Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3495 Esas 2012/5644 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3495
Karar No: 2012/5644
Karar Tarihi: 03.10.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/3495 Esas 2012/5644 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2012/3495 E.  ,  2012/5644 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkili kooperatifin üyesi olan davalının genel kurulda karar altına alınmış olan aidat borcunu ödemediğinden davalı aleyhine girişilen icra takibine haksız şekilde itiraz ettiğini, kooperatif genel kurulunda sabit ödemeli ortak alındığına dair karar alınmadığını ileri sürerek, davalının vaki itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacı kooperatifin inşaatlarını yapan firma yetkilisinin davalının eşi olduğunu, istihkak alacağı için davalının eşine verilen dairelerden bir tanesinin de kooperatif üyeliğiyle birlikte eşi tarafından davalıya devredildiğini, üyeliğin bu niteliği gereği müvekkilinin aidat ödeme yükümlülüğü bulunmadığından davacıya aidat borcunun olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının davacıya 4.500,00 TL aidat ve 166,84 TL işlemiş faiz borcunun olduğu ve alacağın da likit olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile belirtilen miktarlar için icra takibinin devamına, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1)Dava, parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen davalı ortak aleyhine, başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Dava tarihinde yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK’nun 1/1. maddesine göre mahkemelerin görevi kanunla belirlenir. Anılan kanunun 8. maddesinde sulh hukuk mahkemesinde hangi dava ve işlerin görüleceği düzenlenmiş olup, son fıkrada ise bu ve diğer kanunların sulh mahkemesi veya hâkimlerini görevlendirdiği dava ve işler denilmiştir. Buna göre, bir davanın sulh hukuk mahkemesinde görülebilmesi için yasada açık bir düzenleme olması gerekmektedir.
    Somut olayda ise, davalı salt ödeme ve benzeri nedenlere dayanarak borçlu olmadığını değil, davacı kooperatife peşin ödemeli üye olduğunu ve bu sebeple aidat bedellerinden sorumlu olmayacağını da savunduğuna göre, davalının peşin bedel ödeyerek ortak olduğunun, diğer anlatımla normal statüde ortak olmadığının tespiti istemine dayalı itirazın iptali davası bakımından hukuki bir durumun belirlenmesine yönelik bu dava, salt malvarlığı hukukuna ilişkin bir dava kapsamında görülemeyeceğinden, görev hususunun parasal değere göre belirlenmesi de mümkün bulunmamaktadır. Buna göre, peşin bedelli
    veya normal statüde ortak olunup olunmadığının belirlenmesi istemine ilişkin bir davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceğine dair bir düzenleme mevcut olmadığından, somut olayda, salt mal varlığı hukukuna dayalı olmayan ( üyeliğinin türünde çekişme bulunan ) işbu davaya bakmanın asıl görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevine girdiğinin kabulü ile mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
    2) Bozma nedenine göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara