Esas No: 2012/3111
Karar No: 2012/5821
Karar Tarihi: 09.10.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3111 Esas 2012/5821 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı Vek.Av. ... ile davalı Vek.Av. ..."ün gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2000/153 sayılı dosyasında üyeliğinin tespitine karar verildiğini, 10.06.2000 tarihinde çekilen kur"a sonucu diğer üyelere konutlarının tahsis edildiğini ve daire tapularının dağıtıldığını, kooperatif bünyesinde iki hissesi ve bu hisselere karşılık gelen iki dairesi bulunduğunu ancak ferdileşme sonrasında kendisine verilecek bağımsız bölüm kalmadığını, kooperatif yöneticiliği yaptığı dönemde hakkında karalamalar yapıldığını, bu nedenle manen yaprandığını ileri sürerek, iki daire bedeli ile uğradığı manevi zararın tespitini ve şimdilik 10.000,00 TL manevi, 3.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 17.06.2010 tarihinde harcını yatırdığı ıslah dilekçesi ile talebini 113.587,71 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davacının bir pay üzerinden kooperatife üye olduğunu, 19.05.2000 tarihli yönetim kurulu kararı ile üyeliğine son verilen davacının kooperatiften istifa ettiğini, üyeliğinin tespiti halinde yatırdığı aidatların karşılığını alabileceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen 08.01.2010 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, kooperatiften haksız olarak ihraç edildiği, ödemesi gerekli aidatları kooperatife ödediği, buna rağmen kendisine konut verilmediği, manevi tazminat talebinin kabul edilebilir olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, 113.587,00 TL"nin 17.06.2010 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2)Dava, kooperatiften konut alamayan kooperatif üyesinin maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacının kooperatif üyesi olduğu dosyaya sunulan ve kesinleşen
mahkeme kararları ile sabit olduğu gibi davalı vekilinin beyanından anlaşılacağı üzere davacıya verilecek konut bulunmamaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın, Yargıtay"ın bu konudaki istikrar kazanmış kararlarında yer verilen hesap yöntemine göre çözümlenmesi gerekmektedir. Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunun üçüncü sayfasında, "davacı yanın ödemeleri ilk raporumuzda belirttiğimiz üzere 10.070,20 TL"dir" denildiği halde, atıfta bulunulan aynı bilirkişi heyetinin ilk raporunda davacı ödemeleri 1.070,20 TL olarak belirlenmiştir. Mahkemece, raporlar arasındaki çelişki giderilmediği gibi davalı vekilinin bu yöndeki itirazları da karşılanmamıştır. Aynı şekilde, 08.01.2010 tarihli bilirkişi raporunda üyelere tahsis edilen konutların değerinin 100.000,00 TL olduğu belirtilmiş ise de 13.04.2010 tarihli raporda, konutların kur"a tarihinde % 90 orarında imal edildiği, bu nedenle konutların noksan haliyle değerlerinin 90.000,00 TL olduğu ifade edilmiştir. Konutun değerine ilişkin raporlar arasındaki bu çelişki de giderilmemiştir.
Diğer yandan, mahkeme kararında, davacının, kooperatife ödemesi gerekli aylıklarını ödediği anlatımına yer verilmekteyse de bizzat davacı vekilinin 18.10.2007 tarihli dilekçesinde davacının, 10.417,00 TL anapara ve 37.769,00 TL gecikme cezası borcu olduğu belirtilmektedir.
Bu durumda, öncelikle, üyelere tahsis edilen konutun dava tarihi ile rayiç değerinin tespit edilmesi, davalı kooperatife normal ödemelerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin, kooperatifin tüm genel kurul tutanakları, defter ve belgeleri ile kooperatif hesapları incelenerek belirlenmesi, aynı yöntemle davacı ödemelerinin de ortaya konması ve kendisine konut tahsis edilemeyen üyenin, kooperatiften tazminat istemine ilişkin davalarda uygulanması gereken tazminat hesaplama ilkeleri uygulanarak ulaşılacak uygun sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, 900,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 09.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.