Esas No: 2012/3841
Karar No: 2012/5795
Karar Tarihi: 08.10.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3841 Esas 2012/5795 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı tarafça müvekkili hakkında ilamlı icra takibi yapıldığını, müvekkilinin, davalı kooperatiften herhangi bir kredi almadığını ve alacağa konu olan belgenin sahte olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin davalı kooperatife borçlu olmadığının tespiti ile davalı kooperatifin kötüniyetli ve haksız olarak yaptığı takip nedeniyle % 40" tan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacının eli ürünü olmadığı anlaşılan imzayı içeren 30.09.2001 vade tarihli senedin vade tarihinden 7 yıl sonra takibe konulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının takibe konu senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine, asıl alacak üzerinden % 40 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Dava, tarım kredi kooperatifinin, müşterek ve mütesesil borç senedine dayanarak, ortağı hakkında giriştiği ilamlı takipten doğan bir borcun olmadığının tespiti istemine ilişkindir. İİK"nun 72/5. maddesi gereğince takibin, haksız ve kötüniyetli olması halinde, istem varsa, borçlu lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir. Diğer anlatımla borçlu davacı yararına kötüniyet tazminatına hükmedebilmek için, alacaklı davalının takibinde haksız olması yeterli olmayıp, kötüniyetli olduğunun da isbatı gerekir.
Somut olayda, mahkemece bu husus araştırılmadan sırf takibe dayanak senetteki imzanın sahte olması ve vade tarihinden 7 yıl sonra senedin takibe konulmuş olması gerekçe gösterilerek, kötüniyet tazminatına hükmedilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, tüzel kişi olan kooperatifin yöneticilerinin zaman içinde değişmesi sebebiyle takibe geçen kooperatif yönetiminin, senedin tanzim tarihindeki yönetimden farklı olması halinde haksız olma halinin bilinildiğinin veya bilinmesi gerektiğinin ispatı gerekir. Davalının, tüzel kişi olması sebebiyle bu hususu bilmesi gerektiğinin kabulü mümkün değildir.
Öte yandan, dosya içeriğine göre, davacı adına atılan imzanın sahteliği, dava öncesinde tespit edilmemiştir. Kooperatifin yeni yöneticilerinin, görünürde bir imza varken ve hatta kooperatif kayıtlarında davacının borçlu olduğu görünüyorsa takibe geçmesi kötüniyet değil, görevin yerine getirilmesi olacağı düşünülmeden yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.