Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/4506 Esas 2012/5661 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4506
Karar No: 2012/5661
Karar Tarihi: 03.10.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/4506 Esas 2012/5661 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı kooperatif üyesi, aidat borcu nedeniyle başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiği gerekçesiyle açılan davada, mahkeme davanın kısmen kabulüne ve davalıya inkar tazminatı ödenmesine karar vermiştir. Ancak davalının peşin bedel ödeyerek ortak olduğunun, diğer anlatımla normal statüde ortak olmadığının tespiti istemine dayalı itirazın iptali davası bakımından hukuki bir durumun belirlenmesine yönelik bu davanın, salt malvarlığı hukukuna ilişkin olmadığından, görev hususunun parasal değere göre belirlenmesi mümkün değildir. Bu nedenle, Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevine giren bu davaya Sulh Hukuk Mahkemesi'nde bakmanın doğru olmadığına karar verilmiştir. Kanunlar ise, Kooperatifler Kanunu'nun 99. maddesi ve TTK'nın 5/1. maddesidir.
23. Hukuk Dairesi         2012/4506 E.  ,  2012/5661 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalının kooperatif üyesi olduğunu, genel kurul kararıyla belirlenen ödemesi gereken ödentileri ödemediği için hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 oranda inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili,müvekkilinin dava dışı şirketten daire satın alarak bedelini peşin ödediğini, 15.09.2005 tarihli sözleşme gereği ve genel kurul kararları gereği davalıdan aidat talep edilemeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 30.01.2012 tarihli bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu, davalının da diğer kooperatif üyeleriyle birlikte eşitlik ilkesi çerçevesinde aidat borcunu ödemekle mükellef olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 2.400,00 TL asıl alacak ve yasal faiz üzerinden takibin devamına, davalı aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, davalının, davacı kooperatife sabit bedelle üye olduğu iddiasıyla, aidat alacağı için başlatılan icra takibine itirazının iptali istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte olan HUMK’nun 1/1. maddesine göre mahkemelerin görevi kanunla belirlenir. Anılan kanunun 8. maddesinde Sulh Hukuk Mahkemesinde hangi dava ve işlerin görüleceği düzenlenmiş olup, son fıkrada ise bu ve diğer kanunların sulh mahkemesi veya hâkimlerini görevlendirdiği dava ve işler denilmiştir. Buna göre, bir davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülebilmesi için yasada açık bir düzenleme olması gerekmektedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 99 ncu maddesinde, bu Yasa’dan doğan uyuşmazlıklara ilişkin hukuk davalarının ticari dava olduğu kabul edilmiş, TTK"nun 5/1 nci maddesinde "Aksine hüküm olmadıkça, dava olunan şeyin değerine göre Asliye Hukuk veya Sulh Hukuk Mahkemesi ticari davalara dahi bakmakla vazifelidir.” hükmüne yer verilmek suretiyle Sulh Hukuk Mahkemesi de ticari davalara miktar itibariyle bakmakla görevli kılınmıştır.
    Somut olayda ise, davalı salt yetki,aidatın kaynağı ve benzeri nedenlerle takibe itiraz etmeyip, davacı kooperatife peşin ödemeli üye olduğunu ve bu sebeple aidat bedellerinden sorumlu olmayacağını savunduğuna göre, davalının peşin bedel ödeyerek ortak olduğunun, diğer anlatımla normal statüde ortak olmadığının tespiti istemine dayalı itirazın iptali davası bakımından hukuki bir durumun belirlenmesine yönelik bu dava, salt malvarlığı hukukuna ilişkin bir dava kapsamında görülemeyeceğinden, görev hususunun
    parasal değere göre belirlenmesi de mümkün bulunmamaktadır. Buna göre, kooperatif ortağı olunup olunmadığının, peşin bedelli veya normal statüde ortak olunup olunmadığının belirlenmesi istemine ilişkin bir davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceğine dair bir düzenleme mevcut olmadığından, somut olayda, salt malvarlığı hukukuna dayalı olmayan (üyeliğinin türünde çekişme bulunan) işbu davaya bakmanın asıl görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine girdiğinin kabulü ile mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
    2- Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03.10.2012 tarihinde oybirligiyle karar verildi.








    Hemen Ara