Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3501 Esas 2012/5675 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3501
Karar No: 2012/5675
Karar Tarihi: 03.10.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3501 Esas 2012/5675 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2012/3501 E.  ,  2012/5675 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki itirazın iptali, kooperatif üyesi olmadığının tespiti davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve karşı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davalı-karşı davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, dosya içerisinde mürafaa için tebligat pulu bulunmadığı gerekçesiyle HUMK"nun 438/1 nci maddesi uyarınca duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -KARAR-
    Asıl davada davacı vekili, müvekkili işletme kooperatifinin site sakinlerinden aldığı yıllık 300,00 - 400,00 TL aidatlar ile sitede gerekli hizmetleri vermeye çalıştığını, ancak davalının da aralarında bulunduğu birkaç arsa malikinin her türlü hizmetten yararlanmasına rağmen aidat ödemekten imtina ettiğini, borcun ödenmesi için yapılan taleplerin karşılıksız bırakılması üzerine davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine, borca ve yetkiye itirazda bulunduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, ikametgahının.... olması nedeniyle yetkili icra dairesinin ... İcra Dairesi, yetkili mahkemenin ... Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunu, kooperatif ortağı olmadığından kooperatife karşı aidat vs. adı altında hiçbir borcu bulunmadığını, sitede müstakil olarak maliki bulunduğu bir parseli olduğunu, üzerine hiçbir şey inşa etmediğini, kooperatiften hiçbir hizmet almadığını, icra takibinin kötü niyetle yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiş; ayrıca karşı dava olarak da kooperatifin yıllardan beri aidat isteyerek muaraza yarattığını ileri sürerek, muarazanın önlenmesine ve kooperatife üye olmadığının tespitine karar verilmesini, icra takibi ve aleyhine açılan davanın şahsiyet haklarına ağır tecavüz oluşturduğundan BK"nun 49. maddesine göre manevi tazminat olarak mahkeme kararının Türkiye genelinde yayın yapan tirajı en yüksek 5 gazeteden birinde yayınlanmasını talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı kooperatifin davalının da arsasının bulunduğu sitede bakım, onarım, bahçe, sahil düzenleme, elektrik, traktör, ilaçlama gibi alt yapı ve işletim hizmetleri verdiği, davalının davacı kooperatif yönetim kurulu başkanının imzasını taşıyan 11.07.1990 tarihli yazısıyla üyeliğine son verildiği, kooperatifin 2000 - 2007 yılları arasında verdiği ve davalının da kooperatif üyesi olmasa da karşılığını ödemek zorunda olduğu, yararlandığı hizmetler nedeniyle yapılan harcamalardan hissesine 855,00 TL isabet ettiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın iptali ile alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına; karşı davanın kabulü ile karşı davacının davalı kooperatife üye olmadığının tespitine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı- karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-Asıl davada davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
    5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun (HUMK) 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle HUMK’na eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2010 yılı için 1.430,00 TL"dir.
    Dava dilekçesinde, 855,00 TL üzerinde başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istenilmiş olup, mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı cihetle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    2-Karşı davada davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
    a) Karşı dava, aidat isteyerek yaratılan muarazanın önlenmesine ve kooperatife üye olmadığının tespiti ile BK"nun 49. maddesine göre manevi tazminat olarak mahkeme kararının gazetede yayınlanmasını istemlerine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte olan HUMK’nun 1/1. maddesine göre mahkemelerin görevi kanunla belirlenir. Anılan kanunun 8. maddesinde Sulh Hukuk Mahkemesinde hangi dava ve işlerin görüleceği düzenlenmiş olup, son fıkrada ise bu ve diğer kanunların sulh mahkemesi veya hakimlerini görevlendirdiği dava ve işlere de Sulh Hukuk Mahkemesi"nce bakılacağı öngörülmüştür. Buna göre, bir davanın Sulh Hukuk Mahkemesi"nde görülebilmesi için yasada açık bir düzenleme olması gerekmektedir.
    Somut olayda ise, kooperatife üye olmadığının tespiti istemi, davalının hukuki durumunun belirlenmesine yönelik olup, salt malvarlığı hukukuna ilişkin bir dava olmadığından, görev hususunun parasal değere göre tespiti gerekmemektedir. Üyeliğin ya da üye olunmadığının tespiti davalarının Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceğine dair bir düzenleme mevcut olmadığından bu isteme ve çözümü buna bağlı olan diğer istemlere ilişkin karşı davaya bakmanın asıl görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi"nin görevine girdiğinin kabulü ile mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
    b)Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı vekilinin temyiz isteminin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle reddine, (2-a) no"lu bentte açıklanan nedenlerle karşı davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün,davacı yararına BOZULMASINA, (2-b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, karşı davada davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 03.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara