Esas No: 2012/3521
Karar No: 2012/5785
Karar Tarihi: 08.10.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3521 Esas 2012/5785 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki iflas davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı hakkında İstanbul 8.İcra Müdürlüğü"nün 2009/21623 sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus iflas takibi başlattıklarını, takibin itiraz edilmeksizin kesinleştiğini ileri sürerek, davalının iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin ciranta olduğunu, cirantalar için zamanaşımı süresinin dolduğunu, ayrıca keşideci için de iflas davası açıldığını, bu iki davanın birleştirilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, depo emrine rağmen davalının borcunu ödemediği gerekçesiyle, davanın kabulüne ve davalının iflasına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, İİK"nun 171.maddesi uyarınca borçlu hakkında başlatılan kambiyo senedine mahsus iflas takibinin itiraz edilmeksizin kesinleşmesine dayalı iflas istemine ilişkindir.
İİK"nun 158.maddesine göre, mahkeme faiz ve icra masrafları ile birlikte borcunu ifa veya o miktar meblağın mahkeme veznesine depo edilmesini borçluya veya iflas davasında kendisini temsil etmiş olan vekiline, dava vicahda devam ediyorsa duruşmada, aksi takdirde Tebligat Kanunu hükümleri dairesinde yapılacak tebliğ ile emreder. Borçlu imtina ederse ilk oturumda iflasına karar verilir. Fakat iflasa karar verebilmek için depo emrinde gerçek borcun gösterilmesi zorunludur. 27.02.2012 tarihli duruşmada yüze karşı tebliğ edilen depo emrinde, 22.02.2012 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplamalar esas alınmıştır. Bilirkişi raporunda fer"ileriyle birlikte toplam borç miktarı 240.686,06 TL olarak hesaplanmıştır. Ancak, borcun takipten sonraki faizinin hesaplanma şekli 3095 sayılı Kanun"un 2.maddesine aykırıdır. Anılan yasa maddesinin 2.fıkrasına göre, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık
günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur. Avans faizinde 5 puan veya aşan oranda bir farklılık bulunmadığı gerekçesiyle 01.07.2009-27.12.2012 tarihleri arasında faiz oranı %19 olarak kabul edilmiştir. Merkez Bankası"nın açıkladığı avans faiz oranları ise 12.06.2009 için %19, 22.12.2009 için %16, 30.12.2010 için %15, 29.12.2011 için %17,75"tir. Yasada geçen “beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur” hükmü değişikliğin yapıldığı yıl için sonuç doğurur. Yani 30 Haziran"da belirlenen avans faizinin beş puan ya da daha çok farklı olması halinde uygulanacağı kuralı belirlemenin yapıldığı yıla ilişkindir. Takip eden yıllar için bir bağlayıcılığı yoktur. Bir sonraki dönem için belirlenen oran, oran farkı gözetilmeksizin uygulanacaktır. Bilirkişinin, azalan faiz oranlarına karşın 01.07.2009-27.02.2009 tarihleri arasında faiz borcunu %19 oranı üzerinden hesaplaması yasaya aykırıdır.
Bu durumda mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alındıktan sonra depo emrinin tebliği ile oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 08.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.