Esas No: 2022/5817
Karar No: 2022/7555
Karar Tarihi: 03.10.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/5817 Esas 2022/7555 Karar Sayılı İlamı
1. Ceza Dairesi 2022/5817 E. , 2022/7555 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2020/147 E., 2021/49 K.
SUÇ : Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Azdavay Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.06.2016 tarihli ve 2015/79 Esas, 2016/116 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ve son cümlesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Azdavay Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.06.2016 tarihli ve 2015/79 Esas, 2016/116 Karar sayılı kararının, sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay (birleşen) 3. Ceza Dairesinin, 08.10.2020 tarihli ve 2020/9491 Esas, 2020/13043 Karar sayılı ilâmıyla;
"1) Sanığın eylemi neticesinde mağdurda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak altı adet adli muayene raporunun dosyaya celp olunduğu, bunlardan;
Azdavay Hastanesince tanzim olunan 18/04/2015 tarihli raporda; 'Künt cisim travmasına bağlı ekimoz ve 2 cm.'lik yara mevcuttur, burunda ödem ve deformite mevcut, hayati tehlike gözlemlenmemiştir.';
Kastamonu Devlet Hastanesinde görevli operatör Dr tarafından tanzim olunan 20/04/2015 tarihli raporda; 'Yüzde maksilla üzerinde cilt abrazyonu, sabit ize neden olmamıştır.';
Kastamonu Devlet Hastanesinde görevli KBB uzmanınca düzenlenen 24/04/2015 tarihli raporda; 'nazal dorsum sol tarafta laserasyon mevcuttur, çekilen beyin BT’de sol maksiller sinüs medial duvarda çökme ve kırık mevcuttur, sabit iz açısından 6 ay sonra plastik cerrahi kontrolü uygundur.';
Kastamonu Devlet Hastanesinde görevli Plastik Cerrahi uzmanınca tanzim olunan 24/11/2015 tarihli raporda; 'Burun dorsumda oblik şekilde yaklaşık 2 cm.'lik iz, sol yanakta yaklaşık 2 cm.'lik dik şekilde iz, burun kırığına bağlı hafif sola doğru burun deviasyonu, yüzün sürekli değişikliğine neden olmuştur.';
Aynı Kurum’da görevli aynı doktor tarafından düzenlenen 19/02/2016 tarihli raporda; 'Burun dorsumda oblik şekilde yaklaşık 2 cm.'lik iz, sol yanakta yaklaşık 2 cm.'lik dik şekilde iz, burun kırığına bağlı hafif sola doğru burun deviasyonu, yüzün sürekli değişikliğine neden olmamıştır.'
Adli Tıp Kurumu Kastamonu Şube Müdürlüğünce tanzim olunan 25.03.2016 tarihli raporda; 'Maksilla kırığı, basit tıbbi müdahale ile giderilemez, kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisi orta (2) derecededir.'
İfadelerine yer verilmekle, adli tıp uzmanı tarafından sabit iz hususunda herhangi bir görüş belirtilmediği anlaşılmakla; bahse konu raporların birbirleri ile çelişkili oldukları gibi hiçbirinin tek başına hüküm kurmaya elverişli olmadığı gözetilerek, katılanın, tüm tedavi evrakları, film ve grafileri ile tüm adli muayene raporları ile birlikte en yakın Adli Tıp Kurumu ilgili Şube Müdürlüğüne sevki sağlanarak, yapılacak muayenesini müteakip, mevcut yaralanmalarının niteliğine ilişkin olarak, 5237 sayılı TCK’nin 86. ve 87. maddelerinde belirtilen tüm kriterleri kapsayacak şekilde düzenlenecek nihai raporun temini ile sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule ve uygulamaya göre de;
2)Sanık hakkında hüküm kurulurken, hükme esas alındığı belirtilen Kastamonu Devlet Hastanesndi görevli Plastik Cerrahi uzmanınca tanzim olunan 24/11/2015 tarihli raporda, katılanın yaralanmasının “yüzün sürekli değişikliğine neden olduğu”nun belirtilmesi karşısında sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 87/2-d maddesi yerine aynı Kanun’un 87/1-c maddesinin uygulanması suretiyle hüküm tesisi,
3) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,"
Nedenleriyle bozulmasına ve temyiz edenin sıfatı gereği sonuç ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkının, 1412 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesinin son cümlesi uyarınca dikkate alınması karar verilmiştir.
3. Azdavay Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.03.2021 tarihli ve 2020/147 Esas, 2021/49 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ve aynı maddenin son cümlesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz sebepleri;
1. Hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine,
2. Suçta silahtan sayılan bir cisim kullanmadığı hâlde fazla ceza tayin edildiğine,
3. Hakkında lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine,
4. Vesaire,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Olay günü katılanın evinin bahçesinde temizlik yaptığı ve bahçeden çıkan pislikleri el arabasına koyarak çöpe dökmeye gittiği sırada sanığın kendisine hitaben, "Sen köy yerinde nasıl eşofmanla dolaşıyorsun ayıp değil mi? Şerefsiz." diyerek hakaret ettiği, aralarında başlayan tartışma sırasında ele geçirilemeyen taş ile katılanın kafasına ve yüzüne vurduğu ve katılanı, hayat fonksiyonlarına etkisi orta (2) derecede olacak şekilde sol maksiller sinus medial duvarda çökme ve kırık meydana gelecek ve burun sırtında orta hatta 2 cm. uzunluğunda ciltten hafif çökük, ciltten hafif açık renkte yara izi nedeniyle yüzde sabit ize neden olacak şekilde yaraladığı anlaşılmıştır.
2. Sanığın üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği anlaşılmıştır.
3. Katılan ile olayın tek tanığı olan ... Ç.'nin, her aşamada istikrarlı anlatımlarda bulundukları belirlenmiştir.
4. Sanığın eylemi neticesinde katılanda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı bentte ayrıntılarına yer verilen Yargıtay bozma ilâmı uyarınca Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı Kastamonu Adlî Tıp Şube Müdürlüğü tarafından tanzim olunan, 17.11.2020 tarihli;
"Sol maksiller sinus medial duvarda çökme ve kırık ile burun sırtında orta hatta 2 cm. uzunluğunda ciltten hafif çökük, ciltten hafif açık renkte yara izi bulunmakla,
1. Basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı,
2. Herhangi bir iç organ yaralanması, büyük damar yaralanması, iç tabulayı kapsayan kafatası kırığı veya kafa içi travmatik değişim bildirilmediğine göre yaşamını tehlikeye sokan bir durum oluşturmadığı,
3. Vücudunda hayat fonksiyonlarını orta (2) derecede etkileyecek nitelikte kemik kırığına neden olduğu,
4. Burun üzerinde meydana gelen yaralanmasının insanlar arası sözel diyalog mesafesinden ilk bakışta belirgin bir şekilde fark edilebildiğinden yüzde sabit iz niteliğinde olduğu,
5. Organlardan birinin işlevinin sürekli zayıflaması ya da yitirilmesi niteliğinde herhangi bir anatomik eksiklik ya da fonksiyonel kayıp saptanmadığı,"
Görüşlerini içerir adlî muayene raporu dava dosyasında mevcuttur.
5. Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı bentte ayrıntılarına yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek gereğinin yerine getirildiği belirlenmiştir.
IV. GEREKÇE
1. Beraat Talebi Yönünden
Katılanın aşamalarda değişmeyen istikrarlı anlatımları, katılan beyanı ile uyumlu tanık beyanı ve her iki anlatım ile uyumlu, Olay ve Olgular başlığı altında (4) numaralı bentte ayrıntılarına yer verilen adlî muayene raporu ve tüm dosya kapsamına göre katılanda meydana gelen yaralanmanın, sanığın eyleminden sadır olduğu anlaşılmakla, sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmasında bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Fazla Ceza Tayini Yönünden
Katılanın her aşamadaki istikrarlı anlatımları ile sanığın, elindeki taşla yüzüne vurduğunu beyan ettiği, tanık ....'nin tarafları kavga ederken gördüğü ve bu sırada katılanın yüzünün kanlar içinde olduğunu ifade ettiği, katılan hakkında tanzim olunan adlî muayene raporlarında katılanın yüz çevresinde hem kemik kırığı hem de yüzde sabit iz meydana gelecek şekilde yaralanmaların tarif edildiği, bu itibarla sanığın suçu işlerken 5237 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi kapsamında silahtan sayılan bir cisim kullandığı belirlenmekle, sanık hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendi gereği (1/2) oranında artırım yapılmasında bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Sanığın eylemi neticesinde katılanın, vücudunda hayat fonksiyonlarına etkisi orta (2) derecede kemik kırığı ve yüzde sabit iz meydana gelecek şekilde yaralandığı olayda, aynı suçun birden fazla nitelikli hâlini (5237 sayılı Kanun'un 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ve aynı maddesinin üçüncü fıkrası) ihlâline neden olan sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği belirlenen temel cezada, aynı Kanun'un 61 nci maddesinin birinci fıkrasında yer verilen "Meydana gelen zarar[ın] ... ağırlığı", "Failin kast[a] ... dayalı kusurunun ağırlığı" gibi ölçütler ve 5237 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer verilen cezada orantılılık ilkesi gözetilerek sonuca etkili olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz bulunmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır.
3. Lehe Hükümlerin Uygulanmaması Yönünden
Sanık hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrası gereği (1/6) oranında takdirî indirim sebebi uygulandığı, netice olarak belirlenen ceza miktarının 5 yıl hapis cezası olduğu, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 51 inci maddesi gereği erteleme ya da 5271 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumlarının uygulanmasına sonuç ceza miktarı itibarıyla olanak bulunmadığı belirlenmekle, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
4. Vesaire İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfının doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Azdavay Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.03.2021 tarihli ve 2020/147 Esas, 2021/49 Karar sayılı kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
03.10.2022 tarihinde karar verildi.