Esas No: 2020/4699
Karar No: 2022/18980
Karar Tarihi: 15.11.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2020/4699 Esas 2022/18980 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2020/4699 E. , 2022/18980 K.Özet:
Dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmü verilen bir sanık için yapılan temyiz incelemesi sonucunda, yargılamanın hukuka uygun yapıldığı, delillerin doğru kullanıldığı ve cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı belirlenerek hüküm onandı. Ancak diğer sanıkların dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile hükümler kurulduğu ve sanıkların eylemine ilişkin yeterli açıklama yapılmadığı belirtildi. Bu nedenle sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği vurgulandı ve hükümler bozuldu. Kararda yer alan kanun maddeleri ise şöyle: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141/3, CMK'nin 34 ve 230. maddeleri, 5237 sayılı TCK’nin 157 ve 158/1-l maddeleri, 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ve 5271 sayılı CMK'nin 253 ve 254. madde fıkraları.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
...
...
I. Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyizinin incelenmesinde;
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
II. Sanıklar ... ve ... hakkında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık ... müdafii ve sanık ...’in temyizinin incelenmesinde;
Sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek mağdur ...'ı cep telefonu ile arayarak kendilerini Cumhuriyet Başsavcısı Yücel olarak tanıtıp banka hesaplarının terör örgütleriyle bağlantılı olduğunu belirtip bu kişilerin yakalanması için verecekleri hesaba para yatırmasını istedikleri, mağdurun bu hileli davranışlara kanarak sanık ... tarafından katılan ... adına sahte nüfus cüzdanı ile açılmış hesaba 91.600 TL ve aynı gün tekrar aranarak bu kez temyiz dışı sanık ... adına kayıtlı hesaba 51.775 TL’yi yatırmasını sağlamak suretiyle resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını işlediklerinin iddia ve kabul edildiği olayda;
a) Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141/3., CMK'nin 34 ve 230. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine imkan sağlayacak biçimde açık ve gerekçeli olması, gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, bu delillere göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanıkların eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerekirken; sanık ...’in sanıklar ...,... ’ı tanımadığını savunması, temyiz dışı sanık ...’un ise sovuşturma ve kovuşturmadaki çelişen beyanları gözetilerek, aşamalarda sanık ...’i tanımadıklarını, işlenen suçlarla ilgilerinin olmadığını ısrarla savunan sanıkların eylemlere ne şekilde iştirak ettiğine dair gerekçede açıklama yapılmadan, buna dair deliller toplanmadan yazılı şekilde eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile hükümler kurulması,
b) Kabule göre de;
aa- Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nin 157. maddesi gereğince hapis cezası yanında adli para cezasına hükmedilmemesi,
bb- Sanıkların kendilerini kamu görevlisi olarak tanıttıklarının iddia edilmesi karşısında, eylemlerinin sübutu halinde 5237 sayılı TCK'nin 158/1-l maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu ancak, suç tarihi itibarıyla bu bendin yürürlükte olmaması nedeniyle sanıkların lehine olan 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 253 ve 254. maddeleri gereğince uzlaşma kapsamındaki basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğunun kabulü ile sanıklara yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden önce 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii ve sanık ...’in temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, aynı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın gözetilmesine, 15.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.