Esas No: 2021/1628
Karar No: 2022/3800
Karar Tarihi: 12.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1628 Esas 2022/3800 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1628 E. , 2022/3800 K.Özet:
Mahkeme kararında, davacının davalı şirketteki hissesini devrederek ortaklıktan ayrılmış olmasına rağmen alacakları bulunduğunu iddia ettiği, bu alacakların bazılarının bilirkişi raporu ile tespit edildiği, ancak kredi kartı işlemleri ve cari hesaba göre ileri sürülen alacakların kesin ve inandırıcı olarak ispatlanamadığı belirtilmiştir. Bu nedenle, davalının davacıya 21.755 TL ödemesine karar verilmiştir. Ancak, davalı lehine yanlış vekalet ücreti takdiri yapılmıştır. Bu nedenle, hükümden ‘‘Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,'' ibaresi çıkarılarak yerine ‘‘Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 6.976,52 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,'' cümlesi eklenmiştir. Kararın gerekçesinde ise, Türk Borçlar Kanunu'nun alacak hakkı düzenleyen hükümleri açıklanm
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Kahramanmaraş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 10.11.2020 tarih ve 2019/190 E. - 2020/536 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 01/06/2010 tarihinde davalı şirkette bulunan hissesini dava dışı kişiye devrederek şirket ortaklığından ayrıldığını, 07/07/2010 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanarak tescil edildiğini, müvekkilinin 27/01/2012 tarihli cari hesaba göre davalıdan 42.746,00 TL alacağı bulunduğunu, ayrıca davalı şirketin müvekkilinin gayrimenkulü üzerine ipotek tesis etmek sureti ile kredi çektiğini, müvekkilinin muhtelif tarihlerde toplam 21.755,00 TL'lik kredi borcunu kendi gayrimenkulünde ipotek olmasından dolayı ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin kredi kartlarından davalı şirketin nakite sıkıştığı dönemlerde 2.400,66 TL’nin şirketin pos cihazından çekildiğini ve kendisine ödenmediğini, yine müvekkilinin kredi kartından davalı şirketin pos cihazına 1.100,00 TL ve 1.265,00 TL olmak üzere çekilen toplam 2.365,00 TL'nin de müvekkiline ödenmediğini ileri sürerek müvekkilinin toplam 69.266,66 TL alacağının şirketin uhdesine geçtiği andan itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının 25/06/2019 tarihli yazı ekinde yer alan şirket hesap ekstresinde yer alan bilgilere göre 24/01/2011 tarihinde 3.755,00 TL, 07/02/2011 tarihinde 3.000,00 TL, 29/03/2017 tarihinde 2.000,00 TL, 31/03/2017 tarihinde 1.800,00 TL, 16/01/2012 tarihinde 13.000,00 TL'nin ... tarafından yatırıldığı, buna göre davacı tarafından banka kredi borçları için ödediği tespit edilen tutarın 23.555,00 TL olduğunun bilirkişi raporu ile de tespit edildiği dikkate alınarak davacı tarafın dava dilekçesindeki talebi ile bağlı kalınarak 21.755,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerektiği, davaya konu edilen kredi kartından davalı şirketin pos cihazından çekildiği belirtilen 2.400,66 TL ile 2.365,00 TL'nin şirket için ödendiğine dair herhangi bir açıklamanın bulunmadığı, yine davacının cari hesaba
göre 42.746,00 TL alacağı bulunduğu yönündeki iddiasının kesin ve inandırıcı delillerle ispatlanamadığı nazara alınarak bu taleplere yönelik davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi ile 21.755,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, alacak istemine ilişkindir. Dava değeri 69.266,66 TL olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı yararına reddedilen miktar nazara alınarak hesaplanacak nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davalı lehine yazılı şekilde vekalet ücreti takdiri doğru olmayıp, kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekir ise de, anılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün 6. fıkrasında yer alan ‘‘Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,’’ ibarelerinin hükümden çıkarılarak yerine ‘‘Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 6.976,52 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,’’ cümlesinin eklenmesine, kararın düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 12/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.