Esas No: 2020/7424
Karar No: 2022/3976
Karar Tarihi: 24.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7424 Esas 2022/3976 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7424 E. , 2022/3976 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 19.04.2018 tarih ve 2016/15 E. - 2018/509 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nce verilen 17.09.2020 tarih ve 2018/1725 E- 2020/822 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 24.05.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekilleri Av. ... ile Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile davalının 20/03/2015 tarihinde "Satışa Hazırlık ve Ödeme Planına İlişkin Sözleşme" adı altında Antalya İli ... İlçesi ... Köyünde ...parsel sayılı orman vasıflı taşınmazda kurulu daimi ve müstakil üst hakkının, tatil köyü hizmet binası, 86 adet konaklama binası, müştemilatı ve tüm menkullerin toplam 62.000.000 Euro bedelle satımı konusunda anlaştıklarını, bu sözleşme gereği davacının edimini yerine getirdiği halde davalının teslim yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu kez ek olarak 04.06.2015 tarihli sözleşme ile teslim süresinin uzatıldığını, her iki sözleşme bütün olarak değerlendirildiğinde müvekkilinin 37.000.000,00 Euro ödediğini, ancak davalının davaya konu taşınmazı fiilen teslim edemediğini ve temerrüde düştüğünü belirterek 500.000,00 TL işçilik ve imalat bedeli, 1.000.000,00 Euro 2015 yılı için oluşan zarar, 1.000.000,00 Euro 2016 yılı için oluşan zarar olmak üzere 500.000,00 TL ve 2.000.000,00 Euro alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili bankanın taşınmazın üst hakkını alacağına mahsuben icraen satın aldığını, taşınmazı üzerindeki tüm müştemilatı ve 4 adet marka ile satışa çıkardığını, ilk olarak FSP firması ile satış sözleşmesi aktedildiğini, alıcı firma satış bedelini ödemediğinden sözleşmenin feshedildiğini ve sonrasında davacı şirket ile sözleşme imzalandığını, taşınmaz bedelinin 62.000.000,00 Euro olarak kararlaştırıldığını, ilk alıcının taşınmazı tahliye etmemesi nedeniyle müvekkili tarafından ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/155 Esas sayılı dosyasında elatmanın önlenmesi davası açıldığını ve teminat karşılığında taşınmazın yediemin sıfatıyla bankaya teslimine karar verildiğini, dava dışı FSP'nin mahkemeye başvurarak ihtiyati tedbir talep ettiğini, mahkemece taşınmazın tapuda 3.kişilere devrinin engellenmesi yönünde tedbir kararı verildiğini, son taksit olan 25.000,00 Euro'nun ödeme tarihinin 2. protokolle tapu devir tarihi olarak değiştirildiğini, davacının taşınmazın muarazalı olduğunu, tapu ve taşınmaz üzerine tedbir kararı bulunduğunu bildiğini, bu nedenle davacının bildiği ve baştan kabul etmiş olduğu taşınmazın tapuda devrinin gecikmiş olması nedeniyle zarara uğradığı yönündeki iddialarının kabulünün mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, dava açıldığı tarihte, taraflar arasında imzalanan satışa hazırlık sözleşmesi ve buna bağlı ek sözleşmenin halen yürürlükte olduğu, davacının, menfi zararını isteyebilmesi için sözleşmenin hüküm ifade etmemesi gerektiğinden davacı taraf, sözleşmeyi feshetmeden menfi zarar altında işcilik ve tadilat bedeli istemeyeceği, taraflar arasında akdedilen 20.03.2015 tarihli sözleşme taşınmazın öngörülen sürede teslim edilememesinde, dolayısıyla sözleşmenin ifasında gecikme yaşanmasında davalının kusurunun bulunmadığı, davacının olumlu zarar talep koşullarının bulunmadığı ve ayrıca davalı tarafından davacıya olumlu zarar kapsamında 2.000.000,00 Euro ödeme yapıldığı, 2016 yılına ilişkin zarar talebinin de dava tarihi itibariyle geleceğe yönelik olası zarar niteliğinde olup geleceğe yönelik değerlendirme yapılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı ile davalı arasında 20/03/2015 tarihli sözleşme imzalandığı, taşınmaz bedelinin 62.000,00 Euro olarak belirlendiği, en son vadeye ilişkin ödemenin tam ve eksiksiz yapılması halinde taşınmazın alıcı firma adına tapuda tescilinin yapılacağının, taşınmaz davacıya 20/04/2015 tarihine kadar teslim edilmediği takdirde alıcıya 20 hafta süreyle sınırlı olmak şartıyla haftalık olarak 100.000,00 Euro