Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/2026 Esas 2022/7553 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/2026
Karar No: 2022/7553
Karar Tarihi: 03.10.2022

Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/2026 Esas 2022/7553 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2022/2026 E.  ,  2022/7553 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
    SAYISI : 2018/2093 E., 2018/1750 K
    SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs
    HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
    TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz başvurusunun esastan reddi ile hükmün onanması


    İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
    Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
    I. HUKUKÎ SÜREÇ
    1. ... 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.04.2017 tarihli ve 2015/343 Esas, 2017/119 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 81 inci maddesinin birinci fıkrası, 35 inci maddesinin ikinci fıkrası, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 54 üncü maddesinin birinci fıkrası, 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, müsadereye ve mahsuba karar verilmiştir.
    2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 14.11.2017 tarihli ve 2017/872 Esas, 2017/910 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan vekili ve sanık müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ve 289 uncu maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca kabulüne karar verilmekle;
    "Sanık ...'in taraflar arasındaki kavganın devam ettiği sırada av tüfeği ile katılan ...'in başına yakın mesafeden ateş ettiği, bu ateş sonucunda, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 17 Ağustos 2016 tarihli raporuna göre katılanın, kafasında çok sayıda saçma tanesi de kalmak suretiyle, kafa kemiklerinde hayat fonksiyonlarını 6. derece ağırlıkta etkileyecek kırıklara neden olduğu, yaralanmanın yaşamını tehlikeye sokacak basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte olduğu, pnömosefaliye ve sağ göz enükleasyonuna da neden olan yaralanmanın yüzde sabit iz niteliğinde ve organlardan birinin işlevinin yitirilmesi niteliğinde olduğu da gözetildiğinde, TCK'nin 35. maddesinin uygulanmasında sanığa üst sınırdan ceza tayini yerine yasal ve yeterli olmayan 'cezanın caydırıcı ve ıslah edici etkisinden' de bahisle yetersiz gerekçe ile eksik ceza tayini"
    Gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
    3. ... 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.09.2018 tarihli ve 2017/493 Esas, 2018/451 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 81 inci maddesinin birinci fıkrası, 35 inci maddesinin ikinci fıkrası, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
    4. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 11.12.2018 tarihli ve 2018/2093 Esas, 2018/1750 kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun, 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
    II. TEMYİZ SEBEPLERİ
    Sanık müdafiinin temyiz sebepleri;
    1. Sanığın eylemini, 5237 sayılı Kanun'un 25 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında meşru savunma koşulları altında gerçekleştirdiğine,
    2. Olayda 5237 sayılı Kanun'un 27 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği meşru savunmada sınırın aşılması koşullarının oluştuğuna,
    3. Koşulları bulunmadığı hâlde sanık hakkında kurulan hükümde 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği haksız tahrik indirimi uygulanmak suretiyle eksik ceza tayinine,
    İlişkindir.
    III. OLAY VE OLGULAR
    Temyizin kapsamına göre;
    A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
    1. Olay tarihinden bir gün önce, 19.05.2015 tarihinde saat 20:30 sıralarında, sanığın babası ...'ın, evinin bahçesinde demir testere ile çalıştığı sırada bu sesten rahatsız olan komşusu ... ... ile aralarında çıkan münakaşanın kavgaya dönüşmesi neticesinde adı geçen tarafların karşılıklı olarak polis merkezine müracaatta bulundukları ve buna ilişkin ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/76198 Esas sayılı soruşturma dosyası üzerinden işlem gören ayrı bir tahkikat evrakının düzenlendiği, polis merkezindeki işlemlerin bitmesi üzerine saat 00:30 sıralarında ...'ın, yanında eşi ..., kızı ... ve oğlu olan sanık da olduğu hâlde araçla evlerine geldikleri, bu sırada katılan ...'in, ... ..., ... ..., ... ... ve ... ... ile birlikte ... ...'un evine geldikleri, katılan ... ile ... ...'ın bir ara sigara içmek üzere evin önüne çıktıkları, bu sırada sanık ile babası ...'ın, yanlarında bulunan tanık ... ile konuştukları sırada ... ...'ın sanık tarafın yanlarına giderek küfür etmemeleri gerektiğini, burada komşu olduklarını söylediği, taraflar arasında bu şekilde çıkan tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucu ... ile ... ve katılan ... arasında arbede yaşandığı, bu sırada tarafların yakınlarının da olay yerine geldikleri, taraflar arasında kavganın devam ettiği sırada sanığın, evlerinden pompalı tüfek olarak tarif edilen av tüfeği ile geri dönerek katılan ...'in başına, yakın mesafeden ateş ettiği, av tüfeği üzerinde yapılan incelemede atışa elverişli olduğu, ateş etmesine mani mekanik bir arızasının bulunmadığının belirtildiği, olay yerinden elde edilen 3 adet kovanın av tüfeğinden atılmış olduklarının tespit edildiği, sanığın eylemi neticesinde katılanın aldığı yara sonucu yere düştüğü, sanığın av tüfeği ile yakın mesafeden katılanın kafa bölgesini hedef alarak ateş etmesi sonucu Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Adli Tıp 2. İhtisas Kurulunun, 17 Ağustos 2016 tarihli raporunda belirtildiği üzere katılanın, kafasında çok sayıda saçma tanesi de kalmak suretiyle, kafa kemiklerinde hayat fonksiyonlarını 6. derece ağırlıkta etkileyecek kırıklara neden olduğu, yaralanmanın yaşamını tehlikeye sokacak basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte olduğu, pnömosefaliye ve sağ göz enükleasyonuna da neden olan yaralanmanın yüzde sabit iz niteliğinde ve organlardan birinin işlevinin yitirilmesi niteliğinde olduğu da gözetilerek sanığın eyleme bağlı ortaya çıkan kastının, öldürmeye yönelik olduğu anlaşılmakla sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 81 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca hüküm tesisi cihedine gidildiği belirlenmiştir.
    Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta ayrıntılarına yer verilen Bölge Adliye Mahkemesinin bozma kararının gerekçesi ile sanığın eylemi neticesinde katılanda meydana gelen yaralanmaların niteliği itibarıyla meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı da dikkate alınarak 5237 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca sanığa üst sınırdan ceza tayinini yoluna gidildiği anlaşılmıştır.
    Sanığın yargılama konusu eylemini, katılanın da dahil olduğu grup ile babası ... arasında yaşanan arbede ve kavga nedeniyle duyduğu hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında gerçekleştirdiği anlaşılmakla, haksız fiilin meydana getirdiği gazap ve elemin derecesi nazara alınarak sanık hakkında belirlenen cezada, 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca asgari oranda (1/4) haksız tahrik indirimi uygulanmasına karar verildiği tespit edilmiştir.
    2. Sanığın, üzerine atılı suçlamayı tevil yoluyla ikrar ettiği anlaşılmıştır.
    3. Katılanın aşamalardaki beyanları istikrarlıdır.
    4. Tanıklar....'nın beyanları dava dosyasında mevcuttur.
    5. Sanığın babası ...'ın, katılan tarafından darp edilerek basit bir tıbbî müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığı, ... hakkında tanzim olunan 25.06.2015 tarihli adlî muayene raporu ve Hukukî Süreç başlığı altında (1) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesine ait ilâm ile katılan hakkında ...'ı yaralama suçundan yapılan yargılama neticesinde verilen mahkûmiyet kararının, 5271 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile sabittir.
    6. Sanığın eylemi neticesinde katılanda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından oy birliğiyle tanzim olunan, 17.08.2016 tarihli;
    "Sağ maksiller sinüs içerisinde farenk düzeyinde, sağ orbita içerisinde, sağ temporal lobda, sağ frontal lobda, frontal sinüs içerisinde ve komşu yumuşak dokuda dağınık yerleşimli multipl sayıda saçma taneleri, pnömosefali, yoğun metalik artefaktlar olduğu, Sağ orbita lateral duvarda, sağ frontal kemikte, frontal sinüs anterior ve posteriorda, sağ temporal kemikte, sağ maksiller sinüs anterior duvarda kırık hatları izlendiğine göre;
    Ateşli silah yaralanması sonucu kişide kafa kemiklerinde kırığa, pnömosefaliye ve sağ göz enükleasyonuna neden olan yaralanmasının,
    1. Kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğu,
    2. Kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı,
    3. Vücudundaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisi hafif (1), orta (2-3) ve ağır (4-5-6) olarak sınıflandırıldığında ve birden fazla kırık saptandığından; şahısta saptanan kırıkların müştereken hayat fonksiyonlarını ağır (6) derecede etkileyecek nitelikte olduğu,
    4. Kişi hakkında düzenlenmiş tıbbi belgelerde tarif edilen ve kişinin 10.06.2016 tarihinde Kurulumuzda yapılan muayenesinde yüz sınırları içerisinde tespit edilen sağ gözdeki görünümün belirli bir mesafeden, belirgin bir dikkat sarf etmeden, ilk bakışta fark edildiğine göre, yüzde sabit iz niteliğinde olduğu,
    5. Organlarından birinin işlevinin yitirilmesi niteliğinde olduğu,"
    Görüşünü içerir adlî muayene raporu dava dosyasına eklenmiştir.
    7. İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce tanzim olunan, 28.05.2015 tarihli;
    "Olayda kullanılan 12 numara av fişeği patlatan av tüfeğinin yarı otomatik doldurmalı bir av tüfeği olduğu, yapılan muayenesinde ateş etmesine mani mekanik herhangi bir arızasının bulunmadığı, yapılan deneme ve mukayese atışlarında numarasına uygun av fişeklerini patlattığı, söz konusu av tüfeği ve av fişeğinin 6136 sayılı Yasa kapsamında yasak olarak mütalaa edilemeyeceği, deneme ve mukayese atışları sonucu elde edilen mukayese av fişeği kovanları ile olayla ilgili olarak birlikte gönderilen 3 adet av fişeği kovanının karşılaştırılmalarında aralarında çeşitli özellikler yönünden uygunluklar bulunduğu görüldüğü ve suça konu olan yarı otomatik doldurmalı av tüfeğinden atılmış olduklarından tespit edildiği,"
    Görüşünün belirtildiği Uzmanlık Raporu dava dosyasında mevcuttur.
    B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
    İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
    IV. GEREKÇE
    Sanığın yargılama konusu eylemini, babası ... ile katılan arasında meydana gelen arbede neticesinde babasının basit şekilde yaralanmış olması ve bu konuda adlî mercilere yapılan müracaatı müteakip geri döndüklerinde katılan ile ... arasında yeni bir sözlü tartışma ve arbede yaşanması üzerine gerçekleştirdiği, sanığın babası ...'ın, katılan tarafından darp edilerek basit bir tıbbî müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığı, ... hakkında tanzim olunan 25.06.2015 tarihli adlî muayene raporu ve Hukukî Süreç başlığı altında (1) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesine ait ilâm ile katılan hakkında ...'ı yaralama suçundan yapılan yargılama neticesinde verilen mahkûmiyet kararının, 5271 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile sabit olduğu, Mahkemece bu hususun 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası kapsamında sanık lehine haksız tahrik teşkil ettiğinin kabulü ile kurulan hükümde (1/4) oranında haksız tahrik indirimi uygulandığı belirlenmiştir. Sanığın eylemi neticesinde katılanda meydana gelen yaralanmanın niteliği ile sanığın eylemde av tüfeği kullanmış olması, sanığın babasının ise katılan tarafından fiziki kuvvet uygulanmak suretiyle basit şekilde yaralanması karşısında meşru savunma koşulları arasında yer verilen orantılılık ilkesinin somut olayda bulunmadığı, meşru savunma koşullarının oluşmadığı durumlarda 5237 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi kapsamında meşru savunmada sınırın aşılması durumunun gündeme gelmeyeceği, açıklanan nedenlerle sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 25 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında meşru savunma, 27 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği meşru savunmada sınırın aşılması koşullarının uygulanmamasında ve sanık hakkında kurulan hükümde 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği haksız tahrik indiriminin uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönleriyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
    V. KARAR
    Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 11.12.2018 tarihli ve 2018/2093 Esas, 2018/1750 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
    Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ... 10. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
    03.10.2022 tarihinde karar verildi.

    Hemen Ara