip getirilmediği, 29.09.1998 tarihli davacı ve davalı arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin hükümleri de göz önüne alınarak belirlenmelidir.
2- Davacı tarafından, davalı kooperatifin yöneticileri hakkında özel belgede sahtecilik suçundan yapılan suç duyurusu üzerine kamu davası açılmasına rağmen mahkemece dava dosyası incelenerek dosyalar arasında bağlantı bulunup bulunmadığı ve ceza davasının bekletici mesele yapılıp yapılmayacağının değerlendirilmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir olunan 900,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 09.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.