Esas No: 2022/5624
Karar No: 2022/7437
Karar Tarihi: 28.09.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/5624 Esas 2022/7437 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/5624 E. , 2022/7437 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Nitelikli kasten yaralama, tefecilik
HÜKÜMLER : 1) Sanık ... hakkında katılan ...'a yönelik nitelikli kasten yaralama suçundan 5237 sayılı TCK'nin 86/1, 86/3-e, 87/1-c-son, 29, 62, 53 maddeleri uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile mahkumiyetine,
2) Sanıklar ... ve ...'ın tefecilik suçundan 5271 sayılı CMK'nin 223/2-e maddesi uyarınca ayrı ayrı beraatlerine dair kararı.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
Katılan ...'ın sadece sanıklar hakkında tefecilik suçundan kurulan beraat hükümlerini temyiz ettiği belirlenerek yapılan incelemede;
1) Katılan ...'ın temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
5237 sayılı TCK'nin 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçu kanunun "Topluma Karşı Suçlar" başlıklı üçüncü kısmının dokuzuncu bölümünde düzenlenmiş olup suçun mağduru tüm toplumdur. Tefecilik ilişkisinde faiz karşılığı ödünç para alan kişi, iradi olarak faiz ilişkisinin tarafı olmakta olup gerçek anlamda suçun pasif failidir. Ancak kanun koyucu izlediği suç siyaseti gereği tefecilik fiilinin aktif failinin kolayca tespitini sağlamak amacıyla ödünç para alan kişiyi cezalandırmamıştır. Bu halde tefecilik fiilinin pasif faili konumunda bulunan faiz karşılığı ödünç para alan kişinin suçun mağduru olarak kabulüne olanak yoktur. Bu kişilerin fail hakkında şikayetçi olmaları halinde açılan bir kamu davasındaki konumları ihbar eden niteliğindedir ve suçun doğrudan mağduru olmadıklarından davaya katılma hak ve yetkileri bulunmamaktadır. Bu nedenle sanıklar hakkında tefecilik suçundan açılan kamu davalarına 5271 sayılı CMK'nin 237. maddesine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen katılan ...'ın katılma hakkı olmadığı, yine mahkemece usulsüz olarak verilen katılma kararının da hükümleri temyiz hakkı vermeyeceği, bu itibarla hükümleri temyiz yetkisi bulunmadığından müşteki ...'ın tefecilik suçundan verilen beraat hükümlerine ilişkin temyiz isteminin 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE,
2) Sanıklar hakkında tefecilik suçundan kurulan beraat hükümlerine ilişkin katılan ... vekilinin; sanık ... hakkında nitelikli kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin sanığın temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
Sanıklar hakkında tefecilik suçundan kamu davası açıldığı, Hazinenin bu suçun mağduru olduğu, bu sıfatının gereği olarak 5271 sayılı CMK'nin 234/1-b maddesi gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve öteki haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği halde, iddianamenin ve duruşma gününün Hazineye tebliğ edilmemesi suretiyle CMK'nin 233 ve 234. maddelerine aykırı davranılarak davaya katılma hakkının kısıtlandığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19/01/2021 tarih ve 5-2016/395226 sayılı noksan ikmali yazısı sonrasında Hazineye gerekçeli kararın tebliğ edildiği ve Hazine vekilinin 06/04/2021 havale tarihli dilekçesi ile temyiz isteminde bulunduğu ve katılma iradesini gösterdiği anlaşılmakla; CMK'nin 237/2 ve 260/1. maddeleri gereğince müşteki Hazinenin davaya katılmasına karar verilerek yapılan incelemede;
a) Sanıklar hakkında tefecilik suçundan kamu davası açıldığı, Hazinenin bu suçun zarar göreni olduğu, bu sıfatının gereği olarak CMK'nin 233 ve 234. maddeleri gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve öteki haklarını kullanabilmesi için Hazinenin duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği halde, usulen dava ve duruşmalar bildirilmeden, davaya katılma ve CMK'nin mağdur ... katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı sağlanmadan yargılamaya devam edilerek yazılı biçimde hükümler kurulması,
b) Adli tıp kriterlerine göre yaralanmanın yüzde sabit ize neden olup olmadığının tespit edilebilmesi için muayenenin olaydan en az 6 ay geçtikten sonra yapılması gerektiği, katılan hakkında yaralanmanın yüzde sabit iz niteliğinde olduğuna dair 15/01/2015 tarihli raporun ise olay tarihinin üzerinden 6 ay geçmeden katılanın
yapılan muayenesi sonucu düzenlendiği, ayrıca adli raporun yaranın sözel diyalog mesafesinden ilk bakışta fark edilir nitelikte olup olmadığı hususunu ve yaranın özelliklerini denetime imkan verecek şekilde içermediği anlaşılmakla, bu raporun hükme esas alınacak yeterlilikte olmaması karşısında; katılanın tüm tedavi evrakları, geçici ve kati raporları ile birlikte en yakın Adli Tıp Şube Müdürlüğüne bizzat sevkiyle tarif edilen yaranın “yüzde sabit iz” niteliğinde olup olmadığı hususunda rapor aldırılıp, sonucuna göre sanık ...'ın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
c) Sanık ... lehine TCK'nin 29. maddesi uyarınca (1/4) oranında haksız tahrik indirimi uygulandığı halde, katılanın haksız tahrik kabul edilen eyleminin hükmün gerekçesinde denetime olanak verecek şekilde açıklanmaması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
ç) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25/04/2017 tarih, 2015/1167 Esas ve 2017/247 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, ek savunma hakkı tanınmadan iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı TCK'nin 87/1-son maddesinin uygulanması suretiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (Pelissier ve Sassi/Fransa, No: 25444/94, P. 67, Sadak ve diğerleri/Türkiye No: 29900/96, 29901/96, 29902/96, 29903/96, 17.07.2001) kararlarında belirtildiği üzere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Adil yargılanma hakkı” başlıklı 6. maddesine ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nin 226. maddesine muhalefet edilerek sanık ...'ın savunma hakkının kısıtlanması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'ın ve katılan ... vekilinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenlerden dolayı 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 28.09.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.