ödeneceğinin kararlaştırıldığı, sonrasında imzalanan 05.06.2015 tarihli ek protokolde 'esas sözleşmede alıcı firma tarafından 30/05/2015 tarihinde ödenmesi gereken 25.000.000 Euro'ya ilişkin ödeme tarihinin, yasal engeller nedeniyle tapu devrinin yapılamaması nedeniyle, bu kez tapu devri tarihi olarak değiştirildiği, bakiye ödemenin yapılması ile eş zamanlı olarak tapu devri gerçekleştirileceğinin belirtildiği, davalı bankanın sözleşmeye konu taşınmazla ilgili ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/155 Esas sayılı dosyasında verilen tedbir kararı sebebi ile taşınmazı fiilen teslim edememesi nedeniyle 20/06/2015 tarihi itibariyle sözleşmeye konu taşınmaza alıcının fiilen girmesinin sağlanacağı, bankanın 03/07/2015 tarihine kadar yediemin değişikliği için mahkemeye başvuracağı ve banka adına alıcının göstereceği kişinin yediemin olmasının sağlanacağı, sözleşmeye konu taşınmazın davalar nedeniyle hukuken tesliminin gecikeceği, alıcının bu haliyle teslimi kabul ettiği, bankanın ise haftalık 100.000.00 Euro gecikme karşılığı olan yükümlülüğünü 20 hafta için tek seferde, 2.000.000,00 Euro ödeyerek yerine getirmeyi kabul ettiğinin hüküm altına alındığı, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/155 Esas sayılı dosyasında davacı-karşı davalı ...AŞ. tarafından davalı-karşı davacı FSP Turizm Yatırım A.Ş. aleyhine müdahalenin önlenmesi, karşı davacı tarafından ise üst hakkının tescili, alacak, tazminat davası açıldığı, yargılama sırasında taşınmazın tapu kaydının devri ile inşaat faaliyetlerinin engellenmesi bakımından ihtiyati tedbir kararları verildiği, alıcı davacı tarafından gösterilen yedieminlerin bu görevleri itiraz üzerine kaldırılarak banka çalışanının atandığı, davanın karşılıklı feragat nedeniyle reddine karar verildiği, yargılama sırasında davalı tarafça 14/01/2016 tarihli ihtarname ile devredilecek taşınmaz üzerindeki ihtiyati tedbirlerin kaldırıldığı, taşınmazı devre hazır oldukları bildirilmiş, davacı tarafça ise davalıya gönderilen 11/02/2016 tarihli yazı ile bakiye ödenecek satış bedelinden 1.750.000,00 Euro düşülmesi ve kalan 23.250.000,00 Euro'yu ödemeye hazır oldukları bildirilmiş, sonrasında 26/04/2016 tarihli mutabakat ile taşınmazın 60.250.000,00 Euro satış bedelinden 4.500.000,00 Euro indirilmek suretiyle taşınmazın satış bedeli 55.750.000,00 Euro olarak belirlenerek taşınmazın devir tesliminin gerçekleşmiş olup, davacının işçilik ve imalat bedeline ilişkin talebi niteliği itibariyle menfi zarar, 2015 ve 2016 yılı gelir kaybı talebi ise müspet zarar niteliğinde olduğu, taraflar arasındaki 04.06.2015 tarihli ikinci sözleşme ile kararlaştırılan geç teslim nedeniyle ödenecek 2.000.000,00 Euro bedeli davalı ödemiş olup, davacı zararının daha fazla olduğu iddiasının ancak davalının kusurlu olması halinde nazara alınacağını ancak davacı, taşınmaza ilişkin olarak devam eden dava nedeniyle taşınmazın gerek fiilen gerekse hukuken tesliminde bir takım sorunlar olduğunu bilerek ve basiretli tacir olarak ödemeyi bu haliyle kabul etmiş olduğu, taşınmazın hukuken ve fiilen teslimi, davalıdan kaynaklanmayan, tamamen mahkeme kararından kaynaklanan nedenlerle gerçekleşmemiş, incelenen dosya kapsamında da davalının teslimi ve inşaat faaliyetlerini engelleyen ihtiyati tedbir kararlarının kaldırılması ve yediemin değişikliği için yasal olarak çaba göstererek hukuken yapılması gerekenleri yerine getirdiği sabit olduğundan taşınmazın hukuken ve fiilen tesliminin gecikmesinde davalının kusuru bulunmadığı, kusurlu olmayan davalıdan, geç ifa nedeniyle müspet veya menfi zarar talep edilmesi mümkün olmayacağı ayrıca davacının devredileceği beklentisiyle taşınmaza masraf yapmış ise de taşınmaz bu süreçte davacıya devir ve teslim edilerek sözleşme ifa edildiğinden davacının taşınmaz için yaptığı masraf talebinin yerinde olmadığı, davalının kusuru bulunmadığından müspet zarar kapsamındaki 2015 ve henüz dava tarihi itibariyle doğmamış 2016 yıllarına ilişkin gelir kaybı taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, kararı temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 24/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.