Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/4501 Esas 2012/5784 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4501
Karar No: 2012/5784
Karar Tarihi: 08.10.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/4501 Esas 2012/5784 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı vekili, iflasın bir yıl süre ile ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Ancak, mahkeme mali durumun iyileştirilmesi imkanının mevcut olmadığına karar vererek iflas erteleme talebini reddetmiştir. Davacı vekili, bu kararı temyiz etmiştir. İİK'nun 179. maddesi uyarınca iflasın ertelenmesi talebi incelenirken önce borca batık olup olmadığı tespit edilmeli, borca batık ise ıslahının mümkün olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Mali durumun iyileştirilmesi imkanının mevcut olup olmadığı somut vakıalara dayanılarak tespit edilmelidir. İyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olması gerekir. İflasın ertelenmesi talebinin reddi ya da erteleme süresi sonunda iyileşmenin mümkün olmadığının tespiti üzerine mahkeme, şirketin veya kooperatifin iflasına karar verir. Kararda İİK'nun 179. maddesi açıklayıcı bir şekilde ele alınmıştır.
23. Hukuk Dairesi         2012/4501 E.  ,  2012/5784 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki iflasın ertelenmesi davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı talebin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, 1995 yılında kurulan şirketin nakliye işleri yaptığını, şirket kurucularının yoğun ticari faaliyetlerini şirket bünyesine aktardıklarını, şirketin bölgenin lideri konumunda olduğunu, kaliteli müşteri portföyü ile sürekli gelişerek büyüdüğünü, küresel ekonomik krizden etkilendiğini, ayrıca grup şirketi olarak tanımlanabilecek dava dışı şirkete kefil olunduğunu, bu şirketin borçlarını ödeyemediğini, vadelendirilmiş alacakların icra takibine konu edilmesi nedeniyle boçrların ödenemez hale geldiğini ve borca batıklığın gerçekleştiğini, mevcut işletme gücünün bir yıl içinde şirketi borca batıklıktan kurtarabilecek düzeyde olduğunu ileri sürerek, iflasın bir yıl süre ile ertelenemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Müdahiller, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile iflasın bir yıl süre ile ertelenmesine dair kararın Yargıyta 19. Hukuk Dairesinin 23.2.2011 tarih ve 2010/14981 esas ve 2011/2278 karar sayılı ilamı ile "öncelikle rayiç değerlere göre borca batıklık saptandıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği" gerekçesi ile bozulması üzerine; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, iyileştirme projesinde öngörülerin gerçekleştirilemediği ve şirketin borç ödeme gücünün olmadığı, borca batıklığın devam ettiği gerekçesiyle, iflas erteleme talebinin reddine ve davacı şirketin iflasına karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, İİK"nun 179.maddesi uyarınca iflasın ertelenmesi talebine ilişkindir.
    İflasın ertelenmesi, borca batık durumda olan bir sermaye şirketinin mali durumunun ıslahının mümkün olması halinde o şirketin iflasının önlenmesini sağlayan bir kurumdur. Şirket ortaklar kurulu tarafından alınan karar sonrasında yapılan talep üzerine mahkemece, bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmeli,
    borca batık durumda ise bu kez ıslahının mümkün olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ile mali durumun iyileştirilebilmesi amacıyla şirket tarafından bildirilen proje üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir.
    Yapılacak araştırma ve inceleme sonucunda, iflasın ertelenmesine karar verilebilmesi için talepte bulunan şirketin sunduğu iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olması gerekir. Mali durumun iyileştirilmesi imkanının mevcut olup olmadığı somut vakıalara dayanılarak tespit edilmelidir.
    İflasın ertelenmesi talebinin reddi ya da erteleme süresi sonunda iyileşmenin mümkün olmadığının tespiti üzerine mahkeme, şirketin veya kooperatifin iflasına karar verir (İİK. m.179/b-son).
    Mahkemece, iflasın ertelenmesine dair ilk kararın, yukarıda açıklanan ilkelere işaret eden gerekçe ile Yargıtay 19.Hukuk Dairesi"nin 23.02.2011 tarih ve 2010/14981 esas ve 2011/2278 karar sayılı ilamı bozulması üzerine, bozma ilamına uyulmuş fakat gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamı doğrultusunda şirketin aktiflerinin rayiç değerleri mahallinde yapılan keşifle bilirkişilere tespit ettirilmiştir. Ancak, hükme esas alınan, şirketin mali yapısı ile ilgili 16.04.2012 havale tarihli bilirkişi raporu açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli değildir. Anılan raporda, aktiflerin tespit olunan rayiç değerlerine göre şirketin dava tarihinde borca batık olduğu belirtilmişse de gelinen aşamada şirketin borca batıklığının devam edip etmediği, borca batıklık devam ediyorsa iyileştirme projesine göre olumlu bir gelişme yaşanıp yaşanmadığı, taahhüt edilen sermaye artışının yerine getirilip getirilmediği, projenin gerçekleştirilmesinin ve şirketin ıslahının mümkün olup olmadığı üzerinde durulmamış, kayyım raporlarındaki verilere dayanılarak kanaat bildirilerek, şirketin borca batıklığının devam ettiği, iyileştirme projesindeki öngörülerin gerçekleştirilemediği ve borç ödeme gücünün bulunmadığı tespitlerine yer verilmiştir.
    Bu durumda, konusunda uzman bir bilirkişi heyeti seçilerek, davacı şirketin tüm kayıt ve defterleri ve banka hesapları üzerinde, gerektiğinde mahallinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasiflerine göre, varlıkların rayiç değerleri dikkate alınarak, borca batık olup olmadığı, borca batık ise nedenleri ve iyileştirme projesinin gerçekçi olup olmadığı, iyileştirme projesine göre gerçekleşme sağlanmışsa bunların ne olduğu ve şirketin aktif ve pasifine etkisinin ne olduğu, taahhüt edilen sermaya artışının sağlanıp sağlanmadığı hususları üzerinde tek tek durularak, açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alındıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken bilirkişinin yetersiz raporuna istinaden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 08.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara