Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8529 Esas 2022/3792 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/8529
Karar No: 2022/3792
Karar Tarihi: 12.05.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8529 Esas 2022/3792 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/8529 E.  ,  2022/3792 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 28.05.2018 tarih ve 2018/40 E- 2018/760 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nce verilen 04.11.2020 tarih ve 2018/1670 E- 2020/1146 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, Bursa barosunda görevli Av. .... ın davacının torunu olduğunu, davacının şu anda 81 yaşında olup okuma yazma bilmediğini, ....'ın 1,5-2 sene önce müvekkiline bir kaç kağıt çıkararak "hacı anne şu kağıtları imzalaman lazım, bir iş için lazım" diyerek imzalattırdığını, davacının ise imzaladığı şeyin ne olduğunu bilemediğini, daha sonra senedin icraya konulduğunu, takip alacaklısının davalı torunun arkadaşı olduğunu, davacının senedi hile ile imzalatma nedeninin, davacının bakımı karşılığında halalarına tarla vermesi olduğunu, hatta bu tarlalara ilişkin tasarrufun iptali davasının açıldığını, senette asıl alacaklı olarak görülen ...'ın ise hayali bir kişi olduğunu, davacının emekli aylığı ile geçinen yaşlı, köyde yaşayan biri olduğunu, 91.000.- TL'lik bir alışverişinin olmasının mümkün olmadığını, cirantaların ve hamilin kötü niyetli olduğunu belireterek, davacının Bursa 11. İcra Müdürlüğü'nün 2017/5472 sayılı dosyasında takibe konu senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, senedin sebepten mücerret olduğunu, kişisel defilerin kendisine karşı ileri sürülemeyeceğini, davacı tarafından imzaların ikrar edildiğini, iddiaların yazılı delille ispatlanmasının gerektiğini, iddiaların soyut olduğunu belirterek davanın reddi ve %20 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
    İlk derece mahkemesince, kural olarak davacının iddialarını ispatla mükellef olduğu, davacının senetteki imzaya itiraz etmediği, ancak imzanın hile ile alındığını iddia ettiği, hile iddiasının her türlü delille ispatlanabileceği, duruşmada dinlenen tanık ifadelerine göre davacının avukat torununun senetleri davacıya imzalatma amacının tasarrufun iptali davasını sonuçlandırmak olduğu, ayrıca cirantaların aralarındaki hukuki ilişkiyi makul biçimde açıklayamadığı, davacının yatalak, yaşlı ve köyde yaşayan bir kadın olarak senet bedeli kadar alış veriş yapmasının mümkün olmadığı, bu nedenlerle takibin kötü niyetli olarak başlatıldığının açık olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı ...'ın Bursa 11. İcra Dairesi'nin 2017/5472 sayılı takip dosyası ve bu takibe dayanak olan 27/03/2011 tanzim ve 25/08/2014 vade tarihli 91.000.- TL bedelli lehdarı ... ve borçlusu ... T.C Kimlik numaralı ... olan bono sebebiyle borçlu olmadığının tespitine, davalı tarafın takipte kötü niyetli olduğu kabul edilerek takip konusu miktarın %35'i oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
    Bölge adliye mahkemesince, hile iddiasının her türlü delille iddiasının mümkün olduğu, ancak somut olayda davalının dava konusu bonoyu dava dışı ... isimli cirantadan ciro yoluyla devraldığı, bu nedenle kişisel defilerin kendisine karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığı, kaldı ki Dava dışı...hakkında dava konusu senet nedeniyle Bursa C.Başsavcılığı 2018/4531 soruşturma sayılı dosyası ile yürütülen soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, davalının senedi iktisapta kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğunun ispatlanamadığı, bu nedenle davanın reddinin gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, istek halinde aşağıda yazılı 1.473,35 TL harcın temyiz eden davacıya iadesine, 12/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara