Esas No: 2021/6619
Karar No: 2022/19297
Karar Tarihi: 21.11.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/6619 Esas 2022/19297 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/6619 E. , 2022/19297 K.Özet:
Sanık sahte fatura kullanma, sahte fatura düzenleme, defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçlamalarıyla yargılanmıştır. Kararda, sanığın adreste olmadığı halde yapılan tebligatın usulsüz olduğu ve hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların temyiz edilemeyip itiraz yoluna tabi olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, sanık hakkındaki kamu davasının olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle düşürüldüğü, ancak sahte fatura kullanma suçlarında kanun değişikliği nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması gerektiği ifade edilmiştir. Kanun maddeleri açıklanarak, kararın 21/2, 231/12 ve 223/8. maddelere göre verildiği belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Sahte fatura kullanma, sahte fatura düzenleme, defter, kayıt ve belgeleri gizleme
...
...
...
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/1. maddesinin “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresine yapılır.” hükmü ile 6099 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonucunda anılan maddeye eklenen 2. fıkrasındaki “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükümlerine aykırı olarak, yokluğunda verilen kararın ilk olarak doğrudan sanığın MERNİS adresinde Kanun’un 21/2. maddesine göre muhtara tebliğ edilmesine müteakip, sanığın 10.03.2016 tarihli sorgusunda bildirdiği, o tarihte MERNİS adresi olmayan “...” adresine tebligat çıkartıldığı ve “tevziat saatlerinde muhatap geçici olarak ailece adresten ayrıldığından” bahisle imzadan imtina eden komşusu haberdar edilerek, herhangi bir kapı numarası bulunmayan adreste ihbarname kağıdının kapıya yapıştırıldığı da belirtilerek 03.08.2016 tarihinde bu tebligatın da Kanun’un 21/2. maddesine göre muhtara tebliğ edildiğinin bildirildiği anlaşılmakla; yukarıda belirtilen düzenlemeler ile Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in 29. maddesi hükümlerine aykırı olarak; 03.08.2016 tarihinde yapılan tebliğde, muhatabın adreste bulunmama sebebi tebligat parçası üzerine yazılmadığından, tebligatın Kanun’un 21/1. maddesine uygun olmadığı ve adres sanığın MERNİS adresi de olmadığından, Kanun’un 21/2. maddesine göre yapıldığı belirtilen tebligatın usulsüz olduğu, bu nedenle sanığın öğrenme üzerine 15.08.2016 tarihli temyiz talebi süresinde kabul edildikten sonra; katılan vekilinin temyiz isteminin sanık hakkında verilen beraat kararlarına, sanığın temyiz isteminin ise mahkûmiyet hükümlerine yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede:
1-“Defter, kayıt ve belgeleri gizleme“ suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara yönelik sanığın temyizinin incelenmesinde:
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların 5560 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 231/12. maddesi uyarınca temyizi mümkün olmayıp itiraz yoluna tabi olduğundan; sanığın temyiz talebinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile mercisinde değerlendirilmek üzere dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE,
2-“2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme“ suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde:
Sanığa yüklenen “2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçlarının Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, en aleyhe kabulle 31.12.2008 ve 31.12.2009 olan suç tarihlerinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
3-“2008, 2009, 2010, 2011 ve 2012 takvim yıllarında sahte fatura kullanma“ suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanığın temyizinin incelenmesinde:
Hükümlerden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359. maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.